DİĞER
"Latince ismi ise 'Citrullus Vulgaris' olan karpuz sözlüklerde 'kabakgillerden, sürüngen gövdeli, parçalı sert yapraklı, sarı çiçekler açan bir bitkinin dışı yeşil kabuklu, içi kırmızı ve sulu, iri meyvesi' olarak anılır. Karpuz ile birlikte anılan kavun da kabakgillerdendir. Sebze familyasından gelen kavun ve karpuz tatlarından dolayı kendilerini 'meyve sınıfından' saydırmayı başarmışlardır."
"Tarihi dönemler, siyasi çevreler, şahsiyetler, zaman içinde soyut bir mahiyet kazanır. O dönemlerde yaşananlar ve yaşayanlar, zamanında ne ifade eder bilinmez, şahsiyetlerin her zaman pek çok çeşit olduğu unutulur, bazılarının şimdilerde etrafımızdakilere ne denli benzer olduğu düşünülemez. Hatırat, biyografi okumak bu bakımdan çok ufuk açıcıdır. Bunlara ‘portre’ yazılarını, kitaplarını eklemek gerek..."
Nasılsa Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar ve büyük, derin Doğu’nun yazarı Necip Fazıl var. Safiye Erol, yerli ve millî olan dâhil, hiçbir çevreye uygun bulunmuyor...
Tuncay Birkan: Muharrirlerimiz esasen “kadın ve vatan aşkı” dairesine sıkışmış, hep küçük meselelerle uğraşan bir edebiyattan büyük, Fazıl Ahmet’in deyişiyle “engin” meseleleri olan bir edebiyata geçmeyi bekliyorlar
Günümüz dünyasında herhangi bir şeyin kendisinden ziyade görseli çok daha önem kazandığı için, yemek de bundan nasibini alıyor. Yemek, gösteri toplumunun önemli bir bileşenine dönüşüyor
Kaybettiğimiz tatları ve renkleri okuyarak tanırız; pişire pişire, aktara aktara, Refik Halid Karay'ın sofrasına misafir ola ola...
Gerçeği anlatırken aklımıza hayalini getiren, iyiliğin içine kötülüğü düşüren edebiyat, güzelliği ararken de çirkinliği bulup çıkarır önümüze...
2014 sonlarına doğru Refik Halid Karay’ın kitapları yeni baskılarıyla yeniden okurla buluştu. İnkılâp Yayınları’ndan çıkan bu muhteşem çalışmanın altında ise Tuncay Birkan imzası var. Peki, ne yaptı Tuncay Birkan, editörlük mü? Hayır…
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık