24 Mart 2023

Adıyaman'da bir "köy evi"

Yaklaşık maliyeti açıklamanın kanunen yasak olduğu doğru olsa da Adıyaman'da bir köy evinin 2 milyon 861 bin TL'ye mâl olacağını hesap eden devletin de bu hesabı nasıl yaptığı izaha muhtaç hale geliyor

Devletin bir kurumu ihale yapacaksa, öncesinde o işin bütçe kaynakları açısından kaç liraya mâl olacağını bilmesi, bunun için de hesap yapması gerekir.

Söz konusu olan inşaat ihalesiyse de bu hesabı, inşaat, elektrik, makine mühendislerinin yer aldığı teknik ekip fiyat araştırması da yaparak çalışır, saptar. "Yaklaşık maliyet" adı verilen bu hesabın ihale öncesinde, son teklifler alınıncaya kadar gizli tutulması gerekiyor. Yani yasal (ve teorik )olarak, müteahhitlerin teklif verecekleri ihalenin kaça mâl olacağına ilişkin devletin hesabını bilmemesi gerekiyor ki, ihaleye fesat karıştırılmasın.

Kamu İhale Kanunu, yaklaşık maliyetin ifşa edilmesini, başkası yararına kullanılmasını kesin bir dille, hem de yasanın birden fazla maddesinde yasaklıyor.

Fiyatın ihaleden önce öğrenilmemesi, teklif verenlerin kendilerine göre yapacakları hesaba göre çıkacak sonuçlar arasında kamu için avantajlı olan teklifin belirlenmesini kolaylaştırıyor.

Peki yaklaşık maliyet hep mi gizli? Hayır. İhaleler bittiğinde, yaklaşık maliyet tutarları da ortaya çıkıyor.

TOKİ'nin (Toplu Konut İdaresi) 21 Şubat'tan bu yana yaptığı deprem konutları ihaleleri hakkında, -şu anda okuduğunuz hariç- 6 yazı yazdım. Bu yazıların tümünde, TOKİ'nin pazarlık usulüyle her gün dörder beşer adet yaptığı konut ihalelerine yer verdim. Tamamında değilse bile bir grup ihalede sadece en büyük teklif tutarlarını değil. TOKİ'nin ihale öncesinde belirlemiş olduğu yaklaşık maliyet tutarlarını da paylaştım.

Maliyet yüksek dosya gizli

Bu yazıların ardından gelen okur mesajlarının önemli bir kısmı, tutarların çok yüksek olduğu yönündeydi. İlk grup ihalelerde konut başına maliyet 1,5 milyon civarındayken, ihale sayısı ve dolayısıyla konut sayısı arttıkça konu başına maliyet 1,7, hatta 1,8 milyon TL'ler çıkıyor. TOKİ'nin deprem bölgesindeki şehirlere için yaptığı ihalelerin hemen hemen tamamı, sadece konut değil, altyapı ve çevre düzenlemelerini de içeriyor. Dolayısıyla, konut başına maliyet tutarının belirlenmesinde altyapı ve çevre düzenlemesinin de dikkate alınması gerektiği belirtiliyor.

"Köy evi" 2,8 milyon TL

Ancak inşaat sektörüne yakın, biri kamudan diğeri özel sektörden iki okurum, ilettikleri mesajlarda altyapı ve çevre düzenlemesi dahil olsa bile bu rakamların bazı ihaleler için çok yüksek olduğunu vurguluyor. Dosyalar gizli olduğu için de bu hesabın nasıl yapıldığının anlaşılamadığını belirtiliyor.

Sözgelimi, 28 Şubat'ta yapılan Adıyaman'da 250 adet köy evi inşaatı ihalesinde en düşük teklifi 635 milyon TL ile Eray Aktay-Biroğlu İnşaat verdi. Bu, "köy evi" diye ihale edilen projede konut başına maliyetin 2 milyon 540 bin TL olduğu anlamına geliyor…

Aynı ihalede, TOKİ'nin belirlemiş olduğu yaklaşık maliyet ise lütfen dikkat, 715 milyon 438 bin 839 TL. Bu da devletin Adıyaman'da yaptıracağı köy evi için, konut başına maliyeti 2 milyon 861 bin TL olarak hesapladığını gösteriyor. (Şirket yüzde 11,25 indirim yapmış.)

Peki, altyapı ve çevre düzenlemesi dahil bile olsa gerçekten de bu rakamlar kamu kaynakları açısından soru işareti doğurmuyor mu?

Yaklaşık maliyeti açıklamanın kanunen yasak olduğu doğru olsa da Adıyaman'da bir köy evinin 2 milyon 861 bin TL'ye mâl olacağını hesap eden devletin de bu hesabı nasıl yaptığı izaha muhtaç hale geliyor.

Misal, gerekçe enflasyonsa, ya da çok kaliteli malzeme ise bunu herkes bilsin. Parası devletten çıkıyor nasılsa. Millet de vergisinin nereye nasıl gittiğini takip etsin, gururlansın.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında ‘küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.


Kitapları

Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

"Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Saraylar bütçeyi delerken "ikna"

insanların yarım kilo peynir alırken düşündüğü bir ortamda devlet olarak 85 milyon TL'yi bahçe malzemesine harcarsanız, enflasyonun düşeceğine bu milleti inandıramazsınız

Merkez Bankası "nas" yükünü üstlendi

Vatandaşın refahını, Merkez Bankası'nın üstlenmek zorunda kaldığı KKM zararına yol açan anlayış mı arttıracak?

Hesabı neden emekçi/emekli ödüyor?

Bu genel kurulun faydası şu olacak: Merkez Bankası'nın işini, hesabını zorlaştırdığı halde eleştirel bir tutum getiremediği, zengini daha zengin etmek üzere emekçi aleyhine kurgulanmış KKM'nin, memleket ekonomisine faturasını daha iyi görebileceğiz