01 Mart 2021

Mesele Erbakan'ı anmak değil!..

Anma toplantısı adı altında, o şemsiye altında birleşerek, muhalefetin, en başta AKP tabanına ve genel olarak Türkiye'ye mesajı: "Biz kararlıyız, biz bir aradayız, biz Türkiye'yi AKP - MHP ortaklığından kurtarmak, otoriter rejime son vermek için buradayız."

O kadar "Erbakan'ı anmak değil" ki...

Necmettin Erbakan ölümünün onuncu yılında, onun kurduğu son parti olan "Saadet Partisi" (SP) tarafından bir anma töreni düzenleniyor.

O kadar "Erbakan'ı anmak değil" ki...

"1- Babası anılıyor ama, oğlu Fatih Erbakan o törende yok!..

Çünkü, babasının kurduğu son parti (SP) ile anlaşmazlığa düşüyor, babasının kurduğu eski partinin adıyla, bu sefer yenileyerek, ‘Yeniden Refah Partisi'ni" kuruyor. Saadet'e küs!..

2- O törende MHP de yok!..

1975 - 78 arasında, yaklaşık üç yıl süreyle Demirel ve Erbakan ile birlikte, AP - MHP -MSP'den oluşan Milliyetçi Cephe koalisyonunda yer alan MHP de yok!..

Törene katılan AKP ve BBP temsilcilerine rağmen, MHP orada kendisine yer bulamıyor.

Özbeöz oğlu yok, eski hükümet ortağı yok ama, anma töreni var!..

"Milli görüş, adil düzen"

Necmettin Erbakan ömrünün büyük bölümünü "dinci siyasete ağırlık vererek" geçiriyor. Kurduğu dört siyasal partinin üçü, Milli Nizam, Refah ve Fazilet Partileri, aynı gerekçeyle, "laikliğe aykırı eylem ve söylemlerin odağı" olmak gerekçesiyle kapatılıyor. Milli Selamet Partisi ise, 12 Eylül cuntası tarafından bütün partilerle birlikte kapatılıyor. Ancak, Erbakan ile birlikte partinin yöneticileri yine "laikliğe aykırılıktan" dolayı yargılanıyor, bir süre hapis yatıyor.

1970'lerde olduğu gibi, 1990'larda da, iktidar ortağı olmuş Refah Partisi Ocak 1998 yılında kapatılıyor. Refah Partisi'nin Genel Başkanı olarak Başbakan koltuğuna oturmuş olan Erbakan'a, o kapatma davasında "beş yıl siyaset yasağı" getiriliyor.

Dinci siyaseti savunurken, ağzından düşürmediği iki slogandan biri "Milli Görüş", diğeri "Adil Düzen".

"Milli Görüş" hareketin siyasal, "Adil Düzen" ise, aynı ideolojinin ekonomik boyutunu anlatıyor. "Dünyadaki İslam ülkelerini birleştirmek" gibi hayalden, paranın mal gibi alınıp satılmasını reddeden, faizin olmadığı serbest piyasa ekonomisine uzanan bir çizgi eşliğinde, "ağır sanayi hamlesi" aynı ideolojinin propagandası en çok yapılan alanı. Serbest piyasa ekonomisi ama, faiz yok!..

"Erbakan" denilince, akla kabaca ve en önce bunlar geliyor.

Yedi muhalif genel başkan

Aslında her ölüm yıldönümünde mezarı başında anılıyor ancak, bu kez onuncu yıl.

Kurduğu son parti, Saadet Partisi'nin öncülüğünde önceki gün bir törenle anılıyor. Törene Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile birlikte "yedi muhalefet partisinin genel başkanı ya da genel başkan yardımcısı" dışında AKP ile BBP'nin temsilcileri, toplam dokuz parti katılıyor.

CHP, HDP, SP, DEVA, Gelecek Partisi, Demokrat Parti Genel Başkanları, İyi Parti, AKP, BBP Genel Başkan Yardımcıları ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş törende yer alıyor.

Herkes Erbakan'dan saygıyla söz ediyor. Normaldir!.. Bir anma toplantısında eleştirecek değiller ya!..

Söylenenler arasında tarihsel açıdan doğru olanlar da var, yanlış olanlar da, yani gerçeği yansıtmayanlar. Ama, konumuz o değil.

TRT de katılıyor

TRT nedir?.. "İktidarın emrinde devlet radyo ve televizyonu."

