Gündem
BBC Türkçe

Diyarbakır Bismil'de Nevruz öncesi 5 yaşındaki ikizler gözaltına alındı mı; anne, baro ve emniyet ne diyor?

Diyarbakır'da Nevruz kutlamalarında yöresel kıyafetler giyen; yeşil, sarı, kırmızı renklerin olduğu kuşak, şal ve sembolleri taşıyan kişilerin alana girmesine izin verilmedi

28 Mart 2022 14:44

Hatice Kamer-Diyarbakır

21 Mart'ta Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında, yöresel kıyafetler giyen; yeşil, sarı, kırmızı renklerin olduğu kuşak, şal ve sembolleri taşıyan kişilerin Bağlar'daki Nevruz Parkı'na girmelerine izin verilmedi. Kontrol noktalarında 74'ü çocuk 298 kişi gözaltına alındı.

19 Mart'ta ise Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde, 5 yaşındaki ikiz kız kardeşler A.B. ve E.B.'nin anneleri ile birlikte Nevruz kutlamaları için alana gittikleri sırada, kıyafetlerinin üzerindeki semboller ile renkler nedeniyle gözaltına alındıkları öne sürüldü.

Anneleriyle beraber ifadeleri alınan çocuklardan E.B.'nin, parmak izi de alındıktan sonra ailenin serbest bırakıldığı iddia edildi.

İddiayı Diyarbakır Barosu yargıya, HDP Meclis'e taşıdı.

'Çocuklarımın psikolojileri bozuldu'

BBC Türkçe'ye konuşan çocukların annesi Zeynep Aslan Biçer, 21 Eylül 2017 doğumlu ikiz çocuklarının olayın etkisinde kaldıklarını, psikolojilerinin bozulduğunu söyledi:

"O günden beri gece uykularından ağlayarak kalkıyorlar, altlarını ıslatıyorlar, eve gitmek bile istemiyorlar. Kayınvalidemde kalıyoruz şimdi. Eve gidince polisin gelip bizi tutuklayacağından korkuyorlar".

'Polis şaka yapıyor sandım'

Zeynep Aslan Biçer, Bismil'deki Nevruz kutlamalarına gitmek için, çocuklarıyla beraber yöresel kıyafet giydiklerini; kıyafetlerdeki yeşil, sarı, kırmızı renk ve semboller nedeniyle kontrol noktasında bekletildiklerini söyledi:

"4,5 yaşındaki ikiz kızlarımla bize gösterilen köşede bekledik. Yasaklı olan renklerin alınıp alana gireceğimizi sandık. Bir süre sonra polis aracı geldi ve kolumdan tutup araca bindirmeye çalıştıklarında karşı çıktım, kızlarım çok korkup ağlamaya başladılar. Hepimizi araca soktular sonra.

"Karakolda ifadeyi alan polis bana dönerek 'Kızın ifade verebilir mi?' diye sordu. Şaka yapıyor sandım, güldüm. Bu sefer 'İmza verebilirler mi?' diye sorulunca şaka olmadığını anladım.''

"Polise, kızlarımın küçük oldukları için anaokuluna bile alınmadığını söyledim. Yanıtı, 'Çocuğun oraya gelmeyi biliyor da ifade vermeyi mi bilmiyor. Onları daha bu yaşta eğitmeye, beyinlerini yıkamaya başlıyorsunuz' oldu."

Polisin, çocukların kıyafetinin üstündeki yıldız sembolünün "terör örgütü sembolü" olduğunu, bu nedenle yasaklı olduğunu belirttiğini söyleyen Biçer, şöyle devam etti:

"Daha sonra kızım A.B.'ye 'Bu kıyafetler senin mi, kardeşinin mi?' diye sordu, kızım da 'Kardeşimin' diye yanıt verdi. Kıyafeti kimden aldıklarını sordu, kızlarım 'Bilmiyorum, annem bize giydirdi' diye yanıt verdiler, Kıyafeti niçin giydikleri sorusuna da 'Nevruz kutlaması için giydik' cevabını verdiler.

"Kızım E.B.'nin adına tutanağa yazdılar, parmağını mühre basıp parmak izini tutanağa bastılar ve bizi bıraktılar. Biz de tekrar alana gittik".

Diyarbakır Barosu suç duyurusunda bulundu

Diyarbakır Barosu, olayla ilgili olarak 25 Mart'ta suç duyurusunda bulundu.

Baro; Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin 19. maddesinde, 12 yaşından küçük çocukların suç nedeniyle yakalanamayacağının ve suç tespitinde kullanılamayacağının açıkça belirtildiğine dikkat çekti.

Baro, buna rağmen 5 yaşındaki çocuklara yakalama ve gözaltı işlemi yapılarak, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini savundu.

HDP konuyu Meclis'e taşıdı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, İçişleri Bakanlığı'na sunduğu bir soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Koçyiğit, 5 yaşındaki çocukların anneleri ile beraber ifadelerinin alınması sırasında herhangi bir sosyal hizmet yetkilisi ve psikoloğun hazır olup olmadığını, işlemi yapan kolluk görevlileri hakkında soruşturma açılıp açılmadığını sordu.

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen de olayla ilgili yazılı açıklama yaptı. Yasada 12 yaşın altındaki çocuklara gözaltı ve yakalama işlemi yapılamayacağının açık olduğunu belirten Ülsen, "Buna karşın gözaltı ve yakalama işlemi yapılması, keyfi uygulamaların ve hukuksuzluğun endişe verici boyutlara ulaştığını bir kere daha gözler önüne sermektedir" dedi.

Diyarbakır Valiliği ise Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 19. maddesine istinaden, Diyarbakır ve ilçelerinde yapılması muhtemel her türlü açık ve kapalı alan eylemlerini ve etkinliklerini4 Nisan'a kadar yasakladı.

Emniyet yetkilisi: 'Haberler asılsız, bilgi kirliliği var'

İddialarla ilgili olarak BBC Türkçe'ye konuşan Bismil İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden bir yetkili, basına demeç verme yetkilerinin olmadığını söyledi, "Konuyla ilgili bilgi kirliliği var" dedi.

Tüm işlemlerin savcılık talimatıyla gerçekleştiğini belirten yetkili, konuyla ilgili haberlerin tamamının asılsız olduğunu, çocuğa yönelik herhangi bir gözaltı işleminin yapılmadığını, çocukların kıyafetlerinin yöresel olmadığını ve asılsız açıklamaların "provokasyon amacı taşıdığını" söyledi.

Emniyet yetkilisi, konunun valilik ve bakanlık düzeyinde takibinin yapıldığını, gerekli görülmesi halinde bir basın açıklaması yapılabileceğini de ekledi.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir