Gündem

Dem Parti Eş Başkanı Hatimoğulları: Gelin Kürt sorununu hep beraber çözelim

"Bugün Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye, elbette Orta Doğu’da barış talebinde bulunduğu zaman, Rusya-Ukrayna savaşında barış çağrısı yaptığı zaman daha gerçekçi ve sahici olur"

10 Mart 2024 15:24

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “2024 nevruzu çağrımızı buradan bir kez daha yineliyoruz, Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Bugün Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye, elbette Orta Doğu’da barış talebinde bulunduğu zaman, Rusya-Ukrayna savaşında barış çağrısı yaptığı zaman daha gerçekçi ve sahici olur. Buradan çağrımızı yineliyoruz, gelin Kürt sorununu hep beraber çözelim” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, Diyarbakır Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda 2024 nevruzuna ilişkin hazırlanan deklarasyon kamuoyuyla paylaşıldı.

"Bir sonuç alana dek elbette mücadelemiz devam edecek"

Açıklamada söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kürt sorununu çözmek için mücadelelerini yürüteceklerini ifade ederek şunları söyledi:

“40 yıldır bu ülkede devam eden ve özü itibarıyla 100 yıllık bir mesele olan Kürt sorununun, bu bölgede, sadece Türkiye’de değil, Kürdistan’ın dört yanında demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarımızı sürdürüyoruz, sürdürmeye devam edeceğiz. Israrımızı mücadelemizle daha da büyüteceğiz. Bir sonuç alana dek elbette mücadelemiz devam edecek. Yakın zamanda cezaevlerinde başlayan açlık grevleri yine aynı talep çerçevesinde devam ediyor.

"Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye, elbette Orta Doğu’da barış talebinde bulunur"

2024 nevruzu çağrımızı buradan bir kez daha yineliyoruz, Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Kürt sorunu bir statü sorunudur. Statü sorunu, dört parça Kürdistan’ın her biri kendi içindeki Kürt halkına verilecek statüyle mümkündür. Biz Türkiye’ye çağrımızı defaatle yaptık. Dedik ki, eğer sizler bugün Filistin sorununun çözülmesi, mazlum Filistin halkının üzerindeki sömürünün, zulmün kalkması için bir çaba veriyorsanız, Gazze’de Filistin halkına yaşatılanları siz Rojava’da, Afrin’de Kürt halkına yaşatıyorsanız bu samimiyet değildir. Bugün Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye, elbette Orta Doğu’da barış talebinde bulunduğu zaman, Rusya-Ukrayna savaşında barış çağrısı yaptığı zaman daha gerçekçi ve sahici olur. Buradan çağrımızı yineliyoruz, gelin Kürt sorununu hep beraber çözelim. Gelin tecridi hep birlikte kaldıralım. Gelin, Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasını hep birlikte sağlayalım.

Bugün yaşanan bu savaş ve çatışmalar, bugün İHA ve SİHA’lara ayrılmış bütçe Türk kardeşlerimizin, Türk emekçi ve yoksul halkımızın ekmeğini küçülterek yapılandır. Oysa biz 72 milletle bir arada yaşanabilen bu coğrafyada devletin dayattığı zulme ve çözümsüzlüğe karşı, çözümü, barışı, kardeşliği bu topraklarda bu coğrafyada tesis edersek, biz biliyoruz ki halkların, işçilerin, emekçilerin, ezilen ve sömürülenlerin sorunlarına yönelik çok önemli adım atmış oluruz.”