Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’ndaki oylamaya hile karıştırıldığı iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet suçundan düzenlenen iddianameyi “rüşvet” suçunu da oluşturabileceği iddiasıyla görevsizlik kararı vererek ağır ceza mahkemesine gönderdi. Mahkemenin kararında, iddianame konusu olayların tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun organizesinde ve kamu kurumu niteliğindeki diğer belediyeler yada iştiraklerinde görevli kişiler tarafından işlendiğinin öne sürüldüğü ifade edilerek, “Kurultay’da gayrı hukuki olarak araçsallaştırıldığı iddia edilen bir kısım oyların haksız bir vaade, teklife ya da avantaja tahvil edilmesinin rüşvet sayılıp sayılmayacağı ve ortada çok kazananlı ve çok taraflı bir rüşvet anlaşmasının bulunup bulunmadığı, bu doğrultuda sanıklara isnat olunan eylemin sübutu halinde bu fiilin aynı zamanda rüşvet suçu kapsamında kalıp kalmayacağını tartışma yetkisinin ağır ceza mahkemesinde olduğu” belirtildi.
Kararda ayrıca, iddia konusu olaylar nedeniyle Genel Başkanlığı yeniden kazanamayarak mağdur edildiği iddia ve dava olunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşmadan haberdar edilerek, “gelmediği takdirde beyanlarının esasa müessir olacağına dair mahekemece kanaat getirilmesi halinde tanık sıfatı ile beyanının alınmasına karar verilmesi ve buna ilişkin işlemlerin yapılarak delilleri tartışma yetki ve görevinin de Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu” ifade edildi. Sanıklardan Erkan Aydın’ın da eski bir milletvekili olduğu hatırlatılan kararda, bu nedenle yargılamasının yine ancak Ağır Ceza mahkemesince yapılabileceği ifade edildi.
İmamoğlu sanık Kılıçdaroğlu mağdur
Ankara Başsavcılığı, 30 Mayıs’ta Özgür Özel’in genel başkan seçildiği CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’ndaki şaibe iddialarına ilişkin olarak, aralarında Ekrem İmamoğlu ve eski Milletvekili ve Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın da bulunduğu 12 kişi hakkında “oylamaya hile karıştırarak Seçim Kanunu’na muhalefet ettikleri” iddiasıyla iddianame düzenlemişti. İddianamede Kılıçdaroğlu ise “mağdur” olarak yer almıştı. Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi değerlendirerek kabul etmişti. Tensip düzenleyerek duruşma tarihi vermesi beklenen Mahkeme sürpriz bir karara imza atarak, dosyayı görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine gönderdi.
“Ağır cezada yargılanabilir”
Mahkemenin görevsizlik kararında iddianame konusu olaylar hatırlatılarak, sanıklardan Erkan Aydın’ın eski bir milletvekili olması nedeniyle yargılamasının Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca ancak ağır ceza mahkemesinde yapılabileceği kaydedildi. Aydın’dan kaynaklandığı iddia edilen eylemlere ilişkin delilleri tartışma yetkisinin de bu nedenle Ağır Ceza Mahkemesi’nde olduğuna vurgu yapılan kararda, iddianameye göre Aydın dışındaki sanıklar arasında da fiili ve hukuki irtibat olduğuna değinildi.
“Kamu görevlisi” vurgusu
Kararda diğer sanıkların da İmamoğlu’nun Siyasi Partilerle İlişkiler Koordinatörü ve Danışmanı ve CHP PM Üyesi Baki Aydöner, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay, Beşiktaş Belediye başkanı Rıza Akpolat PM üyesi Hüseyin Yaşar, Mardin eski İl Başkanı Mehmet Kılınçaslan, Bitlis İl Başkanı Metin Güzelkaya, Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, İBB Meclis Üyesi Özgen Nama, İstanbul İl başkanı Özgür Çelik, ve Erzurum il Başkanı Serhat Can Eş’ten oluştuğuna vurgu yapıldı. İddianameye göre bu isimlerin “İmamoğlu’nun organizesinde Özgür Özel lehine oy kullanmaları için bazı delegelere para verdikleri, bir kısmına değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği adaylığı teklif ve taahhüt ettikleri, bir kısım delege ve yakınlarını CHP'li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirdikleri, bir kısım delege ve yakınlarına çok sayıda market alışveriş kartları dağıttıklarının” öne sürüldüğü ifade edilen kararda, sanıkların bir kısmının kamu tüzel kişisi olan belediyelerde görevli kamu görevlisi oldukları anlatıldı.
“Çok kazananlı bir rüşvet anlaşması” olup olmadığı değerlendirilmeli
Görevsizlik kararında, iddianamede yer verilen anlatımlara göre suç tarihlerinde ve öncesinde sanıkların, “bir kısım delege ve yakınlarını CHP’li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirme” eylemi ve bu doğrultuda yapılan anlaşma çerçevesinde Özgür Özel lehine ve Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine oy kullanılması eyleminin rüşvet sayılıp sayılmayacağının” tartışılması gerektiği kaydedildi. Kurultay’da gayrı hukuki olarak araçsallaştırıldığı iddia edilen bir kısım oyların haksız bir vaade, teklife ya da avantaja tahvil edilmesinin rüşvet sayılıp sayılmayacağı ve ortada çok kazananlı ve çok taraflı bir rüşvet anlaşmasının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtilen kararda, “bu doğrultuda sanıklara isnat olunan eylemin sübutu halinde bu fiilin aynı zamanda rüşvet suçu kapsamında kalıp kalmayacağını tartışma yetkisinin de ağır ceza mahkemesinde olduğu” belirtildi.
Kılıçdaroğlu’nun tanık olarak dinlenmesi…
Kararda ayrıca, dava konusu eylemlerle Kemal Kılıçdaroğlu'nun mağdur edildiğinin iddia ve dava edildiği, bu şekli ile sanıkların üzerine atılı olan eylemlerin sübutu halinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun da suçtan zarar görme ihtimaline binaen dava ve duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği hususunda bir tereddüt olmadığına dikkat çekilerek, şöyle denildi:
“İddia konusu olaylar nedeniyle Genel Başkanlığı yeniden kazanamayarak mağdur edildiği iddia ve dava olunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşmadan haberdar edilerek, gelmediği takdirde beyanlarının esasa müessir olacağına dair Mahkemesince kanaat getirilmesi halinde tanık sıfatı ile beyanının alınmasına karar verilip adına meşruhatlı davetiye tanzim edilerek, gelmediği takdirde bu kez ihzaren celp edilip engeli çıkmadığı takdirde tanıklığın mana ve ehemmiyeti ile sonuçları anlatıldıktan sonra mağdurun yeminli beyanını alarak, dosyada mübrez delilleri tartışma yetki ve görevinin Ankara Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu”…
TIKLAYIN - Özgür Özel'in CHP Genel Başkanı seçildiği kurultayla ilgili iddianame hazırlandı: Kılıçdaroğlu mağdur, İmamoğlu şüpheli oldu!
