Dünya
BBC Türkçe

Erdoğan-Paşinyan görüşmesi: Batı’nın beklentisi Ankara’nın Bakü’yü Erivan’la anlaşma konusunda ikna etmesi

Avrupa Siyasi Topluluğu ilk toplantısı bugün başlayacak

06 Ekim 2022 09:13

Türkiye ile Ermenistan arasında geçen sene sonundan bu yana süren normalleşme sürecinde en önemli görüşmelerden biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında Prag’da bugün gerçekleşecek.

Görüşmenin Türkiye-Ermenistan sürecine etkileri kadar Azerbaycan ile Ermenistan arasında tamamlanamayan kalıcı barış antlaşmasına da yansımaları olup olmayacağı merak ediliyor.

Batı, anlaşmanın sağlanması için Türkiye’den savaşı kazandığı için hemen hiçbir konuda esneklik göstermeye yanaşmayan Azerbaycan üzerindeki etkisini kullanmasını bekliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un girişimiyle oluşturulan Avrupa Siyasi Topluluğu ilk toplantısını Avrupa Birliği dönem başkanı Çekya’nın başkenti Prag’da 6-7 Ekim günlerinde gerçekleştirecek.

Toplantıya 27 Avrupa Birliği ülkesinin yanı sıra aralarında Türkiye, Birleşik Krallık, Ukrayna, Azerbaycan, Ermenistan ve Balkan ülkelerinin de olduğu 17 ülke daha katılacak.

Hükümetlerarası bir formatta ve ülkelerin eşit statüde katılacakları bu ilk toplantıda, Avrupa Siyasi Topluluğu’nun küresel ve bölgesel sorunlar karşısında nasıl bir yön izleyeceği, çalışma esasları gibi ana konuları ele alması bekleniyor. Türkiye, AB’ye tam üye adayı statüsüne halel gelmemesi koşuluyla Prag’daki toplantıya katılıyor.

6 Ekim’de yapılacak ilk genel oturumun ardından toplantıya katılan liderlerin ikili görüşmeleri için vakit ayrıldı. Bu kapsamda, en dikkat çekici ve önemli görüşmelerden bir tanesinin Türkiye ve Ermenistan liderleri arasında olması bekleniyor.

İki ülke arasında en son en üst düzey görüşmeler 2008 senesinde dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Türkiye-Ermenistan futbol maçını izlemek üzere Erivan’a gitmesi ve dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın 2009’da Bursa’da oynanan ikinci maça gelmesi vesilesiyle gerçekleşmişti. Futbol diplomasisi adı verilen o dönemki çabalar iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin tesis edilmesi, sınırların açılması ve ikili ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan iki protokolün imzalanması sonucunu vermiş ancak süreç özellikle Azerbaycan’ın yoğun tepkisi nedeniyle tamamlanamamıştı.

İki ülke liderleri arasında 13 sene sonra gerçekleşecek görüşme ise daha farklı çerçevede gerçekleşecek.

Azerbaycan’ın 2020 sonunda yaşanan savaşta Dağlık Karabağ’daki topraklarını Ermenistan’dan geri alması, hem Kafkasya bölgesindeki 30 yıllık statükonun değişmesine, hem de Ankara-Erivan arasındaki normalleşme sürecine Bakü’nün tepkisini kaldırmasına yol açtı.

Bu durum da Erdoğan ve Paşinyan’ın Kafkasya’nın tamamını ilgilendiren iki temel konuyu ağırlıklı olarak ele alacaklarını göstermesi bakımından önemli.

Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci ivme kazanır mı?

İki liderin gündemindeki ilk konu doğal olarak normalleşme süreci ve bundan sonra atılması gereken adımlar olacak.

Ocak ayında Moskova’da başlayan görüşmeler kapsamında Türk ve Ermeni özel temsilciler, Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan Parlamento Başkan Yardımcısı Ruben Rubenyan dört kez görüştü. Kılıç ve Rubenyan’ın Eylül ayında yapmaları öngörülen beşinci toplantı, Azerbaycan ve Ermenistan güçleri arasında yaşanan şiddetli çatışmalar nedeniyle gerçekleşememişti.

Ermenistan, Türkiye ile normalleşmenin daha süratli olması, diplomatik ilişkilerin tesisi ve sınırların bir an önce açılmasını istiyor.

Her adımı Azerbaycan’la koordineli atmaya özen gösteren Türkiye ise Ankara-Erivan arasındaki süreci Erivan-Bakü arasında devam ettirilen kalıcı barış antlaşmasına paralel götürmek niyetinde. Bu nedenle taraflar arasında bugüne kadar atılan adımlar, karşılıklı uçuşların başlatılması, üçüncü ülke vatandaşlarının kara sınırından geçişi için hazırlıkların yapılması gibi daha sembolik konuları kapsamıştı.