Erbakan'ı anmaya TRT de katılıyor. Özel bir program yapıyor. Programda övgüden geçilmiyor. Belli ki, emir büyük yerden!..

Ayrıca, Ayasofya'da dua okunuyor.

Tayyip Erdoğan Erbakan'ın kabrini ziyaret ediyor, sosyal medya hesabından mesaj yayınlıyor.

"Herkes aniden Erbakan'ı keşfediyor!.."

Erbakan - Tayyip Erdoğan

Yıllarca Erbakan'ın yönetiminde çalışmış olan Tayyip Erdoğan bazı arkadaşlarıyla birlikte 2001 yılında Fazilet Partisi'nden ayrılıyor ve AKP'yi kuruyor. Erbakan'la birlikte iken, onunla pek de iyi anlaştığını söylemek zor.

Zaten ayrılarak, yeni bir parti kurmak, bu anlaşmazlığın en büyük kanıtı.

İkinci kanıt ise, ayrıldıktan sonra Erdoğan "Ben Milli Görüş gömleğini çıkardım" diyor, Erbakan'la ipleri iyice kopartıyor.

Ardından Erbakan her fırsatta Erdoğan'ın ve AKP'yi eleştiriyor, hem de başlangıçta diğer partilerin eleştirmediği kadar!.. Bakın 2003 yılında söylediklerine:

"Milli Görüş gömleğini çıkartıyorsunuz, e ne oluyorsunuz?.. Gömleksiz oluyorsunuz. Siz zaten çömleksizdiniz, bir de gömleksiz olsanız, ne var. Ne gömleği giyeceksiniz?.. Bilderberg gömleği, Roteryan gömleği.

Hani, siz parti içi demokrasi yapacaktınız?.. Sizi gidi dönerler sizi.

Ahlak ve maneviyat, sanayileşme ve kalkınma, şahsiyetli dış politika ve İslam Birliği, Tayyip Erdoğan bu üçüne de uymuyor."

Erdoğan'dan da övgü

Davet edildiği halde, Erdoğan anma törenine katılmıyor. Oraya mesaj gönderiyor. Elbette övgüyle söz ediyor.

Erbakan'ı "bu ülkenin ufkunu genişletmeye adayan bir büyük ilim, devlet ve siyaset adamı" olarak tanımlıyor.

Normaldir!..

Yüzde üçe yakın oy oranına sahip Saadet Partisi ile bir araya gelmeye can atan, o partinin "sözde ağır toplarından Oğuzhan Asiltürk'ü evinde ziyaret edecek" kadar oy telaşına düşmüş olan Erdoğan'ın Saadet Partisi yönetimi ve tabanını bu saatten sonra küstürmesi, onlara uzak durması elbette düşünülemez.

Muhalefette güç birliği

Erdoğan neden "aniden Erbakan bağlılığı ile" dolu?.. Çok açık:

"Sadece genel anlamda oy kaybı değil, AKP tabanında da kayma var."

Şimdi onları durdurmaya çalışıyor.

İl kongrelerinin "lebaleb dolu" olmasının çok ötesinde, "lebaleb dolu görüntü vermesinin" telaşında.

Bundan dolayı, hangi ile giderse gitsin, "o ilin köylerinden otobüslerle kongrelere adam taşıtmakla" iktidarını kurtaracağını sanıyor.

Buna karşı muhalefet...

İşte, Erbakan'ı anma toplantısı... Elbette anma da var...

Ama...

Anma toplantısı adı altında, o şemsiye altında birleşerek, muhalefetin, en başta AKP tabanına ve genel olarak Türkiye'ye mesajı:

"Biz kararlıyız, biz bir aradayız, biz Türkiye'yi AKP - MHP ortaklığından kurtarmak, otoriter rejime son vermek için buradayız."

Bu tören muhalefetteki güç birliğinin en somut hali.

Erdoğan'ın katılmayışı, hele MHP'nin temsilci bile göndermeyişi o somut halin kanıtı.

Yazarın Diğer Yazıları

Filmin sonu: Istakoz!..

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..

34 yıl önce 34 yıl sonra: "Güçlükonak'ta demokrasi!.."

Güçlükonak'ta yaşananlar 34 yılda bizde demokrasinin özetindeki başlıklardan biri

Bugünler için ders: "Atatürk'ün Anayasası 1924"

Taha Akyol'un incelemesi, Atatürk dönemiyle ilgili yazdığı diğer kitapları gibi, o yılların tarihini ve perde arkasını anlatıyor