Gündem

Ayşegül Doğan: Kobani Kumpas Davası siyasal intikam ve rövanş davasıdır; bu iklimi değiştirecek gelişmelere ihtiyacımız var

"Demokratik siyaset hakkı suç değildir. HDP’li olmak, DEM Parti’li olmak, ortak değerler için mücadele etmek suç değildir"

Ayşegül Doğan

27 Haziran 2025 11:52

Güncelleme: 27 Haziran 2025 12:15

T24 Haber Merkezi

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Kobani Kumpas Davası siyasal intikam ve rövanş davasıdır” diyerek gerekçeli kararı eleştirdi; “bu nedenle bu iklimi değiştirecek gelişmelere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında güncel siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Konuşmasında ağırlıklı olarak Kobani Davası’nın gerekçeli kararına değinen Doğan, kararın hukukla ilgisinin bulunmadığını belirterek, “Bu iklimi değiştirecek gelişmelere ihtiyacımız var” dedi.

“Sadece DEM Parti’yi değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor”

Kobani Davası’nın Türkiye’nin tamamını ilgilendiren bir mesele olduğunu vurgulayan Doğan, şunları söyledi:

“Kobani Kumpas davasıyla başlamak istiyorum. Niye bu karar bütün Türkiye açısından önemli? Çünkü söz konusu dava ve benzerleri sadece DEM Parti, seçmenlerini ilgilendirmiyor. Tüm Türkiye’nin, herkesin özgürlük, eşitlik, barış, demokrasi ve adalet hakkını ilgilendiriyor. Kobanê Kumpas Davasında kabaca yaptığımız bir hesaplamada 16 Mayıs 2024’te 400 yılı aşkın cezalar verildi. İnsanlar yalnızca siyaset yaptıkları için, gerekçe olarak gösterilen hiçbir konuda suç unsuru bulunamayıp ne yapıldı? Konuştukları, siyaset yaptıkları için siyasetçilere 400 yılı aşkın cezalar verildi. Peki, bunca zaman sonra ortaya çıkan gerekçeli karar metninin hukukla bir ilgisi ülke adına ne yazık ki yok.”

“32 bin sayfa yazıldı, ama hukuki gerekçe yok”

Doğan, davanın gerekçeli kararına ilişkin eleştirilerini şöyle sürdürdü:

“15 günde yazılabilecek bir metinden bahsediyoruz, 13 ay sonra yazıldı. Bu süre boyunca yine insanların özgürlük hakları ellerinden alınmaya devam edildi. Kısıtlı bir temyiz süresi var. 32 bin 630 sayfa ortaya çıktı. Zaten hukuki gerekçe bulabilselerdi 32 bin 630 sayfaya ihtiyaç duymadan bu hukuki gerekçeyi yazarlardı. En başından beri ne diyoruz? Bu davada 42 yıl ceza alan Selahattin Demirtaş’ın savunmasından alıntıyla ifade etmek gerekirse ‘bu bir siyasi intikam davası, bu bir rövanş davası’.”

Doğan, bu davanın fikirlerin ve demokratik siyasetin yargılandığı bir süreç olduğunu, adalet duygusunun toplumda ciddi şekilde tahrip edildiğini söyledi.

“Gazeteciler de kuşatma altında”

“Yalnızca siyasetçiler değil, gazeteciler de kuşatılmış vaziyette. Bir yandan RTÜK cezaları, bir yandan soruşturmalar, bir yandan kendi ayağıyla ifade vermeye giden gazeteciye tutuklama kararı. Şimdi bu belirsizlikleri, bu endişeleri artırmanın nasıl bir anlamı var? İçerde tutulan bu hayatlar. Hepimizin hayatları içerde tutuluyor.”

“Demokratik siyaset hakkı suç değildir”

“Bu iklimi değiştirecek gelişmelere ihtiyacımız var. Evet, bunlar tek başına Kürt meselesini ya da Türkiye’nin demokrasi sorununu çözmez elbette. Ama bunlar önemli başlangıçlar. Bu tür başlangıçlar toplumda farklı duygular yaratabilir. Bu duygular da bizi daha kolay ortaklaştırabilir, toplumsal ortaklığı güçlendirebilir. Demokratik siyaset hakkı suç değildir. HDP’li olmak, DEM Parti’li olmak, ortak değerler için mücadele etmek suç değildir.”

“Komisyon kurulmalı, bu konuda mutabakat var”

Ayşegül Doğan, Meclis’te kurulması planlanan komisyonun “özel yetkili” olması gerektiğini ve bu konuda siyasi partiler arasında mutabakat bulunduğunu belirtti:

“Bugün görüyoruz hem siyasi partilerde hem de toplumda komisyon fikrine ilişkin bir mutabakat var. Biz DEM Parti olarak bunu büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Bu konuda taslağımız hazır, pazartesi günü Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a sunacağız. Sayın Kurtulmuş’un inisiyatif almış olması da çok önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da açıklamaları var. Tüm bunlar genel bir konsensüse işaret ediyor.”

