16 Temmuz 2021

Rize felaketi: Hep aynı boş nutuklar, yirmi yılda 76 hayat

Felaketten sonra bölgeye gitmek, "yaraları en kısa sürede saracağız" gibi, ezberlenmiş ve artık kimsenin inanmadığı nutukları atmak, gidenleri geri getirmiyor

Üstelik "kendi memleketi", Rize!.. 'Şahsımın' diyarı.

İnsanlar boşuna eylem yapmıyor, "biz maden ocağı istemiyoruz" diye boşuna yırtınmıyor.

Hatta, ölüyorlar bile, yine de "biz buraya HES istemiyoruz" diye, polisin copuna, biber gazına karşı vücutlarını boşuna siper etmiyor.

Son yıllarda Rize ve çevresinde doğayı korumak, yaşadıkları köyleri, yaylaları, ormanları, dereleri korumak uğruna, boşuna ayağa kalkmıyorlar.

Ne kadar haklı oldukları dün gece bir kez daha görülüyor.

"Rize ve çevresini yine sel vuruyor, yine can kayıpları, yine milyonlarca liralık zarar!.."

Sürpriz değil

On yıl önce İstanbul'da yaşanan ve 30 kişinin ölümüyle sonuçlanan sel felaketinde Tayyip Erdoğan'ın kendisi söylüyor:

"Derelerin intikamı".

Yani, dere yataklarına bina yapılmaz!..

Kendi söylüyor ama, kendisi derelere yapılan binalara oralı bile olmuyor, o derelere hatta "kamu binalarının yapılmasına bile" göz yumuyor. İstanbul'da taşan o dere yatağına AVM bile dikiliyor!..

Rize'de de öyle.

İmar ve rant uğruna, insanlar ölüyor.

Belli işte, "dünya ve biz, hep birlikte bir iklim krizi" ile karşı karşıyayız. Yağışlar ani, yoğun ve şiddetli, sürpriz değil.

Ama, bu acı sürprizin zararlarını en aza indirmek mümkün.

"İnadına imar ve betonlaşma, inadına HES'ler, inadına maden ocakları, inadına dere ıslahlarına teğet geçme, inadına ormanları yok etmenin sonucu hep felaket ve felaket".

Yirmi yıldır dinlemiyor

Rize şimdi o felaketi yeniden yaşıyor.

Daha geçen yıl, yine Çayeli'nde benzer bir felaket yaşanıyor.

"Rize'de son yirmi yılda, yani AKP iktidarında 76 insanımız sel nedeniyle hayatını kaybediyor".

Karadeniz çok yağmur alan, hele de iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanların başında geliyor.

Yine geçen yıl "Giresun'daki" sel felaketi...

Bu hükümetin en başarısız bakanları arasında yer alan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum o felaketten sonra demeci patlatıyor:

"Karadeniz İklim Eylem Planı hazırladık".

Çok iyi yaptınız da, o plan ne zaman ve nasıl hayata geçiyor, ne işe yarıyor?..

Geçiyorsa, bu felaketler neden birbirini izliyor?..

Plan, şu, bu... Yirmi yıldır o yörenin insanları sel felaketleriyle karşı karşıya ve ölüyorlar.

Plan var, bunun yanında "daha çok felaketleri seyretmek" var.

Felaketten sonra bölgeye gitmek, "yaraları en kısa sürede saracağız" gibi, ezberlenmiş ve artık kimsenin inanmadığı nutukları atmak, gidenleri geri getirmiyor.

Ya talan edilen o çevre?..

Yüz yılda geri gelmez.

AKP'nin verdiği en ağır zarar.

* * *

Gelen gideni aratsa bile: Boğaziçi 1 - Şahsım 0

"Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde" çekilen bir video:

"Zoraki rektör Melih Bulu, yanında üç, dört korumasıyla birlikte kampüsün içinde yürürken, öğrenciler geliyor ve 'ne zaman istifa edeceğini' soruyor. Bulu yanıt vermiyor, öğrenciler onu alaya alıyor, Bulu korumalar arasında oradan neredeyse koşa koşa uzaklaşıyor".

Bir rektör için acı bir durum. Göreve geldikten sonra, aradan altı ay geçiyor, buna rağmen, öğrenci protestoları devam ediyor, öğretim üyelerinin protestoları dinmek bilmiyor.

"Melih Bulu aciz kalıyor, hiçbir karar alamıyor, protestoları önleyemiyor".

Öylesine karar alamıyor ki, örneğin son Senato toplantısı 9.5 saat sürüyor, yine de bir karar çıkmıyor.

O toplantıdaki asıl skandal, "bazı öğretim üyelerinin iki oy kullanması!.." Sefillik ve aczin son hali!..

Tayyip Erdoğan sürpriz bir kararla, yine bir gece yarısı kararnamesiyle Melih Bulu'yu görevden alıyor.

"Öğretim üyeleri ve öğrencileriyle Boğaziçi Üniversitesi 1 - Erdoğan 0!.."

Bu 'şahsımın' yenilgisi, geri adımı.

Bulu'nun yerine, "daha da keskin birini rektör olarak atasa, gelen gideni aratsa bile", o gelecek kişi hangi katı adımları atacak olsa bile, bu 'şahsımın yenildiği' gerçeğini değiştirmez.

Melih Bulu'yu görevden almakla, Erdoğan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerini ve öğrencilerini haklı gördüğünü kabul ediyor. Bu durumda:

"-Eyleme katıldıkları gerekçesiyle, bursları kesilen öğrencilerin burslarının devamını sağlamak gerekiyor.

-Haklarında soruşturma ve dava açılan öğrencilerin, o soruşturma ve davalarının düşmesi gerekiyor.

-Zorla emekli edilen öğretim üyelerinin ve dersleri kesilen öğretim üyelerinin haklarının iadesi gerekiyor".

Her zamanki gibi, yine inatla atadığı rektörü görevden alması, AKP tabanı için pek bir şey ifade etmeyebilir.

"Ama, her şeyin farkında olan AKP'li yönetici ve milletvekillerinin, siyasetle ilgilenen geniş kitlelerin indinde, Erdoğan'ın gücü ağır yara alıyor".

Orada yara, burada bere, böyle böyle iktidara elveda!..

Yazarın Diğer Yazıları

"Boykota" göz yaşartıcı destek!..

Şimdi aniden balıklama destek!.. Çünkü, ekonomik felakette suçu lokantaların üstüne atıyor. İris Hanım!.. Neden yaptınız bu çağrıyı?..

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli: Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..

"Ekonomist" Erdoğan açıklasın: 818.182 .863.710 lira zarar

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda