Politika

Özgür Özel'den 1 Mayıs açıklaması: Taksim’i kapatmak Anayasa’yı tanımamaktır

30 Nisan 2024 13:30

T24 Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Özel, Anayasa Mahkemesi kararını hatırlatarak, "Taksim, Gezi Parkı birileri tarafından kendi egemenlik sancaklarıymış da oraya toplum giderse iktidarlarını kaybedeceklerini sanıyorlar. Taksim'i kapatmak anayasa tanımamaktır." dedi. CHP lideri "Hangi ilde nerede 1 Mayıs kutlaması varsa bu gruptan bir temsilcimiz o kutlamada yer alacak" diye konuştu.

1 Mayıs kutlamalarına katılacak vatandaşlara, STK'lara ve görevli olan kamu görevlilerine itidal çağrısı yapan Özel, "Cop görmek istemediğimizi biber gazı görmek istemediğimizi kelepçe görmek istemediğimizi güvenlik güçleriyle çatışma görmek istemediğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz" ifadelerini kullandı. 

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile yeni anayasa görüşmelerine de değinen Özel,  "Sayın Kurtulmuş'a söylediğim şudur: Giymeyeceğimiz elbiseyi alır mıyız? Yeni bir elbise alalım ama kullanmayalım bu israf olur. Sen mevcut anayasaya uymuyorsan yenisini alsan eskisinde kalsan ne olur? Yeni anayasa yapana kadar eski anayasaya uymak her vatandaşın görevidir." sözlerini partisinin grup konuşmasında da kayıtlara geçirdi. 

Özel toplantıda konuşmadan önce CHP'ye katılan eğitimci Sevinç Atabay'a rozetini taktı. Özel Atabay için "Baba evine hoş geldi" dedi. CHP lideri, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'e de başarılar diledi. 


Özel'in açıklamalarından satır başları şöyle: 

Zaman zaman geçmişte çok olumsuz ve Türkiye'yi toplumsal barışı çok rahatsız edecek durumlar oluşuyordu. Daha önce Kastamonu'da Hasan Baltacı bu sefer belediye başkanımız Soma'da üzerlerine düşenleri yaptılar. Amedspor Soma'da geldi bir gün önceden yöneticileri geldi. Dostluk kardeşlik fairplay içinde bir müsabaka oldu. Matematiksel olarak belki değil artık Manisa'dan futbolun normal şartlarında şampiyonluğu garantilemiş olarak ayrıldılar. Çok duygulandım tebrik etmek için aradım. Mesir festivalinden dolayı yoktum. Başkanlarının Manisa Soma ve başkanlarıyla ilgili söyledikleri çok önemlidir. Türkiye'de bundan sonraki süreçte de böyle futbolun böyle günlerde yaşanması kentlerin dostluğuna hepimizin kardeşliğine katkı sunmasını ümit ederek Amedspor'u da kutluyorum.

Geçtiğimiz ittifak yaptığımız İYİ Parti'de sayın Meral Akşener'in görevi bırakmasından sonra onun ve vedası ve bayrak değişimi vardı. Meral Hanım'a bir kez daha bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluklar diliyorum değerli ailesiyle birlikte. Çoklu bir yarışta rekabetçi bir ortamda ki bu demokrasi için önemlidir daha önce birlikte grup başkanvekilliği yaptığımız sayın Müsavat Dervişoğlu seçildi. Kendisine ve partisine başarılar diliyoruz.

1 Mayıs yasakları açıklaması 

Bir meydanın 1 Mayıs'a kapalı olması o iktidarın başarılı olmasını değil aslında muhtedir olamadığını, iktidarda olduğunu ama o meydanda kutlamaya yasak getirerek aslında lüzumsuz bir tedirginlik içinde olduğunu güvenliği sağlayamayacağını peşinen itiraf ettiğini ve bunun demokrasilerde özgüvensizliğin iktidarlara hiç iyi gelmeyeceğini bu yüzden bizim sorumluluk almaya hazır olduğumuzu ve sendikalarla birlikte görev yaparak kimsenin burnu kanamadan o meydandaki kutlamalara izin verilmesini talep etmiştik. 1 hafta geçti dün sayın İçişleri Bakanını aradım bu konudaki talebimi taahhüdümü ve meseleye koyduğumuz kefaleti ifade ettim. Ve iş birliği teklif ettim. Kendisi bana görevi gereği birtakım mahsurları birtakım istihbaratları birtakım yasadışı örgütlerin yapmış olduğu çağrıları da gerekçelendirerek buna izin vermeyeceklerini tekrar etti. İletişime açık olumlu bir yaklaşım içindeydi. Ama sonuçta bir yasaklama vardı o ona kısıtlama diyordu.