Bu kapsamda Erdoğan ve Paşinyan’ın Türk-Ermeni normalleşmesi ile birlikte Güney Kafkasya’nın tamamının barış ve istikrarı açısından önemli olan Azeri-Ermeni görüşmelerine odaklanmaları bekleniyor.

Anlaşma neden tamamlanamıyor?

2020’nin son aylarında yaşanan altı haftalık savaş sonunda Rusya Federasyonu’nun araya girmesi üzerine Ermenistan ve Azerbaycan ateşkes ilan etmiş ve üzerinde uzlaşılan protokole göre Ermeni güçleri Dağlık Karabağ’dan çekilmişti.

Rusya, ateşkes sürecini gözlemlemek üzere 5 bine yakın asker konuşlandırırken; Türkiye de, daha az etkin de olsa süreçte rol oynamıştı.

Çatışmaların durmasına karşın aradan geçen sürede sınırların tam olarak çizilmesini sağlayacak, tarafların egemenlik alanlarını belirleyip aralarında kuracakları siyasi ilişkilerin çerçevesini çizecek kalıcı bir anlaşma sağlanamadı.

Bununla birlikte Eylül ayında taraflar arasında yeniden alevlenen çatışmalar, ateşkesin kırılganlığını ve kalıcı anlaşmanın sağlanmaması durumunda askeri gerilimin artacağı riskini yeniden ortaya çıkardı.

Ermenistan’ın yakın müttefikleri olan ABD ve Fransa, tarafları yeniden bir araya getirmek ve anlaşma için bastırmak üzere bu süreçte ağırlıklarını koydu. Özellikle 2 Ekim’de Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanları arasında başlatılan barış görüşmelerine bu iki ülkeden büyük destek geliyor.

Ancak Batı, Azerbaycan'ın "savaşı kazanmanın getirdiği üstünlükle hiçbir konuda esneklik göstermediğini" düşünüyor ve Bakü'ye tutumunu yumuşatması için baskı yapıyor.

Paşinyan’ın anlaşmayı imzalamaya niyetli olduğu ancak bunu Ermenistan toplumuna ve diasporasına kabul ettirecek bir şekilde yapmak istediği de belirtiliyor.

Taraflar arasındaki en önemli sorunlar ;sınırların çizilmesi, Dağlık Karabağ’da kalacak olan Ermeni halkın statüsü ve Azerbaycan ana toprakları ile Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak koridorun oluşturulması.

Bu karayolunun kimin kontrolünde olacağı, Ermenistan’ın kendi topraklarından geçen yolla ilgili egemenlik haklarını ne kadar kullanabileceği gibi önemli sorunlar masada duruyor. Ermenistan’ın karayoluna karşı çıkmadığı ancak egemenlik haklarını koruyacak bir formül istediği belirtiliyor.

Ankara nasıl bir rol oynayacak?

Ankara, sürecin başından bu yana aktif olarak Bakü’nün yanında yer aldı. Savaşın sonlanmasının ardından Ermenistan’a çağrıda bulunan Türkiye, Güney Kafkasya’da barış ve istikrar için tarafları bir araya getirmeye de çalıştı.

Prag’da gerçekleşecek Erdoğan-Paşinyan görüşmesine önem veren Batılı ülkeler, Kafkasya’da barış ve istikrar için büyük önem verdikleri Azerbaycan-Ermenistan anlaşması sürecinde Türkiye’nin daha objektif bir çizgi izlemesini ve Bakü üzerindeki etkisini kullanmasını bekliyor.

Bu ülkeler, Azerbaycan’ın daha esnek olması için Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile diyaloğunu kullanmasının durumu değiştirebileceğine inanıyor. Batılı kaynaklar, aksi durumda anlaşmanın imzalanmasının güçleşeceğini ve çatışma riskinin ortaya çıkabileceği kaygısını dile getiriyor.

Ermenistan-Azerbaycan anlaşması ve buna paralel Ermenistan-Türkiye normalleşmesinin, Rusya’nın Kafkasya’daki etkisini azaltacak bir etki yaratacağını da öngören Batı, Ukrayna savaşının sürdüğü bir süreçte bu bölgede atılacak adımın çok daha olumlu yansımalarının olacağı görüşünde.

Ankara’nın bu beklentilere yanıt verip vermeyeceği Erdoğan’ın Paşinyan ile ve belki daha sonra Aliyev ile yapacağı görüşmelerin sonucunda ortaya çıkacak.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir