Gündem

Cumartesi İnsanları 744. haftada; gözaltında kaybedilen Ahmet Demiray'ın failleri soruldu

Demiray'ın avukatı Sezgin Tanrıkulu, mektubunda, gözaltında kaybetmenin kişiye yönelik bir suçtan öte insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ifade etti

29 Haziran 2019 14:23

Gözaltında kaybedilen evlatlarını ve yakınlarını arayan Cumartesi İnsanları, İHD önünde 744. kez buluştu. Anneler, bu haftaki buluşmada gözaltında kaybedilen Ahmet Demiray’ın faillerini sordu, adalet talep etti. Hayatını kaybeden Cumartesi İnsanlarından Baba Ocak da ölümünün 18. yıl dönümü dolayısıyla anıldı.

Evrensel'in haberine göre Cumartesi İnsanları adına basın metnini İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri okudu.

744. haftalarında Ahmet Demiray dosyasına değindiklerini söyleyen Yoleri, “29 yaşındaki dört çocuk babası Ahmet Demiray Diyarbakır’da yaşıyordu. 21 Temmuz 1994 tarihinde Seyrantepe’de gözaltına alındı. Baba Demiray; oğlunun H.E., T.E. ve Ö.E isimli köy korucuları ve başka kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığını ve hayati tehlike altında olduğunu belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne başvurdu. Aynı gün savcı, Ahmet’in Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’nda gözaltında tutulduğunu bildirdi. Demiray Ailesi Ahmet’in savcılığa çıkarılmasını beklerken, 15 Ağustos 1994 tarihinde Lice Cumhuriyet Savcılığı, Lice Belediye Başkanlığı’na bir yazı gönderdi. Yazıda Ahmet Demiray’ın Lice İlçesine bağlı Dibek Köyü’nde öldürüldüğü bilgisi ve ailesinin Hazro’da bulunması nedeniyle sahipsiz olan cenazesinin belediye tarafından defnedilmesi talimatı bulunuyordu. Ahmet Demiray’a otopsi yapılmadı. Onu kimsesiz kişi olarak defnedildiği yerden teslim almak isteyen ailesine izin verilmedi. Gözaltında tutulan Demiray’ın ölümünün gerçekleştiği koşullara yönelik etkin bir soruşturma yapılmadı” diye konuştu.

AİHM ihlal kararı verdi

Yoleri, “AİHM’ye taşınan davada hükümet, Demiray’ın gözaltındayken götürüldüğü yer gösterme sırasında tuzaklı bir mayın patlaması sonucunda öldüğünü iddia etti. Ancak bu iddiayı destekleyecek nitelikte belge ve delilleri mahkemeye sunmadı. Mahkeme, hükümetin Ahmet Demiray’ın ölümü ile ilgili yaptığı açıklamanın makul olmadığı ve ölümün gerçekleştiği koşullar hakkında hakiki bir araştırma yürütülmediği sonucuna vararak Türkiye’yi mahkum etti” dedi.

"Kaybedenler yargılansın ve cezalandırılsın"

Yoleri, “Devlet, Ahmet Demiray’ın yaşamını koruma ve gözaltında kaybedilmesi ile ilgili etkili soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Hakikat ve adalet 25 yıldır adliyenin tozlu raflarına hapsedildi. Artık yeter. 25 yıllık inkar ve cezasızlık son bulsun, Ahmet Demiray’ın gözaltında ölümü ile ilgili hakikat açıklansın. Ahmet Demiray’ın mezar yeri açıklansın. Onu gözaltına alanlar, öldürenler ve bedenini kaybedenler yargılansın ve cezalandırılsın” diye konuştu.

Yoleri son olarak “Ahmet Demiray ve tüm kayıplarımız için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. 45 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

"Gözaltında kaybetme; insanlığa karşı işlenmiş suçtur"

Basın açıklamasının ardından Ahmet Demiray'ın avukatı ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'un gönderdiği mektubu gözaltında kaybedilen Mecit Baskın'ın oğlu Eren Baskın okudu. Tanrıkulu'un mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Ahmet Demiray'ın gözaltında öldürülmesi, yıllardır üzerinde durduğumuz cezasızlık olgusunun en somut örneklerindendir. Gözaltında kaybetme; kişiye yönelik bir suçtan öte insanlığa karşı işlenmiş suç olduğu gerçeğiyle hareket edilerek; yasalardaki zaman aşımı süreleri kaldırılmalı ve geçmişin aydınlatılması için insan hakları savunucularının da katılımıyla TBMM çatısı altında bir komisyon kurulmalıdır. Başta insan hakları ihlallerinin mağdurları olmak üzere tüm toplumda ‘adaletin yerini bulacağı’ inancı yerleşmelidir.”

"Devlet suçluları koruma politikasından vazgeçsin"

Tanrıkulu'nun mektubunun okunmasının ardından Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak söz aldı. Ocak, “Hasan Ocak da Ahmet Demiray da sözüm ona ‘sahipsiz kişiler’ olarak kimsesizler mezarına gömülmüştür. Oysa onları harıl harıl arayan yakınları, dört gözle bekleyen dostları vardır. Devletin geleneksel politikası suçluları koruma kendi sorumluluğu gizlemek için uydurduğu bu kavramla artık yüzleşmesini istiyorum” dedi.

Hasan Ocak'ın babası Baba Ocak'ın ölümünün 18. yılı olduğunu söyleyen Ali Ocak son olarak şunları söyledi:

“Babam adalet arayışını, demokrasi, hukuk arayışını bize miras bırakarak 18 yıl önce aramızdan ayrıldı. Biz ondan devraldığımız bu mirası ömrümüz yettiği sürece hayatımızın her alanında yürütmeye devam edeceğiz.”