Gündem

5 bin liralık ürün 50 liraya satılıyor; sosyal medya fenomenleri sahte ürüne ilgiyi artırdı

29 Eylül 2020 08:31

Markalı ve yüksek fiyatlı ürünlerin taklitleri, yasak olmasına rağmen satılmaya devam ediyor. Çakma olarak da adlandırılan bu ürünlere olan ilgi sosyal medya paylaşımları nedeniyle de bir hayli arttı. Çakma ürünlerin yoğun olarak satıldığı Eminönü’ndeki esnaf da gelen müşterilerin çoğunun sosyal medyada gördükleri fotoğraflarla geldiğini, çoğunun bu ürünleri sosyal medyada paylaşım yapmak için aldığını söyledi.

Son dönemde özellikle sosyal medya fenomenleri ve moda sayfaları tarafından marka ürünler ile yapılan paylaşımlar bu ürünlere olan ilgiyi arttırdı. Ancak bu ürünlerin yüksek fiyatlı etiketleri vatandaşların daha çok markaların sahte üretimlerine yönelmesine neden oluyor. Biz de bu durumu araştırmak için Eminönü’ndeki Mısır Çarşısı’nın hemen arkasında bulunan esnafları ziyaret edip konuştuk.

Sosyal medya etkisi

Hürriyet'ten Emre Eser'in haberine göre yaklaşık 20 yıldır burada esnaflık yaptığını söyleyen Murat Hamza, “Sosyal medya satışlarımızın şeklini önemli ölçüde değiştirmeye devam ediyor. Herkes sosyal medyada fenomenlerin üzerinde gördüklerini gelip burada araştırıyor. Öyle bilindik markalar da değil bunlar. Hepsi binlerce liralık ürünler. Özellikle gençler ünlü markaların ürünlerini burada arıyor. En fazla talep marka ayakkabılara. Onu çanta ve saatler takip ediyor. Alışverişlerde en önemli etken alım gücü. Sonuçta herkes marka ürünleri o fiyatlardan satın alamıyor” dedi.

15-30 yaş arası

Kendilerine gelen müşterilerin daha çok 15 ila 30 yaş grubundan olduğunu belirten Hamza, “Üretim ne kadar merdiven altı olsa da buradan alışveriş yapanlar hep oluyor. Bu eskiden de vardı ama şimdi sosyal medya daha çok etkiledi. Ben burada 2 bin liralık ürünü 10’da bir fiyatına satıyorum. Müşteri sadece burada fiyata bakıyor” şeklinde konuştu.

Fotoğraf gösteriyorlar

Aynı sokaktaki bir başka esnaf ise özellikle kadınların kendilerine direkt marka ürünün fotoğrafını gösterdiğini ve onun sahtesini istediğini belirterek şu ifadeleri kullanıyor: “Çoğunlukla ünlü bir kadının kullandığı ya da fotoğrafını paylaştığı ürünü bana gösteriyorlar. Artık alışveriş şekli böyle oldu. Ben çantaları 40 ila 200 lira arasında satıyorum. Yarım saat ürünü inceleyip öyle alıyorlar ama 50 liraya aldığı çantanın gerçeği 5 bin lira. Kimisi ilk önce o markanın mağazasına gidiyor. Ürünü iyice inceliyor. Buradan alacağı ürüne de ona göre bakıyor. Sahte olduğu belli olsun istemiyor.

Bölgedeki esnafların çoğu sorulara yanıt veriyor ancak ne kendisinin ne de ürünlerin fotoğrafının çekilmesini istemiyor. Bazı esnaflar özellikle, “Ürünü çekersen bana çok sıkıntı çıkarırlar” uyarısında bulunuyor.

"Sosyal medyaya düşen ürün kısa sürede burada oluyor"

Yine aynı bölgede 30 yıldır dükkân sahibi olduğunu ifade eden bir esnaf ise “Yıllardır burada esnaflık yapıyoruz. Benden önce de babam bu işi yapıyordu. Ama son zamanlarda marka ürünlerdeki fiyat artışı ve sosyal medya bizim iş yapış biçimimizi de etkiledi. Bir yerde güzel bir ürün gören hemen buraya geliyor. Bana göre kendileri de o ürünlerle paylaşım yapmak istiyor. Zaten bunu çoğu zaman ifade ediyorlar. Biz de eskisi gibi kalitesiz ürün yapmıyoruz. Bu işin merkezi Gedikpaşa. Artık sahte ürünler bile kaliteli olmaya başladı. Sosyal medyaya düşen ürün kısa sürede zaten burada oluyor” diyor.

3 yıla kadar hapis cezası var

Avukat Talat Yörük sahte ürün satışına yönelik şunları söyledi: “Burada örnek olarak İtalya’da tüketici de cezalandırılıyor. Sadece alım satım yapan cezalandırılıyor. Kullanıcıya bir cezası yok. Şikayete tabi bir suç. Marka hakkı sahipleri bu konuyla mücadele ediyor. Kanunda 1 yıldan 3 yıla kadar cezası var. Bunun engellenmesi için tüketiciye de belli başlı yaptırımlar uygulanabilir.” Avukat İpek Güvenç de şu ifadeleri kullandı: “Başkasına ait bir markayı taklit edenler arasında kim varsa aslında herkes sorumlu. Ancak burada hukuk sistemimiz tüketiciyi cezalandırmıyor. Markasına tecavüz edilen kişi haksız rekabetin tespitini ve önlenmesini ayrıca zararının karşılanmasını istiyor. Çünkü onlar da ciddi şekilde gelir kaybına uğruyor. Bunun tamamen engellenmesinin bir yolu olmasa da cezalar arttırılarak caydırıcılık sağlanabilir.”

Bölgedeki esnaf, burada satılan ürünlerin sadece yerli müşterilerin değil aynı zamanda turistlerin de gözdesi olduğunu ifade ediyor. Caddede kemer ve çanta satan bir esnaf, “Özellikle Arap turist bir kerede 10 ürün alıp gidiyor. Turistler yerli müşteriye göre daha hazırlıklı geliyor. İstediği her ürünün fotoğrafını çekip gösteriyorlar. Aynı üründen 3’er 5’er alıyorlar” ifadelerini kullandı.

Formalar 50 lira

Futbolda yeni sezonun başlaması ile beraber sahte ürünlerin arasına son çıkan formalar ve diğer ekipmanlar da eklenmiş. Bir müşterinin “Bu formalar güncel mi?” sorusuna satıcı, “Dün derbide izlediğin formalar abicim” yanıtını veriyor. Satıcı yerli ve yabancı takımlara ait formaların 50 liradan eşofman takımlarının ise 140 liradan satıldığını belirtiyor. Kısa sürede dükkana gelen müşteriler ise yine sosyal medyada çok fazla tanınan yabancı oyuncuların formalarını soruyor. Bu şekilde satılan lisanssız yani sahte ürünler kulüplerin de gelir kaybına uğramasına neden oluyor. 

Sosyal medyadan satış

Son dönemlerde çakma ürünler sadece fiziki olarak dükkanlarda satılmıyor. Sosyal medyada da açılan hesaplar aracılığıyla sahte ürünlerin satışı gerçekleştiriliyor. Hatta Eminönü’ndeki bazı esnaflar dükkanlarında sattıkları ürünleri, sosyal medyada da satışa çıkardıklarını söylüyor.