DİĞER
"Bir akademisyen ve aydın olarak görüşlerini ifade etmek, toplumsal oluşmalar hakkında düşünceleri dile getirmek onun için pozisyonu gereği doğal ve olağandı. Aydın Uğur nispeten popüler alanda veya daha geniş bir çevrede kültür üstüne düşünen ve yazan birisi olarak belirmişse de, onları aşacak biçimde bir toplumsal bilimci olarak davranmıştır."
"Portreler büyük, görkemli, iyi çalışılmış, derinlemesine çözümlemeler içeren yazılar değildir. Gelişigüzel yazıldığı bile söylenebilir. Onları keskin bir zekânın, külyutmaz bir kişiliğin, hırslı ve hayli öfkeli bir benliğin kalemi yazmıştır. Dünyayı tanıyan bir bilinç, geniş bir kültür etrafına bakmakta, kıvılcımlar çakmakta ve çoğu zaman da kırk birinci odanın kapısını aralamaktadır."
"Türk edebiyatı anı malulüdür. Yusuf Ziya sadece Yahya Kemal’in ibaresiyle ‘bu dar hendese’yi kırmakla kalmaz. Türkçenin en lezzetli sayfalarını yazar. Öte yandan ne kadar değinmese de arkada bir kuşağın çok kayda değer tablosunu, olaylarını kısa vurgularla aktarır geçer. Kitabı boydan boya okuyanlar gene de çok şey öğrenir. Unutulmuş, artık var olmayan bir Türkçenin kıvraklığı, çarpıcılığı cabasıdır."
"Ulaş Tosun’un Merhaba Canım isimli belgeselinde konu tamamen Arkadaş Z. Özger değil. Belgesel Özger’in her zaman incelenecek, üstünde konuşulacak şiirini aşıyor ve Türk solunun 1960’lar sonu, ‘70’ler başında, en devingen olduğu dönemdeki kültürel profilini çıkarıyor. 1968 kuşağının zihniyet dünyası, temel davranış kipleri, eğilimleri, tercihlerine dair önemli, değerli ve aydınlatıcı bilgiler sunuyor. Yani şiiri değil, Özger’in kendisi öznemiz."
"Dünyaya bildik gözlerle bakan ve bilmiş bir yazar değil Michon. Tersine, dünyayı bilmeye çalışan, anlamaya gayret eden bir yazar. Gerçeğin ele geçirilmez olduğunu biliyor. Bildiği tek şey bu. O zaman yazısını büyük bir deney (‘deneyim’ değil) olarak kurguluyor."
"Gerçekten çok değerli bir hazine bu mektuplar. İyi ki ele geçtiler ve yayınlandılar. Bu kitap Attilâ İlhan çalışmalarına yepyeni boyutlar getirecek... Yarın İlhan’ın gerçek biyografisini yazacaklar için olağanüstü ve dışı bir kaynak."
"...Beni yeniden bu doğrultuda düşünmeye Köksal’ın yazısındaki Kuban ‘çelişkileri’nin ittiğini bir daha belirteyim. Evet, Kuban’ın çok uzun ömründe ve uzun kariyerinde tuttuğu yolun arkasındaki dinamikler nelerdi? Cevabı birkaç sözcüğe indirgersem, birisi mukayese, diğeri anakronizma, bir başkası lineer gelişmeci yaklaşım olur..."
"Pamuk bireyin belirlediği tarihe ve tarihin belirlediği bireye yeniden dönerek modernleşmeye modern sonrasının çok odaklı açısından bakmakla kalmıyor; tarihi, kurduğu şahsiyetlerin sübjektif değerleri içinde bir kimlik olgusuna dönüştürmeyi başarıyor. VG, Minger adasının ‘tarihi’ni anlatırken tarihin bir benlik olgusu olduğunu yeniden düşünmemizi sağlıyor."
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık