25 Şubat 2019

The Who

En sıkı parçalarından birinin adı Who are you? olan The Who, basta John Entwistle, davulda Keith Moon, gitarda Pete Townshend ve vokalde Roger Daltrey’ den oluşuyor

En sıkı parçalarından birinin adı Who are you? olan The Who, basta John Entwistle, davulda Keith Moon, gitarda Pete Townshend ve vokalde Roger Daltrey’ den oluşuyor.

Rock tarihinin unutulmaz isimleri altmışlı yıllarda yola çıkanlardan oluşmuş hep. Çığır açan müzikleri ile rock sanatını yaratan öncülere baktığımızda grupların çoğunlukla iki isimle söz ve beste yaptıkları görülüyor.

Beatles –Lennon&Mccartney, Rolling Stones – Mick Jagger & Keith Richards, The Doors – Jim Morrison & Ray Manzarek, Pink Floyd – Syd Barret ( David Gilmour )& Roger Waters gibi The Who’ da da aynı anane işlemiş. Roger Daltrey ve Pete Townshend.

Beste ve sözlerin yanısıra Daltrey solist, Townshend elektro gitarda elli yılı aşkın bir süredir The Who serüveninin lokomotifli oldular.

Roger ile Pete kadar 1978 yılına kadar The Who’ nun orijinalitesine katkı yapan diğer ismi anmamak eksiklik olur. Davulda, ahtapot lakaplı Keith Moon; hızı ve tekniği ile rock tarihinin en özgün ve en iyi davulcularından biridir. Tüm zamanların en iyi davulcuları listesinde, John Bonham ( Led Zeppelin ) ve Neil Pearth  ( Rush ) tan sonra üçüncü sıradadır. Pete Townshend’ de en iyi gitaristleri sıralamasında onuncu sırada yer alıyor. Liste, müzik medyasının en saygın dergisi Rolling Stone okurlarının oylamasıyla oluşmuştur.

Keith Moon, davulunda üst üste iki zilden oluşan hi hat kullanmaz. Davulu, melodiye eşlik eden bir enstrüman olmanın ötesine geçirmiş, bu anlamda yol açmıştır. Hızlı çalan, hızlı yaşayan ve genç ölen bir yetenektir. Öylesine hızlı ve enerji doludur ki sahnede davulunu parçalaması sık görülen vakalardandır. Agresif kişiliği sadece sahnede çalarken değil otel odalarında da sürer, odaları darmadağın, eşyaları paramparça eder. Beatles davulcusu Ringo Starr’ ın, böyle gidersen çok yaşamazsın, ikazına, evet biliyorum, yanıtını verir. Sudan çok alkol içmesi ve durdurak bilmeyen uyuşturucu iptilası Moon’ un 32 yaşında azrailin kollarına düşmesine neden olur. Ama The Who, yola Keith Moon’ suz devam etmeye karar verir ve  Faces davulcusu Kenney Jones gruba alınır.

Son yıllarda, The Who grubunun davulunda, Ringo Starr’ ın oğlu Zak’ ı görüyoruz. Çok başarılı performanslarıyla gruba entegre olmuş gözüküyor Zak Starkey.

Grubun orijinal kadrosundan bas gitarist John Entwistle 2002 yılında hayata veda eder. Artık Roger ve Pete kalmıştır geriye, ama The Who müziğe devam etmekte kararlıdır.

Toplam 12 stüdyo albümü yapan The Who, albümlerinin milyonlarca satmasına bakmaz ve rüzgarı arkasına almanın iştahıyla fanlarını şaşırtacak seviye alçaltmasına düşmez. Belki de bu hassasiyetleri ve tutumları the Who’ nun en büyük rock gruplarından biri olarak anılmalarını sağlamıştır. Otoriteler, Beatles ve Rolling Stones’ tan sonra üçüncü büyük İngiliz rock grubu olarak değerlendiriyorlar. Benim kanaatim ise Beatles, Rolling Stones, Pink Floyd ve led Zeppelin’ den sonra beşinci sıradadır The Who.