İmralı heyetinden Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın Meclis Başkanı ile yaptığı görüşmeye de değinen Doğan, silahların tümden devre dışı bırakılması için gerekli mekanizmaların geciktirilmeden devreye alınması gerektiğini vurguladı.

TIKLAYIN - DEM Parti: Barış süreci belli bir aşamaya geldi; Bahçeli, Özel ve Erdoğan’ı ziyaret edecek, ardından Öcalan'la görüşeceğiz

“Hasta tutsaklar meselesi tüm partilerin meselesi olmalı”

Doğan, DEM Parti Grup Başkanvekilleri ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç arasında yapılan görüşmede hasta tutsaklar meselesinin de gündeme geldiğini söyledi:

“Hapiste tutulamayacak durumda olan insanları hapiste tutamazsınız. Bu bir temel insan hakkı ihlalidir. Zaten insanları siyasi nedenlerle içerde tutuyorsunuz. Üstüne bir de hasta tutsakların içeride belki de son günlerine son anlarını geçirmesine neden oluyorsunuz. Buna da gerçekten artık son verilmeli. İdare ve Gözlem kurullarının tahliyesini engellediği tutsaklar var. Bu yalnızca DEM Parti’nin gündemi olmamalı. Tüm siyasi partiler bu konulara ilişkin tutum sergilemeli.”
"Yeni aşama önemli bir başlangıçtır"

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis’te kurulması beklenen komisyon fikrine ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulundu:

“Yeni aşama tam olarak neye karşılık geliyor dediniz? Duyamayanlar için tekrar ediyorum: Yeni aşama, dün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile yapılan görüşme sonrası Pervin Hanım’ın ifadesiydi. Komisyon fikrinde ortaklaşma, bizim için yeni ve önemli bir aşama. Bunu değerli buluyoruz. Neden önemli? Çünkü komisyonun devreye girmesi hem hukuken bir güvence anlamına gelecek, hem toplumsal meşruiyeti açısından sürece katkı sağlayacak hem de bundan sonrası farklı siyasi partilerle tartışılabilecek bir zemini oluşturacak.

Bugüne kadar birçok siyasi parti, ‘Meclis önemli bir zemin, Kürt meselesi bu Meclis’te çözülmeli’ dedi. Biz de Meclis’te olan bir ilişkinin her şeyinden haberdar olmalıyız dedik. Meclis böyle bir sürecin adresi olabilir. Bu sorumluluğun Meclis tarafından üstlenilmiş olması ve Meclis Başkanı’nın başından beri olumlu yaklaşımı da önemlidir. Yalnızca usule dair bazı tartışmaların kalmış olması, yeni bir aşamaya işaret ediyor.”

"Adımlar açık, talepler ortada"

Doğan, demokrasiye ilişkin yapılması gereken adımları şöyle sıraladı:

“Türkiye’de demokrasinin kırıntısının kaldığı bir zaman diliminden geçiyoruz. İtiraz eden, talep yükselten, muhalefet eden, farklı düşünen, bu özgürlüğü kullanmaya çalışan herkes bir anti-demokratik uygulamayla karşı karşıya. Bu uygulamalar ortadan kalktığında, daha demokratik ve özgür bir Türkiye göreceğiz. O zaman hukuken güvence altına alınacak bir ortam da oluşur.

Atılması gereken adımlar çok açık. AİHM kararlarının, AYM kararlarının uygulanması... Bunlar çok önemli başlangıçlar. Hasta tutuklular, cezaevi gözlem ve idare kurulları, Kobani Davası, Gezi Davası, tutuklu gazeteciler, akademisyenler... Liste uzatılabilir. Yapılması gerekenler bilinmiyor değil, açık ve ortadadır.”

"Silahlar bizim elimizde değil ama çözüm için hukuki zemine ihtiyaç var"

Önümüzdeki günlerde silahların bırakılacağına dair iddialar hakkında da konuşan Doğan, şunları söyledi:

“Silahların bırakılmasının muhatabı elbette silahı elinde bulunduranlardır. Bizim elimizde değil, DEM Parti’nin elinde değil. Ancak demokratik siyaset alanının genişlemesi ve silahların bırakılması DEM Parti’nin taleplerindendir. Sayın Öcalan’ın bu konudaki açıklamalarının neden önemli olduğunu her defasında hatırlatıyoruz. Sayın Öcalan’ın mesajlarında en çok dikkat çektiği konu; siyasi ve hukuki güvence ile pratik adımlar. Bunlar olmadan sürecin ilerlemesi zor.

