DİĞER
"Jean Genet’yle aynı kan grubundan olan Réal’in edebiyatı, fahişelik yapan kız kardeşlerine, tüm o yalnızlıktan kaybolmuş, ölüme terk edilmiş, çok fazla sevgi vermiş ancak hiç almamış dostlara, Eleni Varikas’ın ifadesiyle 'dünyanın kırıntıları, döküntüleri olan ayaktakımına' övgü niteliğindedir."
"17 yaşında New York’a gitmek üzere evden ayrıldı. Kuzgun yol boyunca onunla birlikteydi, yine kendi ifadesiyle 'kalp atışlarıyla, bu şehrin ışıkları altında ona ritim tutuyordu'. Hiçbir kadın bu kadar müstehcen olmaya ya da bu kadar cinsel özerklik talep etmeye cesaret edememişti. Hiçbiri kadın-erkek rollerini bu derecede değiştirmemişti."
"1867’de Goncourt kardeşler tarafından yazılan ve henüz Türkçeye çevrilmeyen Manette Salomon, klasisizm, neo-klasisizm, romantizm, oryantalizm, alegorizm ve realizmin bir geçit töreninin yapıldığı, 1840-1860 yılları arasındaki kısa bir resim sanatı tarihi olarak da anılır."
"Annie Ernaux gibi edebiyatçılardan Didier Eribon gibi sosyologlara ya da Geoffroy de Lagasnerie gibi çağdaş filozoflara varıncaya kadar Ayrım’ın doğurgan bakış açısından faydalanmayan yok gibidir. Benim payıma da, 1873’te yayımlanan ve Paris sebze halini, buranın esnafını merkeze alan bir kitap düştü: Émile Zola’nın Paris’in Karnı."
"1950’ler boyunca Fransız işçi sınıfının göçmen işçilere yönelik ırkçılığı, polise çalışma izni göstermezlerse ülkelerine gönderileceklerini bilen göçmenlere bırakılmış düşük ücretli montaj hattının acımasız gerçekliği, o yıllarda epey yaygın olan toplu tutuklamaların kurbanı olan Cezayirliler, ayrıca yöneticilerin adaletsizlikleri..."
"Duygusal Sürgün, çakılı bir kibritin sonuna kadar alev alan ucu parmağınızı yakana dek sürüyor. Parmağınızın yandığı anda ise zaman zaman bir laf kalabalığı, bir vaveyla sandığınız şeyin hayatın bir parçası olduğunu anlıyorsunuz."
"Lessing’in romanesk, gerçekçi ve lirik tarzı, kültürel çatışmalar, ırksal ve etnik adaletsizlikler, bireysel vicdan ile kamu yararı arasındaki çelişki, sınıflar arasındaki şiddet, kökünden kopma, hatta çocukluk gibi çeşitli konuları ele almasına izin veriyor."
"Rimbaud şiirden vazgeçerek onun zamanın ötesinde kalması gereken, sadece arzu uyandıran fani sanatlara ait olduğunu göstermiştir. Şiir her yerdeydi ve o daha fazlasını istiyordu. Fırtınalar, bulutlar, acılar, aşklar yazılmayacağına göre…"
"Odysseus’un gemisi, kulakları balmumuyla tıkalı, Sirenlerin 'başka hayat yok' diyen şarkısını duyması engellenen emekçilerle ilerliyor. Söylencede, bu ilerlemenin bedelini ödeyecek olan kürek çeken mahkûmlardı, şimdiyse gemilerin dolup dolup taştığı mülteciler, göçmenler, ezilenler."
"1980’lerden başlayarak 2010 yıllarına uzanan, çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış seçme söyleşilerde Ömer Uluç’un pek çok ilginç tespiti yer alıyor. Mesela: 'Ben resmi bir el işi olarak değil bir düşünce, bir buluş işi olarak ele alıyorum, dolayısıyla tehlikeli bir şey olarak biliyorum'. Umut Burnundan Dolaşarak, gerçeğin karanlık yanını reddetmeden umut etmeye çağırıyor bizi."
“Her şeyden önce bir aşk romanı olsa, kadın erkek ilişkilerinin bir eleştirisi metnin ana hedeflerinden birini oluştursa da, ırkçı-faşist Hitler rejimi ve iktidarı karşısında kahraman Solal’in düştüğü durumların da ortaya koyduğu gibi, Efendinin Güzeli olayların ve kişilerin eylemlerinin altında yatanları keşfetme yolunda sayısız anlatı-söylem-tirattan oluşuyor.”
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık