Gündem

'Beraat' kararı tartışma yaratan Metin İyidil için Yargıtay Başsavcılığı'dan ağırlaştırılmış müebbet istemi

Son kararı Yargıtay 16. Ceza Dairesi verecek

18 Mart 2020 16:42

T24 Ankara

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hakkında verilen 'beraat' kararı çok tartışılan eski korgeneral Metin İyidil’le ilgili tebliğnamesini hazırladı. Tebliğnamede İyidil için 'ağırlaştırılmış müebbet' hapis cezası talep edildi. Başsavcılığın tebliğnamesi, davayla ilgili son kararı verecek Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildi.

İyidil, 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle yargılandığı davada Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "ağırlaştırılmış müebbet" hapse mahkum edildi. Mahkeme İyidil’le birlikte dönemin EDOK kurmay başkanı Hamza Koçyiğit, eski Harekat Eğitim ve Öğretim Daire Başkanı Tuğgeneral Lütfi İhsan Yanıkoğlu’na, "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Dönemin EDOK Okullar Komutanı eski korgeneral Abdullah Barutcu, dönemin Muharebe Geliştirme Başkanı eski tuğgeneral Mehmet Topçu ve gözlem subayı Ersal Duman ise beraat etti. 

Önce beraat sonra tutuklama

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi ise sürpriz biçimde İyidil’in cezasını bozdu. İstinaf mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’nin de “katılan” sıfatıyla bulunduğu davada, 58 sayfalık kararının yaklaşık 40 sayfasını İyidil’e ayırdı. Mahkeme, İyidil’in ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını kaldırdı, beraatine karar vererek tahliyesine hükmetti. Mahkeme, diğer iki sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını ve davada verilen beraat kararlarını ise onadı. Mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet hapse gerekçe gösterilen kanıtların tamamının yanlış yorumlandığını belirtti. İyidil lehinde verilen ifadeleri aktaran mahkeme, darbecilerin atama listesinde ismine aktif görevde yer verilmediğini, emeklilik dilekçesinin darbeden iki gün öncesine ait olmadığını, darbeden 1 yıl önce verildiğini, olay gecesi darbeyi engellemek için her türlü girişimde bulunduğunu, 700 komandoyu Ankara’ya götürmek konusunda üstleri ile istişarede bulunarak valilikle görüştüğünü aktardı. Mahkeme, Etimesgut’tan 4 adet tank çıkarma çabasını da darbeyi bastırma amacına bağladı. Kararla birlikte üç yılı aşkın süredir tutuklu bulunan İyidil, tahliye edildi.

Kararın hemen ardından istinaf mahkemesi ile ilgili FETÖ iddiaları gündeme geldi. Bölge Adliye Savcılığı da karara itiraz etti ve İyidil’in tutuklanmasını, kararın kaldırılmasını istedi. 21. Bölge Adliye Mahkemesi, İyidil hakkındaki beraat kararını ortadan kaldırdı ve yeniden tutuklanmasına hükmetti.

İyidil, ablası ile evli olan TFF Başkanı Nihat Özdemir’in oğlunun evinde yakalandı. İyidil’le birlikte Özdemir’in oğlu ve gelini de gözaltına alındı. İyidil yeniden tutuklanırken, diğer isimler serbest bırakıldı.

Bütün bu gelişmeler yaşanırken Hakimler ve Savcılar Kurulu devreye girdi. Resen soruşturma başlatan HSK, İyidil hakkındaki beraat kararını veren hakimlerden Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi Başkanı Hulusi Gül'ü Çorum'a, daire üyeleri Hakan Tural'ı Eskişehir'e, İsa Karakoç ve Alaaddin Akdere'yi Konya’ya atadı.

Tebliğname hazır

Bu sürecin ardından istinaf mahkemesine yapılan temyiz başvuruları üzerine dosya Yargıtay Başsavcılığı’na geldi. Başsavcılık, bağlayıcı olmayan tebliğnamesinde, İyidil’in anayasal düzeni ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Bağlayıcı olmayan tebliğname Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderildi.

"Darbe girişimini evden izledi"

Tebliğnamede, İyidil'in, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hücre yapılanmasında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hücresi içerisinde yer aldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm Anayasal kurumlarının ele geçirilmesi stratejisinin uygulanması sürecinde, örgütün TSK birimi içerisindeki hiyerarşik yapılanmada uzun yıllar kritik ve önemli görevlerde bulunduğu belirtildi.

Tebliğnamede, sahip olduğu statüler itibarıyla yürüttüğü görevlerin niteliği, kapsamı ve kendisine bağlı birlikler üzerindeki etki alanı dikkate alındığında sanığın 15 Temmuz darbe girişiminde alacağı rolün, darbenin sonucuna önemli derecede etki edeceğinin tartışmasız olduğu vurgulandı.