En son Bese Hozat’ın ‘siyaseti nasıl yapacağız’ şeklindeki açıklaması da bu çerçevede değerlendirilmeli. Biz mekanizmaların işler hale gelmesini, çatışmasızlık hâlinin kalıcı olmasını ve barış ihtimalinin güçlenmesini istiyoruz. Önümüzdeki günlerde bu mekanizmalar işler hale getirilirse, buna benzer gelişmeler de yaşanabilir.”

"Tüm siyasi partiler dahil olmalı, temaslar sürüyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılması planlanan görüşmenin takviminin henüz netleşmediğini belirten Doğan, diğer siyasi partilerle temasların da sürdüğünü ifade etti:

“Sayın Cumhurbaşkanı ile yapılacak görüşmenin tarihi henüz belli değil ama önümüzdeki günlerde gerçekleşmesini bekliyoruz. Sayın Bahçeli ve Özgür Özel ile yapılacak görüşmelerden söz ettiniz, elbette en geniş şekilde yürütülecek. Bu yalnızca iki liderle sınırlı olmayacak. Diğer muhalefet partileri de sürece dâhil olacak.”

"Komisyonun ismi: Barış ve Demokratik Toplum süreci değerlendirilebilir"

Komisyonun adı konusunda da tartışmaların sürdüğünü ifade eden Doğan, şu açıklamayı yaptı:

“Komisyonun adı konusunda siyasi partiler önerilerini yazılı olarak isimleriyle birlikte sunacaklardır. Farklı tanımlamalar yapmak, farklı sonuçlar doğurur. Ezberlerimizi bir kenara bırakmalıyız. Soruna güvenlikçi politikalarla yaklaşmak çözüm üretmiyor. Tasfiye, yenme-yenilme gibi kalıplardan çıkmak gerekiyor.

Biz bu sürece ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ diyoruz. Sayın Öcalan da 27 Şubat çağrısında bu ifadeyi kullandı. Bu bizim için gerçekçi ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayan bir tanımdır. Ancak bu bir şart değil, farklı isimler de değerlendirilebilir. Bu konuda siyasi partiler yaratıcı bir mutabakatta bulunabilir.”

"Çağrı değil, doğrudan iletişim kurulmalı"

Son olarak, PKK lideri Abdullah Öcalan’dan yeni bir çağrı beklenip beklenmediği sorusuna da yanıt veren Ayşegül Doğan:

“Bir çağrı beklemiyoruz. Ancak doğrudan iletişim kurulabilecek koşulların oluşmasını bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde yurtdışından geniş bir heyet bekliyoruz. Sayın Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorlar. Bu kapsamda birçok başvuru yapıldı. Biz de görüşme hazırlıkları yapıyoruz. Toplumun farklı kesimleri bu talebi dile getiriyor.

Bu nedenle çağrıdan ziyade, doğrudan sesini duymak, sözünü duymak, sürece ilişkin taleplerini, çözüm önerilerini bizzat dinlemek çok daha etkili olur. Türkiye’nin bu süreci doğrudan tecrübe etmesi gerekir. ‘Neden bu kadar çok görüşme talep ediliyor’ diyenlere de bu süreç yanıt olur.”

- Mansur Yavaş’tan “butlan” tartışmalarına tepki, Kılıçdaroğlu ve Özel’e “tek yumruk” mesajı: Eski genel başkana hakaret, kabul edilemez
- Fatih Altaylı: Mansur Yavaş, o görüşmede Kemal Kılıçdaroğlu'na hiç beklemediği bir tepki vermiş!
- 'Mutlak butlan' tartışmasına MHP'den ilk yorum: Partiyi saran 'mutlak buhran'ın göstergesidir, CHP'de yangın bacayı sarmıştır
- Sosyal medyada hakaret dolu tartışma | CHP'li Enginyurt'un "saray fırıldağı" dediği Saral'dan yanıt: Senden alâ soytarı mı olur?
- Ayşegül Doğan: Kobani Kumpas Davası siyasal intikam ve rövanş davasıdır; bu iklimi değiştirecek gelişmelere ihtiyacımız var
- Bakan Işıkhan’dan emekli aylığı açıklaması: Artış temmuzda netleşecek
- En düşük emekli maaşının 16 bin 900 TL'ye ulaşabileceği belirtiliyor
- Kamu işçisine ikinci zam teklifi için TÜRK-İŞ'ten "Anlamı yok" tepkisi
- İran'da İsrail'in saldırılarında bir nükleer bilim insanı daha hayatını kaybetti" />