Kültür-Sanat

Andrew Finkel'den yeni roman: Sherlock Holmes'e bir başka bakış

Işılar Kür tarafından çevrilen kitap, ağustos ayının başında Everest Yayınları tarafından yayımlandı

27 Ağustos 2019 17:59

P24 (Bağımsız Gazetecilik Platformu) kurucularından ve 1989 yılından beri Türkiye’de yaşayan İngiliz gazeteci Andrew Finkel, ağustos ayının başında Everest Yayınları tarafından yayımlanan İkinci Eş Serüveni isimli kitabıyla Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes isimli ünlü dedektifine selam veriyor. 

Arthur Conan Doyle, bir röportajında en sevdiği Sherlock Holmes öyküsünün “İkinci Eş Serüveni” olduğunu söylüyor. Ne var ki böyle bir Holmes öyküsünün olmayışı, serinin okurları tarafından merak konusu olmayı uzun yıllar sürdürüyor. Finkel’in romanı, adını bu kayıp hikâyeden alırken, kurguda da hikâyeye takıntılı kişilerden biri olan Baker Sokağı’nda yaşayan doktor ile Osmanlı uzmanı akademisyen Leyla Arslan’ı bir araya getiriyor. 

Işılar Kür tarafından çevrilen kitapta, hikâye Sherlock Holmes kadar, Holmes’un büyük hayranı olduğu bilinen II. Abdülhamid’e de değiniyor. Tarihin en önemli dedektiflerinden biri olan Holmes, bu kitapta araştırmacı değil, araştırma yapan insanların hedefindeki kişi haline geliyor.  

Kitabın ana karakteri, II. Abdülhamid’in tercüme bürosunda çalışan büyükbabasından, döneme ve Sherlock Holmes’e dair bilgiler edinmeye çalışıyor. Kitaba dair K24’ün paylaştığı Tadımlık bölümde yer alan bir kısım şöyle: 

Bir keresinde değişik bir sorgulama yolu denedim. “Ne tercüme ediyordunuz?” dedim. 

“Muhabere, gizli. Herhalde açıklamamı beklemiyorsundur, şimdi bile. Daha gençken, Avrupa basınından haberleri düzenliyordum, hepsini, iftiraları da.” 

“Ailede hep sizin Abdülhamit’in kütüphanesindeki romanları tercüme ettiğiniz söylenirdi.” 

Büyükbabam nasırına basmışım gibi baktı bana.
“Ne tür romanlar?” diye ısrar ettim.
“Majesteleri kadın kahramanların iffetleri yüzünden ıstırap çektiği duygusal romanlardan pek hazzetmezdi. Tatminkâr bir şekilde biten hikâyeleri tercih ederdi.” 

“Tatminkâr?” 

“Doğru dürüst. Adaletin yerini bulduğu, kötülerin cezalandırıldığı, iyilerin ilelebet mutlu yaşadığı romanlar. Xavier de Montépin ve Michel Zévaco denedim, ama onu en çok dedektif romanları memnun ediyordu. Tercüme bürosu benim rehberliğimde pek çok eser üretti, bunların arasında Emile Gaboriau’nun Le Crime d’Orcival ve Wilkie Collins’in Beyaz Giysili Kadın romanının çokça kısaltılmış versiyonu da vardı.” 

“Ya Sherlock Holmes?” 

Büyükbabam tedirgin oldu ve sesi sertleşti. “Bunun peşinde olduğunu anlamam lazımdı! Hiç utanman yok mu?” İlk ve tek kez onun hatırası önünde korku hissettim. “Allah Sherlock Holmes’ün belasını versin,” diye yanıtlarken sesi karanlığın içinden yankılandı.