16 Temmuz 2025 16:59
Güncelleme: 16 Temmuz 2025 17:00
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, "Suriye’de HTŞ'nin Arap Alevi katliamından sonra Dürzilere yönelik başlattığı katliamlar derhal son bulmalıdır. Suriye’yi yeni gerilim ve çatışmalara sürükleyen, etnik ayrımları derinleştiren, katliamlara yol açan, sivil halkı tehdit eden katliamcı, ayrıştırıcı, tehditkâr politikalara karşı ülkemiz işçi ve emekçileri başta olmak üzere Ortadoğu’daki bütün halkları birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, HTŞ öncülüğünde kurulan Geçici Şam Yönetimi'nin; Arap Alevilere ve Dürzilere yönelik saldırılarına ilişkin sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Aslan şunları kaydetti :
"Suriye’de Arap Alevilerine yönelik yaşanan katliamdan sonra şimdi de HTŞ öncülüğünde kurulan Geçici Şam Yönetimi, Dürzi toplumuna karşı katliam yapıyor. HTŞ'nin Süveyda'da yürüttüğü operasyonda şu ana kadar 248 Dürzi’nin öldüğü belirtiliyor. Süveyda şehrine giren HTŞ'ye bağlı cihatçı gruplar Dürzi halkına ve Dürzi inancını temsil eden sembollere saldırması, bu operasyonun bir katliam girişimi olduğunu gösteriyor. Geçmişi zaten bilinen HTŞ, daha önce Suriye’de Alevi halka karşı saldırı ve katliamlara meşruiyet kazandırmak için, 'Esad yanlısı güçler ile Suriye yönetimi arasında yaşanan çatışmalar' diye göz boyamıştı. Dürzilere yönelik saldırıyı ise 'Kanun dışı, yasa dışı güçlerin silahsızlandırması' olarak lanse ediliyor. Saldırı ve katliamın başlıca nedeni HTŞ'nin selefi, mezhepçi zihniyeti ve HTŞ'nin Suriye’de yönetimi ele geçirdikten sonra verdiği sözleri yerine getirmeyi bırakalım dinci, gerici bir yönetim oluşturma emelidir.
HTŞ, Dürzi öz savunma güçlerinin silahsızlandırarak bölgede kendi gerici emellerinin önündeki direnç noktalarını engelleri ortadan kaldırmak istiyor. HTŞ Alevilere yaptığı saldırıyı aynı Saiklerle Dürzi'lere yapıyor. Alevilere yönelik HTŞ katliamlarının benzerinin bu kez de Dürzilere yönelmesi Suriye’yi ve bölgeyi büyük bir karanlığa sürüklenmektedir. Farklı kimliklere, halklara ve inançlara HTŞ öncülüğünde dayatılmak istenen tekçi politikalar, Suriye’nin demokratik gelecek hayaline karanlığa gömmektedir. Emperyalist güçler ve işbirlikçilerin konsensüsü ile Suriye yönetimi devralan HTŞ, Suriye’nin çok kimlikli, çok inançlı yapısını yok sayarak IŞİD'in hedeflediği gibi tekçi bir rejim kurmak istiyor. HTŞ’nin Dürzilere saldırısı devam ederken İsrail ordusu, Şam'da Genelkurmay Başkanlığı karargahının giriş kapısına saldırı düzenlediğini duyurdu ve 'Dürzilere yönelik gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz' açıklaması yaptı. İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail medyasına yaptığı açıklamalarda, müdahalenin amacının güney Suriye’de silahtan arındırılmış bir bölge oluşturmak olduğunu söyledi. 'Güney Suriye’de ikinci bir Lübnan oluşmasına izin vermeyeceğiz' ifadelerini kullandı.
HTŞ’nin ve İsrail’in Dürzi’leri silahsızlandırması aynı amaca hizmet ediyor. Dürziler ’in silahsızlandırılması başarıldığında sıranın Kürtlerin silahsızlandırmasına geleceği de konuşuluyor. Halep’te Kürtlerin oturduğu iki mahallenin abluka altına alınması bu gelişmelerden bağımsız değil. Suriye’deki halkların, etnik-dinsel toplulukların bir arada yaşaması ancak demokratik-seküler bir yönetimle mümkündür. Kadınların, Alevilerin, Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Dürzilerin, Hıristiyanların ve daha birçok toplumsal kesimin dahil edileceği kapsayıcı bir demokratik yönetim, çatışma ve katliam girişimleri engellemenin tek yoludur. Suriye’de HTŞ'nin Arap Alevi katliamından sonra Dürzilere yönelik başlattığı katliamlar derhal son bulmalıdır. Suriye’yi yeni gerilim ve çatışmalara sürükleyen, etnik ayrımları derinleştiren, katliamlara yol açan, sivil halkı tehdit eden katliamcı, ayrıştırıcı, tehditkâr politikalara karşı ülkemiz işçi ve emekçileri başta olmak üzere Ortadoğu’daki bütün halkları birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz." (ANKA)
© Tüm hakları saklıdır.