Esasen Taksim Gezi Parkı birileri tarafından kendi egemenlik sancaklarıymış da oraya toplum giderse egemenliklerini iktidarlarını kaybedeceklerini sanıyorlar. Oysa siz bir yasaklamayla egemenlik korumaya başladıysanız zaten orada artık egemenlikten muktedirlikten iktidardan bahsedilemez. Baskıyla güçle tesis edilen iktidarlar önünde sonunda kaybetmeye mahkumdur. Ülkeyi yöneten akıl bu özgüvenden de demokrasi anlayışından da mahrum. Bütün uyarılarımıza rağmen olmadı. Bu sabah Bakan'la bir görüşme daha yaptık, önerilerimizi yerine getiremeyeceklerini söylediler. Hala geç değil çağrımı yineliyorum

Yeni anayasa görüşmeleri 

''Ben siyasilerin el sıkışmasını hep savundum, savunacağım. Siyasiler el sıkışmazsa demokrasi düşmanları ellerini ovuşturmaya başlarlar. 1970’lerin sonunda siyasetin el sıkışamamasının Türkiye'ye nelere mal olduğunu hep beraber yaşadık. O yüzden müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir, aynı fikirde olmak başka bir şeydir. Ama Anayasa’ya sadakate yemin etmiş bizlerin birbirine yeminine sadık kalmasını beklemek, hatırlatmak da her birimizin görevidir.

 

Can Atalay ve Gezi tutuklarını hatırlattı 

Taksim kararı ortadadır. Taksim'i kapatmak Anayasa'ya aykırıdır. Can Atalay kararı ortadadır. Can Atalay'ı bırakmamak anayasayı tanımamaktır. Gezi'deki Gezi tutukluları hakkında verilmiş hak ihlalleri kararları vardır. Onları Bakırköy'de Silivri'de tutmak Anayasa kararını tanımamaktır. Siyasilerin el sıkışmasını hep savundum, savunacağım. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir. Anayasa'ya yemin etmiş bizlerin birbirine yeminine sadık kalmasını beklemek her birimizin görevidir. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir, aynı fikirde olmak başka bir şeydir. 

Yarın CHP -şu ana kadar alınan bilgi- 55 ilde, 120 merkezde. Ancak hangi ilde, nerede 1 Mayıs kutlaması varsa bu gruptan bir temsilcimiz o kutlamada yer alacak. HAK-İŞ’in yaptığı kutlamaya da gideceğiz, TÜRK-İŞ'in yaptığı kutlamaya da gideceğiz. Her ne kadar Kocaeli, Bursa yerine o kutlamaların doğru yerinin Taksim olduğunu düşünsek de hiçbir sendikayı ayırmadan üyelerine, kurumsal yapılarına hürmeten zaman zaman farklı düşünsek de her sendikanın her yerde yaptığı her şehirdeki etkinlikte olacağız. Yarın işçiler Anayasa’ya uygun olarak, AYM ‘İşçiler haklı’ dediği için Beşiktaş'tan ve Saraçhane'den toplanarak Taksim'e yürüyorlarsa CHP olarak onlarla birlikte olacağız.

Buradan tek uyarım, en önemsediğim uyarım şudur: 1 Mayıs bayramdır. 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramıdır. Bu ülkenin -her ne kadar sendikal hakları olmasa da- polisi de emekçidir, askeri de emekçidir, güvenlik görevlileri de emekçidir. Onlara kanunsuz emirler verenler yüzünden, ekmekleriyle oynandığı için o emre uymadığında her türlü disiplin sürecinde tehdit edildikleri için uygulamak zorunda oldukları kararlar, o kardeşlerimizin kişisel kararları değildir. Bazı ortamlarda işçilerle polisleri, güvenlik güçleriyle emekçileri çatıştırmak isteyen, yasa dışı yapılar olabilir ya da yasal zeminde görev yapan birtakım kötü niyetli kişiler olabilir. Her iki tarafın da provokasyonları olabilir. Onun için herkesi 1 Mayıs'ı bayram gibi kutlamaya, 1 Mayıs'ta gaz, cop, kelepçe görmek istemediğimizi, 1 Mayıs'ta güvenlik güçleriyle çatışma görüntüleri görmek istemediğimizi bir kez daha hatırlatarak tüm kamu görevlilerini sorumluluğa, tertip komitelerini de bu konuda kanunsuz emini veren anayasa tanımazlarla, evladına ekmek götürmek için bu emirlere uymak zorunda olan emekçi polis kardeşlerimi birbirinden ayırmak, özdeşleştirmemek konusundaki hassasiyeti bekliyor; 1 Mayıs İşçi Emekçi Bayramı’nı şimdiden kutluyorum.

