Kültür-Sanat

'Damızlık Kızın Öyküsü'nün yazarı: 1930’lardaki totaliterliğe her zamankinden daha yakınız

"İnsanlar kitabın onlar için olası olduğunu fark ettiler"

14 Ekim 2017 22:03

Çeviri: Gonca Tokyol

Dizi olarak da yayınlanan distopik roman Damızlık Kızın Öyküsü’nün yazarı Margaret Atwood, dünyanın 1930’lardaki karanlık günlere her zamankinden daha yakın olduğunu söyledi. 

"Yazdıklarım daha olası hale geldi"

Frankfurt Kitap Fuarı’nda Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü’nü kabul eden Atwood, “1930’lar, o günlerden bu yanaki en yakın mesafede gibi hissediliyor” dedi. Totaliterliğin birçok işaretinin bugünlerde kendisini ABD’de göstermesinin şaşırtıcı olduğunu ifade eden 77 yaşındaki yazar, Damızlık Kızın Öyküsü’nü yazmaya başladığı Soğuk Savaş dönemi Berlin’ini hatırlatarak, “Avrupa’daki insanlar ABD’yi demokrasi, özgürlük ve açık fikirliliğin yol göstericisi olarak görüyorlardı ve böyle bir şeyin olabileceğine inanmak istemediler. Ancak şimdi işler değişti ve ne yazık ki yazdıklarım daha olası hale geldi” diye konuştu. 

Margaret Atwood

"İnsanlar kitabın onlar için olası olduğunu fark ettiler"

Kitabı konu alan Emmy ödüllü dizinin Donald Trump’ın seçimlerden önce çekilmeye başlandığını ancak, milyarder iş adamının ABD başkanı olmasının ‘ayarları oldukça radikal bir şekilde değiştirdiğini’ ifade eden Atwood, “Dizinin bu kadar popüler olmasının sebeplerinden bir tanesi şu, insanlar bir anda bunun onlar için olası bir gerçeklik olduğunu hissettiler” yorumunda bulundu. 

Atwood’un 1986 yılında yayımlanan romanı, radyasyona maruz kalmış ve havası, suyu, toprakları kimyasal maddeler tarafından zehirlenmiş, çoraklaşmış ve verimsizleşmiş Gilead’da geçiyor. Doğurganlığın neredeyse durma noktasına geldiği dünyada, ABD’nin yerine kurulan Gilead devletinde ’üreme yeteneğine’ sahip kadınlar zorla köleleştirilerek ‘Damızlık’ olarak nitelendiriliyor ve ülkenin yönetiminden sorumlu elit sınıf ‘Komutanlar’a ‘servis ediliyor’. Doğurgan olmayan ‘komutan eşleri’nin de dahil olduğu ‘tecavüz ritüelleri’nde rejimin devamı için üremeye zorlanan kadınlar, Gilead yönetimi tarafından aynı zamanda ‘ticaret ürünü’ olarak başka ülkelere de pazarlanıyor.