Tebliğnamede, İyidil ile ilgili olarak, "Yurtta Sulh Konseyi tarafından 4. Kolordu komutanı ve Ankara sıkıyönetim komutanı olarak atanan Osman Ünlü'nün 11 Temmuz 2016 günü sanığı makamında ziyareti", "sanığın Polatlı'ya gelmesi öncesinde 12 Temmuz 2016 günü darbeci Abdulkerim Ceyhan tarafından denetlemede kullanılacağı bahanesiyle darbeye hazırlık bağlamında 4 bin adet G3 mermisi aldırılması", "sanığın 13 Temmuz 2016 günü Topçu ve Füze Okul Komutanlığına gelerek şüpheli Osman Ünlü'ye makam ziyaretinde bulunarak görüşmesi", "Osman Ünlü ve Murat Aygün'ün sözde sıkıyönetim direktifleri ve ekindeki atama listesinde kritik görevlere atanmaları" gibi deliller sıralandı. Tebliğnamede, şöyle devam edildi:

"Tüm bu bilgiler ışığında, sanığın darbe teşebbüsünden önceden haberdar olup planlama safhasında yer alan, darbe teşebbüsünden birkaç gün önce darbede kullanılmak üzere birliği içindeki personele mühimmat hazırlığı emrini veren, silah ve mühimmatı dağıtarak silahlı ve teçhizatlı personeli kışla dışına çıkaran, darbe teşebbüsünde kullanılmak üzere Fırtına Obüsü adı verilen uzun menzilli ve tahrip gücü yüksek topları kışladan dışarıya çıkartarak Ankara merkezine götürmeye kalkışan Murat Aygün ve darbeciler tarafından Ankara Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirilen ve bu görevlendirme üzerine kendi birliği olmayan 4. Kolordu Komutanlığına giderek darbe teşebbüsüne iştirak eden Osman Ünlü ile 11 Temmuz 2016 ve 13 Temmuz 2016 tarihlerinde yapılan görüşmelerin, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsünün planlama ve son hazırlık aşamalarına ilişkin yüz yüze görüşmeler olduğu, bu haliyle darbe teşebbüsünün planlama ve hazırlık aşamalarına katıldığı anlaşılmıştır."

Tebliğnamede, İyidil’in darbeye karşı mücadele etmesi gerekirken, darbe haberini almasından sadece yarım saatlik süre içinde karargahtan ayrılarak evine gittiği, yaşanan gelişmeleri evinden takip etmeyi tercih ettiği vurgulandı. Darbe gecesi korgeneral rütbesiyle görev yapan ve EDOK Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'nun derdest edilmesi nedeniyle bu komutanlığa da vekalet eden İyidil'in, TSK İç Hizmet Kanunu'ndan doğan yasal zorunluluğa uyarak karargahta emir ve komutayı devralıp, kendisine bağlı birliklere komuta etmesinin gerektiği ifade edildi. İyidil'in ayrıca, yaşanan olayların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve Hükümeti'ne karşı girişilmiş hain bir kalkışma olduğu, bu amaçla gönderilen emir ve mesajların yasal olmayıp bunlara uyulmaması yönünde birliklerini uyarmadığı aktarıldı.

"Girişim bastırıldıktan sonra birliğin başındaymış gibi..."

Tebliğnamede, İyidil’in, darbe teşebbüsünün gücünün kırıldığının netleşmeye başladığı 16 Temmuz sabahı ve sonraki saatlerde, aynı suçtan mahkumiyetine karar verilen EDOK Kurmay Başkanlığı görevini sürdüren sanık Hamza Koçyiğit ile birlikte EDOK Karargah Cerideleri'nin değiştirilmesi çabalarına giriştikleri anlatıldı.

Tebliğnamede, sanığın gece boyunca birliğinin başındaymış gibi ast birliklere komutan vekili sıfatıyla kendi adına imzalı darbe karşıtı mesaj çekilmesini sağladığı, darbe teşebbüsü sabahı ve sonrasında darbede görev aldığı belirlenerek hakkında aynı suçtan dava açılan Salih Ulusoy ile EDOK Karargahı'nda buluşma planladığı da kaydedildi. İyidil’in sabah 05.00 sıralarında Lojistik Komutanlığına giderek darbeyi önlemeye çalıştığı izlenimi uyandıracak faaliyetlere giriştiği kaydedildi.

Tebliğnamede, sabahın ilk saatlerinde gücünün kırıldığı anlaşılmaya başlanan darbecilere takviye güç sağlama gayreti içine giren sanığın, darbe teşebbüsünün hazırlık ve planlama aşamalarında yer aldıktan, teşebbüsün icrai hareketleri tüm yurtta başladıktan sonra darbe mesajları ve görevlendirmeler konusunda kendisini arayarak durumun gerçek mahiyetini öğrenmeye çalışan ast birlik komutanlarını oyalama taktiği ile darbecilere zaman kazandırmaya yönelik tavır takındığı belirtildi.

“Zaman kazandırmak istedi”

Tebliğnamede, "Sanığın darbe girişiminin FETÖ terör örgütü üyesi askerler tarafından gerçekleştirildiğinin Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer devlet yetkilileri tarafından açıklandığı ilk andan itibaren darbeci ast birlik komutanları ile irtibatını sürdürerek onları yönlendirdiği, bir yandan da medya organlarına bağlanarak darbenin karşısında olduğu şeklinde açıklamalar yaparak kamuoyunu ve darbeye karşı mücadele eden yurtsever güçleri yanıltmaya çalışıp darbecilere zaman kazandırmayı amaçladığı anlaşılmıştır" denildi.

Sanığın, ayrıca zayıflamaya başlayan darbe girişimcilerine takviye yapılması için plan ve arayışlar içine girdiği, sonrasında teşebbüste rol alan darbeci örgüt mensuplarını koruma, gerçeklerin gizlenmesi ve delillerin karartılmasına dönük faaliyetlerde bulunduğu aktarıldı.

"Beraat kararı yanılgıyla verildi"

“Sanığın, darbe planlaması ve icrası kapsamında sistematik ve örgütlü bir bağlantı içerisinde bizzat darbenin icrasında görev aldığı, mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olup, içinde yer almak suretiyle atılı suçu işlediğinin sübut bulduğu anlaşılmakla, müşterek fail olarak TCK'nın 37. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 309. maddesinden mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıyla beraatine karar verilmesi kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeplerden bozulmasına karar verilmesi talep olunur."