Batı'daki Filistin eylemleri 

Diğer yandan Gazze'de tüm insanların yüreklerini sızlatan katliamlara, batı üniversitelerinden tepki yükseliyor. Bu tepkiler şiddetle bastırıldığında son derece utanç verici görüntülerdir, biz de ona tepki gösteriyoruz. Öğrencilerin yaptığı İsrail karşıtı Filistin dayanışma eylemlerine Türkiye'den destek veren, o eylemleri öven iktidarın ki o eylemleri ben de övüyorum, dönüp Türkiye’de Boğaziçi'nde öğrencilerin yaptığı eylemlere müdahale etmesinin; Boğaziçi'nin kampüsüne öğretim görevlilerini, önceki dönem dekanlarını sokmayacak kadar ileri gitmesinin; ODTÜ'de Devrim Stadı’nda mezuniyet töreni yapılmasına izin vermeyenlerin; öğrencilerimizi ODTÜ’de, Boğaziçi'nde kriminalize eden, gözaltı yapan, tutuklayan zihniyetin Amerika'daki eylemleri övmesi ikiyüzlülükten başka bir şey değildir. ODTÜ'deki Devrim Stadı’na o silinemez ‘devrim’ yazısını yazan, Filistin davasında hepimizin önderi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıdır. Aklınızı başınıza alın. Bu kadar ikiyüzlülüğün ne siyasette ne beşeri ilişkilerde kaldırılır tarafı yoktur. Bunları görmemek ve Filistin meselesinde Amerika'ya demokratlık taslayıp Boğaziçi'nde ODTÜ'de bir anda despot kesilmenin izahı yoktur. İzah arıyorsanız bunun izahı için bakmanız gereken yer, 31 Mart seçim sonuçlarıdır. İzahı orada yaptılar size.

Atanmayan öğretmen tepkisi 

25 Ağustos 2023, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) bitmiş. Bu sınavdan o günden bugüne sekiz ay geçmiş, halen daha atanmayan öğretmenler... 'Atanamayan öğretmen' lafını lügatınızdan çıkarınız. Dilimiz alışmış, bazen ben de söylüyorum. Atanamayan öğretmen; öğretmenin kendine kusur atfeden ya da kendisine masumiyet atfeden... Atanamayan öğretmen yoktur, bu iktidar tarafından atanmayan öğretmen vardır. Milli Eğitim Bakanlığı 85 bin ücretli öğretmen çalıştırıyor. Bir taraftan öğretmenler 85 bin atama bekliyor, atamalarını yapmıyor. Sayın Erdoğan seçim sözü verdi: 'Mülakat kaldırılacak.' Kaldırmıyorlar. Milli Eğitim Bakanı, 'Mülakat gibi mülakat yapacağız' diyor. Siz seçimde bu milletten bunu diyerek oy almadınız. ‘Mülakatı kaldıracağız’ diyerek oy aldınız. Şimdi mülakatı kaldırmamak, seçmeni kandırmanın itirafından başka bir şey değildir. Bundan 22-23 yıl önce, rahmetli Ecevit'e, ‘68 bin atanmamış öğretmen var. Niye atamıyorsun? Madem atamayacaksın, neden okutuyorsun’ diyen Erdoğan, bugün itibarıyla 1 milyon öğretmeni okutmuş ve atamamıştır. Rahmetlinin manevi huzurunda, o hesabı şimdi size soruyoruz: Madem atamayacaksınız, niye okuttunuz kardeşim? Hafta sonu, atanmayan öğretmenlerin mitingindeydik. Ben memleketim Manisa'da ilk kez yaptığımız Mesir Festivali'nde ve ev sahibi hüviyetinde olduğum için orada grup başkanvekillerim, milletvekillerim bizi teslim etti. Önemli bir mücadele verildi. O mücadeleyi saygıyla karşılıyoruz. Öğretmenlerimizin sonuna kadar arkasındayız. Verdikleri her mücadele bizim tarafımızdan desteklenecek. Her görüşmede, her platformda imkan buldukça onların haklı mücadelelerini ifade etmeye, hatırlatmaya, onları takip etmeye devam edeceğim.

Müfredat değişikliği eleştirisi: Reddediyoruz!

