T24 Dış Haberler
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, 17-18 Mart'ta Cenevre'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin ev
sahipliğinde Ada’daki iki tarafın liderlerinin, Anavatanların Dışişleri Bakanlarının ve Britanya Devlet Bakanı’nın katılımıyla gerçekleştirilen Kıbrıs konulu toplantıda "ilk defa federal model gündeme alınmadığını, telaffuz dahi edilmediğini" aktardı. "Kıbrıs konusunda taviz verildiği iddiaları bütünüyle yanlış ve kötü niyetlidir" diyen Dışişleri kaynakları Cenevre’deki toplantının "60 yıllık Kıbrıs
meselesinde yeni bir noktaya gelindiğini ortaya koyduğunu" savundu.
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki son durumu aktardıkları bir açıklamada bulundu.
17-18 Mart'ta Cenevre'de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Ada’daki iki tarafın liderlerinin, Anavatanların Dışişleri Bakanlarının ve Britanya Devlet Bakanı’nın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyla ilgili olarak bilgi veren kaynaklar, toplantıda "Ada’daki iki halka da yarar sağlayabilecek iş birliği alanlarının keşfine odaklanıldığını" ifade etti.
"Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde yürüttüğü tavizsiz politikaların neticesinde bu noktaya gelindi"
Toplantıda liderlerin, yeni geçiş noktalarının açılması, Ada’nın mayınlardan arındırılması, çevre ve iklim değişikliği, Ara Bölge’de güneş enerjisinden elektrik üretimi, mezarlıkların restorasyonu ve gençlik konusunda bir teknik komitenin kurulması konularında ilerleme sağlanması üzerinde mutabık kaldığını aktaran kaynaklar, "Türkiye’nin Kıbrıs meselesinde yürüttüğü tavizsiz politikaların neticesinde bu noktaya gelinmesi önem taşımaktadır," ifadelerini kullandı.
"Çözümsüzlük Rum tarafının kaynakları Kıbrıs Türkleriyle paylaşma düşüncesini sindirememesinden kaynaklanıyor"
"Kıbrıs sorununun bugüne kadar çözümsüz kalması Rum tarafının, siyasi ve ekonomik kaynakları Kıbrıs Türkleriyle paylaşma düşüncesini sindirememesinden kaynaklandığını" savunan Dışişleri kaynakları; Türkiye'nin Ada’da iki halk ve iki devlet olduğunu söylediğini ve BM Genel Sekreteri’nin de "sahadaki gerçekliklere göre tavsiyelerde bulunmasının" memnuniyetle karşılandığını aktardı.
Dışişleri kaynakları Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) de dahil olmak üzere üçüncü taraflardan beklentisinin "Rumları desteklemeyi bir yana koyup, BM Genel Sekreteri’ni desteklemeleri" olduğunu aktardı.
Ne olmuştu?
Türk Devletleri Teşkilatı'nın 3 üyesi Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve bir gözlemci üyesi Türkmenistan; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne (GKRY) art arda büyükelçi ataması yapmıştı. Ülkelerin büyükelçi atamalarını 4 Nisan'da AB ile Orta Asya ülkeleri arasında yapılan ilk zirve öncesinde tamamlaması dikkat çekmişti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da atama kararlarını söz konusu ülkelerin Avrupa Birliği (AB) ile kurduğu yakın ilişkilerden kaynaklandığı yorumunu yapmıştı. Öte yandan AB-Orta Asya ülkeleri arasında yapılan zirvenin sonuç metninde ülkelerin altına imzasını attığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları da dikkat çekmişti. Zirvenin sonuç bildirisinde atıfta bulunulan iki karar Kıbrıs adasında GKRY dışındaki bir hükûmetin tanınmaması çağrısında bulunuyordu.
