Ekonomi

"Bu çağın lalesi Bitcoin mi?"

"Arzı sınırlı olan Bitcoin’in fiyatı artıyor; çünkü alıcısı yani talebi artıyor"

09 Aralık 2017 11:07

Hürriyet yazarı Uğur Gürses, sana para birimi Bitcoin'in dünyada yaşanan ilk “mali balon” olarak görülen 1630’lu yıllarda Hollanda’daki “lale çılgınlığına” benzetildiğini yazdı. Gürses, "Bu çağın lalesi Bitcoin mi?" diye sordu.

Gürses'in "Bu çağın lalesi Bitcoin mi?" başlığıyla (9 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Bugünlerde fiyat artışı ile tam bir çılgınlık halini alan kripto para Bitcoin konuşuluyor. Öyle ki, geçen yıl bu zamanlarda 770 dolar olan bu sanal paranın fiyatı, geçen hafta 18 bin 464 dolara vurdu. Sonra geriledi. Bir yılda 20 katı aşan bu artış; para kazanma hırsı olanların “uyuzunu” kaşıyor. Geçen yıl 10 bin dolarlık Bitcoin alanlar, bugünlerde kabaca 200 bin dolara ulaşmış durumdalar.

Bitcoin’de yaşananlar, dünyada yaşanan ilk “mali balon” olarak görülen 1630’lu yıllarda Hollanda’daki “lale çılgınlığına” benzetiliyor. O yıllarda, çılgınca artan taleple lale soğanlarının yükselerek olağanüstü fiyat seviyesine erişmesi, sonra da çökmesine tanık olunmuştu.

Geçen hafta konuştuğum bir bankacı, 5 yıl önce bu zamanlarda fiyatı 13 dolar olan Bitcoin alıp şimdi milyon dolarlık varlığı olan teknoloji meraklısı gençlerden bahsediyordu.

Gelecekte yaygın biçimde elektronik para kullanacağız. Nakit olmayacak. Merkez bankaları buna hazırlanıyorlar. Oysa Bitcoin farklı; şifreli ve aracısı olamadan birebir çalışan bir para, değer aktarım aracı. Bitcoin bir merkezi otorite olmadan iki taraf arasında ödeme ya da para transferi yapılabilen şifreli bir para sistemi. Üçüncü bir taraf yok arada; para trafiğini izlemek de olanaklı değil.

Peki Bitcoin neden artıyor?

Arzı sınırlı olan Bitcoin’in fiyatı artıyor; çünkü alıcısı yani talebi artıyor. Talep artarken arzı o oranda arttırmak mümkün değil. Fiyat arttıkça; arzın sınırlı olduğunu bilen, talebin devam edeceğini gören alıcılar sanal pazara geliyor. Bu da fiyatı “roketliyor”.

Bitcoin arzı, belli bir yazılım algoritmasına dayalı olarak artıyor. Yani ‘tuşa basarak’ keyfi biçimde ilave para arzı yaratmak mümkün değil. Arzı, 2140 yılında 21 milyona ulaşarak orada duracak. 2024’te 19 milyona ulaşması beklenen dolaşımdaki Bitcoin miktarı, bugün 16.7 milyon adette. Oysa 2012 sonunda 10.6 milyon adetti. Arzın artış hızının giderek yavaşlayacağı bir gelecek ufkunda, bu paranın fiyatını arttıran lokomotif unsur, talebi.

Bundan 5 yıl önce 2012 sonunda, kripto paraların saklandığı “Blockchain-elektronik cüzdan” sayısı 77 bin adet iken, dün itibariyle bu sayı 19.9 milyona ulaştı. İşte bu sayı bile şifreli para meraklısının ne kadar hızlı arttığını gösteriyor.

Ancak öte yandan bu sanal paraya temkinli yaklaşanlar da haksız değil.

Bitcoin, bir merkez ya da merkez bankası olmadan, bir otoritenin denetimi altında olmadan serbestçe sanal tedavülü olan bir parasal sistemin parası. Bu yüzden düzenleme ya da denetleme bu hali zor.

Mevcut dolaşımdaki arzı ile 15 bin dolarlık bir fiyat üzerinden Bitcoin’in değeri 263 milyar dolar. Öyle ki yıllarca 200’den fazla ülkede kredi kartı operasyonlarını organize eden Visa’nın pazar değerini geçiverdi. Elde ne var derseniz sadece şifreli bir parasal sistem.

Bitcoin’e mesafeli bakan şüpheci analistler, bunun sonunda “sona kalanın elinde patlayacak” bir “Saadet zinciri” olabileceği şerhini not düşüyorlar. Kimileri de, mali değerinden çok “birebir” işleyen yapısı nedeniyle suç ve terör bağlantılı mali akışların izlenemeyeceği kaygılarını dile getiriyor.

Ancak Bitcoin’in ya da genel olarak kripto paraların; yatırımcıların para kazanma iştahını kabartan yanından ya da kaygılıların bunun ne olduğunu anlamadığını düşünmelerinin çok daha ötesinde, geleceğin parasal ve iş zincirinin çağ atlatan en önemli parçası olacağı çok açık.

Basel Komitesi ve İsveç Merkez Bankası Başkanı Stefan Ingves gibi bankacılık ve merkez bankacılığının uzmanı bir isim, Bitcoin gibi yatırımları finansal istikrar açısından çok tehlikeli görüyor. Bunu varlık balonlarına benzetiyor; “Kripto varlık olabilir ama kripto para değil” diyor.

Axel Weber gibi bir eski merkez bankacı da terör ve para aklama gibi olasılıkları da gözeterek bu alandaki potansiyelin farkında; merkez bankalarının kripto paraları anlamaya çalışmaları ve geleceğe dönük olarak bu gelecek mimarisinin gerisinde kalmamalarını öneriyor.