Biraz önce Sevinç Hanım'ın katılımıyla CHP'nin eğitim takımı bir kat daha güçlendi. Bugünlerde eğitimde müfredat değişikliği gündemde. Eğitim sisteminde büyük bir reform yapılmasına ihtiyaç olduğu konusunda bir milli mutabakat var. AK Parti'nin anketlere baktığınızda, doğru bakarlarsa görmeleri gereken en önemli nokta şudur: AK Partili kadın seçmen kırılımına bakın ve AK Parti’den az memnun olduğu nedir diye bakın. Çocuğunun aldığı eğitimdir. Memnuniyet düzeyi yüzde 19. AK Partili kadın seçmen, Recep Tayyip Erdoğan'a en yüksek oy veren seçmen gruplarından birisi, evladının eğitiminden 100 üzerinden 19 veriyor. Kültür bakanından sonra en çok değiştirilen bakanlık Milli Eğitim Bakanlığı. Yapboz tahtası, ger gelen reform yapıyor. Bu milli eğitimi, reforma muhtaç hale getireni kim atadı? Aynı dolma kalem, aynı mürekkep, aynı kişi atadı. ‘Kindar bir nesil yetiştirelim, değerleri bizim gibi olsun, bize bağlı olsun, potansiyel seçmen olsun’ bakış açısı, eğitimci bakış açısı değildir.

"Astsubaylarımızın sorunlarını bir kez daha gündeme getirin"

Çok yağmurlar yedim, hasta oldum, sesim kısıldı, perişan oldum. Bir gün Edremit'e gittim, güneş açmış. O güneşin altında birileri tadını çıkarırken ben de derdimi anlatmaya çalışırken Ahmet'ime oy isterken bir baktım aşağıda mavi bereliler var. Dedim ki ‘Sizin derdinizle dertlenen arkadaşlarım var. Benim gölge İçişleri Bakanım Murat Bakan, astsubay çocuğudur. Her fırsatta derdinizi dile getirir ancak -yanımda Umut Akdoğan arkadaşım vardı- buradan talimat veriyorum; bir araştırma önergesi yazın, grup başkanvekillerimize danışın, uygun haftada gündeme alın. Astsubaylarımızın sorunlarını bir kez daha gündeme getirin.’ Bugün 43 emekli astsubayımız Türkiye'deki bütün emekli astsubayların sorunlarını görünür kılmak için çareyi bu Meclis'e gelmekte buldular. Önümüzdeki günlerde bir kanun teklifimiz, bir acil eylem planımız var astsubay emeklileri ile ilgili. Bunun yasalaşması için mücadele edeceğiz. Astsubaylara 10 bin gösterge rakamı üzerinden tazminat verilmesinden başlayıp göreve başlangıç derecenizin dokuza iki olmasından, alınan disiplin cezalarının bir kereye mahsus affına kadar, tabi ki devlete karşı işlenen şuçlar gibi meslekte bağdaşmayan suçları kapsamıyor. 60 yaşına kadar görevde kalıp emekli edilenlerin subaylardaki gibi kadrosuzluk tazminatından yararlanmasından tutun, astsubay yetiştiren okulların ön lisanatan lisans düzeyine, astsubay meslek yüksek okullarının da lisans düzeyine çıkartılmasıyla ilgili dört başı mamur, sahadan gelen, sizin sesinizi duyan bir kanun teklifimizi de önümüzdeki haftalarda Meclis'te görüştüreceğiz. Kim kabul edecek, kim etmeyecek göreceğiz. Çıkıp da MHP sıralarından 'biz uzman çavuşu severiz', 'astsubayı koruruz', 'ordumuzun arkasındayız' diyenlerin o kanun teklifinde oylarını göreceğiz.