Çıkış albümleri My Generation, 1965 yılında piyasaya sürülür. Albümdeki aynı adı taşıyan şarkı, 68 kuşağına atıf olarak sonraki on yıllarda yaygın bir kabul görür. 1967 yılındaki Monterey pop festivaline katılmaları ABD’ de de tanınmalarına vesile olur. 1968 yılında Rolling Stones tarafından organize edilen ve John Lennon, Yoko Ono, Jethro Tull gibi isimlerin katıldığı showda sahne alırlar.

1969 yılında görme ve işitme engelli bir çocuğu Tommy’yi konu aldıkları ilk rock operasını yaparlar. Tommy bütün dünyada çok büyük ilgiyle karşılanır. Aynı yıl Woodstok’ a katılırlar.1971’de çıkan sonraki albümleri Who’s Next ile başarılarını sürdürürler. 1973’te yayınlanan Quadrophenia grubun altıncı stüdyo albümü, Tommy’ den sonraki ikinci rock operasıdır. Bu kez şizofren  Jimmy anlatılır.

Tommy ve Quadrophenia adlı rock opera albümleri bugüne değin değerlerinden ve önemlerinden bir şey kaybetmiş değil. Zaten The Who deyince akla gelen ilk iki albüm de bunlardır.

My Generation  şarkısı ve Tommy ve Quaddrophenia albümleri dışında birkaç şey daha çapalanmıştır rockerlerin zihninde. Roger’ in şarkı başlarken veya solo aralarında mikrofon kablosunu havada daireler çizerek sallaması, Pete’ in gitar çalarken sıkça yaptığı penayı tuttuğu sağ elini gitarın tellerine değirmeden evvel havada çemberler çizerek gitarını çalması ve malum sahnede müzik aletlerini ve ekipmanları parçalamaları.

Bu ekipman kırma sahne eylemini davulcu Keith Moon ve Pete Towsnhend yapıyorlardı. Moon’un kabına sığmazlığı zaten biliniyordu. Pete’ de enerjik bir gitaristtir ama on yıllar sonra bu hareketinin nedenini bir röportajında itiraf etti. Burnum yüzündendi, diyerek şaşkınlığa yol açtı. Çocukluğundan beri iri ve kemerli olan burnu yüzünden yaşadığı ve muhtemelen de çocukluk ve ergenlik döneminde maruz kaldığı sataşmaları içine ata ata biriktirdiği tepkiyi böyle dışa vurdu yıllarca.Pete’in depresif bir kişiliğe sahip olduğu, gelen şöhret ve servetten sıkılarak inzivaya çekilip civciv beslediği, eroin bağımlılığı yüzünden hastaneye yattığı da biliniyor. Ama açık sözlü bir insan; Woodstock ile ilgili bir soruya pislik ve kargaşa idi, diye cevap vermişti.

Yirmi yılı aşkın bir süre stüdyo albümü yapmadılar. 2006 senesinde son stüdyo albümleri Endless Wire çıktı. Müspet kritikler aldı diğer albümleri gibi.

Yeni albüm herhalde çıkarırlar. Çünkü konserlerindeki izleyici izdihamına, albüm satışlarına grubu konu alan 35 adet belgesel dvdlere bakıldığında ilgi çekmeye devam ettikleri anlaşılıyor. Ama bu ilginin Türkiye’ de batıdaki ile eş düzeyde olduğu söylenemez. Memleketimiz rock ahalisinde  The Who, pek ilgi görmedi.

Grup, 2019 mayısta başlayacağı İngiltere, ABD, Kanada turnesini ekim ayına kadar sürdürmeyi planlamış.

Yazarın Diğer Yazıları

100 Sene 100 Nesne: Cumhuriyete Nesnelerin Gözünden Bakmak

100 Sene 100 Nesne mamulü ve Kültür Hane mütekabiliyeti denklik bağlamında birbirine yakışmış

Yapay zekâ ile sanat ve müzik

Yapay zekânın egemenliği, romantizmin sonu olacak ya da başka bir tür romantizm yaratacak. Fakat bu yeni romantizmin duygulanımı, organik zekânın yerini alabilecek mi?

Anımsanan hatıralar ve siyasi belleğin tahkimatı

Yazar Recep Tatar, gönüllerde cürmünden fazla yer kaplayacak bu kitabıyla şimdi bir kapı araladı...