Hasta tutuklular 

Türkiye cezaevlerinin en önemli sorunlarından bir tanesi hasta, tutuklu ve hükümlülerdir. Bu konuda geçtiğimiz hafta 83 yaşındaki Çetin Doğan'ın hastaneden hapishaneye taburcu edildiğini üzülerek ifade etmiştim. Yine dilini bilmediği bir hastayı muayene ettiği için kim olduğunu bilmeden ettiği için şifacı Makbule Özer'in yeniden hapishaneye konulduğunu, hasta hasta konuduğunu ifade etmiştim. Bu konuda yetkilileri vicdana ve insafa davet ediyorum. Yine bir başka bitmez tükenmez AKP çalışmasını, yine AKP grubu gururla sunar; kamuda tasarruf. Nasıl Milli Eğitim'de her değişen bakan reform yapıyorsa, kamuda tasarruf genelgesinin de 8.'si geliyor. Bugüne kadar yedi tane yayınladılar, yedisine de uymadılar. 7.'de Meclis'le Saray'ı kapsam dışı tuttular. Şimdi sekizinciyi göreceğiz ama kamuda tasarruf deyince bunu sadece merkezi yönetim hiyerarşisindeki kamu olarak düşünmüyoruz. Türkiye'deki nüfusun yüzde 65'ini CHP'li belediyeler olarak yönetiyoruz. Ekonominin yüzde 80'ini yönetiriz, verginin yüzde 86'sı bizim yönettiğimiz belediyelerden toplanırken biz tasarrufun dışında kalamayız. Hazırlanmakta olan CHP'nin tasarruf genelgesi ile belediyelerimizin geçmiş dönemde israfı bitirip hizmeti getirdikleri anlayışı tüm belediyelere örnek tutan, uygulama birliği sağlayan ve israfın, kötüye harcamanın ortadan kalktığı, tasarruf edilen paranın sosyal belediyecilik uygulamaları ile gerçek hak edenlere harcandığı bir süreci başlatıyoruz.

"Biz CHP olarak kendi genelgemize de uyarız kamu genelgesine de"

Geçtiğimiz günlerde Denizli'deydim. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanımı makamında ziyaret ettim. Kendisi bana belediyede 45 lüzumsuz makam aracı tespit ettiğini, başkanların, daire başkanlarının, özel kalemlerine kadar makam arabası tahsis edildiğini, dışarıda makam araçları olduğunu, il ve ilçe başkanlarına araçların gittiğini, bunların 45'ini tez elden iade ettiğini kendi ekibine de herkes arabasına biner, işine gelir, gün içinde görevi gereği araba lazım olan aşağıdaki havuzdaki araçlardan birini kullanır' dediğini söyledi. Ben de ona şunu söyledim hepiniz adına; helal olsun sana dedim. Denizli Belediye'sinin o iade edilen araçlar için birikmiş toplam 11 milyarlık borcunun 70 milyon TL'si lüzumsuz makam araçlarından. Bu sadece Denizli, sadece buzdağının görünen yüzü. Ekrem İmamoğlu geçen sefer önce 13 bin oy farkıyla büyük haksızlıktan sonra 806 bin farkla kazandığı seçimi bu sefer 1 milyonun üzerinde farkla kazanıyorsa sen 'ben yanlışı nerede yaptım' diye bakmayacaksın. Ekrem İmamoğlu'nun binlerce lüzumsuz makam aracını iade edip bu tasarruf ettiği paraları senin görmezden geldiğin yoksulun kursağından geçirmesinde arayacaksın başarıyı. Mansur Yavaş, senin belediye başkanlarının gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi Ankara'dan talimat beklerken, veresiye defterlerini kapattırıyorsa, dolmuşçuya katkı sağlıyorsa biz nasıl yüzde 30 aldık da bunlar yüzde 60 aldı' diye düşünmeyeceksin. Fakirin, fukaranın dostunun CHP olduğunu bileceksin. İsrafın sebebi, kaynağı olanlar israfı durduramazlar. Biz CHP olarak kendi genelgemize de uyarız, yayınlanacak kamu genelgesine de uyarız. 

Tasarruf genelgesi açıklaması 

Bugüne kadar 7 tane kamuda tasarruf genelgesi yayınladılar, 7'sine de uymadılar. 7'ncisinde meclisle sarayı kapsam dışında tuttular. Şimdi 8'nciyi göreceğiz. İsrafın kaynağı olanlar israfın sebebi olanlar israfı durduramazlar. 

"Milletim haberdar olsun, emin olsun, müsterih olsun"

Yerel seçim kampanyasında olduğu gibi bu yeni dönemde halkın derdi olmayan hiçbir meseleyle meşgul olmayıp, zaman kaybetmeyeceğimize, halkın gündemi dururken gündem saptıranların peşine takılmayacağımıza, birileri istiyor diye gerilimi yükseltip esas meseleleri konuşulamaz kılmayacağımıza ve vatandaşın gerçek derdini sisleyerek görünmez kılmak isteyenlerin gündem ne ise ister adı anayasa olsun ister babayasa olsun... O işlerle meşgul olmadan önce bizim, milletin aç karnıyla, düşük maaşıyla, kısıtlanan özgürlükleriyle, işsizlik ve güvencesizlikle mücadele edeceğimize bütün milletim haberdar olsun, emin olsun, müsterih olsun.''