19 Şubat 2021

Yandaş olmayanlara gelince | Lale mi daha uçuk, Tuğrul mu? | Cihangir'de kardan kadın

İstanbul'dan Diyarbakır'a, İzmir'den Hopa'ya 65 plus ayrımcılığına karşı duran herkesi saat 21.00'de tencere, tava ve düdüklerle pencerelere çıkmaya davet ediyorum

Cihangir kızlarından Kardan Kadın, şair ve ressam 'Lale the freak', Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici sıkı ve tarafsız, canım torunum Asya’ya aylardır sarılamıyorum

Bu yazı yeniden yazılıyor çünkü "online" dersle sokağa çıkma yasağı arasına dedesini sıkıştıran altı yaşındaki torunum Asya gittiğinde, yazı kayıplara karışmıştı bile. Hatırlamaya çalışıp yeniden şansımı deneyeceğim.

Baştan uyarayım, bu medya-politik magazin yazısında yandaşlara dokundurmayacağım bile. Çünkü onlar, yalnızca iktidarın sözcülüğünü yapıyorlar ve bundan çok mutlu görünüyorlar.
 
Bırakın Sezen Aksu, Kadir İnanır ya da Hasan Cemal'i, torunum Asya'yı bile göremediğim bu yasak günlerde (yakın komşum Yıldırım Türker nadiren de olsa, benden genç olduğu için, lütfedip 10 dakika uğruyor), "muhalif" haber kanallarına sardım. Halk TV, KRT ve Tele1. Yine peşinen söyleyeyim hiçbir programlarını sonuna dek izleyemedim. Herhalde, TV dizileri gibi, ucuza gelsin diye saatlerce sürdürüyorlar.
 
Yandaş kanallarda yeni türemiş "İktidar ne diyorsa doğrudur" diyen "talking heads" dolu. Peki kendine "gerçek habercilik" tanımını yakıştıran bizim "muhalif" kanallarda?
 
Cumhuriyet, Sözcü yazarları diye başlayacaktım ama araya karışmış iki üç kişiye haksızlık etmeyeyim. Halk TV, KRT ve Tele1 tartışma programları CHP'liler ve fena hâlde benim yaşımda (üç yukarı on aşağı) muhafazakâr laik erkeklerle dolu. 
 
İki örnekle bitireyim. Önce nazımın geçeceğini var saydığım KRT'den Zafer Arapkirli'nin(aynı zamanda Cumhuriyet yazarı) Habertürk'ten oryantal yaptığı için atılan ya da istifa eden spiker Hande Sarıoğlu için söyledikleri.  Marka değerinden girmiş, Sarıoğlu'nu BBC'de bir dakika tutmayacaklarından çıkmış. (Arapkirli BBC Türkçe'de çalışmıştı.) O zaman bir soru, sabahları Fatih Portakal ve taklitçisi Selçuk Tepeli usulü, Medyaterapi programını yapan Arapkirli'ye KRT akşam haberlerini sundurur muydu? Bir de "Sarıoğlu'nu işe alırken Habertürk hiç soruşturmamış mı?" muhabbeti var ki, aman medet. T24'ün Doğan Akın'ı beni MİT'ten, Asayiş'ten Ahlâk Masası'ndan soruştursaydı, Pürtelaş Ocakbaşı'ndan 14 liralık lahmacun bile alamazdı.
Sabah Medyaterapi, akşam haber bülteninde Zafer Arapkirli. En son gördüğümde İsmail Saymaz ve Barış Yarkadaş'ın da konuk olduğu Gürken Hacır'ın tartışma programındaydı. KRT'de...
İkinci örnek Halk TV'de, yeni keşfim Serhan Asker'den. "Halk TV'de Karşıyaka varmış" mesajını biraz geç aldım ama iflah olmaz bir 35-buçuk'lu olarak hemen ekranın (bilgisayar) karşısına geçtim. Programın adı "Görkemli Hatıralar". Sunucu Serhan Asker'den açar açmaz ilk itiraf! (Mealen): Aslında İzmir'de olacakmış program ama Tunç Soyer "Kent çok ağır travmalar yaşadı, şimdi olmaz" demiş. Asker ve ekibi bunun üzerine Karşıyaka'ya razı olmuşlar. Biliyorsunuz, İzmir kan ağlarken Karşıyaka keyfini bozmaz. Ekranda sevip saydığım müzisyen İlkay Akkaya'yı görmeme rağmen görüntüyü kapattım.
Serhan Asker eminim ki magazin ve eğlence programlarının titizliğini ve planlamayı Tuğrul the Gonzo'dan daha iyi biliyordur
Haksızlık mı ettim korkusuyla ertesi gün aynı saatte yine açtım. Tamamen Asker'in şanssızlığı olsa gerek, yine sırasını bekleyen 10 yaşında bir piyanisti nasıl tamamen unuttuğunu anlatıyordu CHP'li, galiba, Dikili Belediye Başkanı'na. Tekrar kapattım ekranı.
 
AKP'nin yarattığı çok düşük vasatın üstüne çıkıp onu sarsmalarını beklemek fazla mı olur "muhalif" medyadan?
 
Bu ahkâmlarıma "büyük resim"den bakmak istiyorsanız öğrencim olduğunu hep keyifle hatırladığım medya ombudsmanı Faruk Bildirici link'i tam size göre. Bildirici'yle aramda bir tenakuz görürseniz onun yazdıklarına güvenin. 
Medya Ombudsman'ı Faruk Bildirici yayınladığı koca listeyle canımı kurtardı. Ben isim vermedim, isimler ondan

Cihangir'den kış manzaraları

Cihangir Park'ta aileler (Fotoğraf: Şengün Kılıç)

Kar yağınca Upper Cihangir-Lower Cihangir sınıf ayrımı ortadan kalktı.

Cihangir halkları, çocuk parkında ve Roma Parkı'nda kaynaştılar. Tabii önemli olmayan bir farkla!

Aileler Cihangir Parkı'nı tercih ederken, ayıp dinlemeyen gençler Roma Parkı'nı şenlendirdiler. Aslında bunlar için fazla lafa gerek yok, koyduğum iki fotoğraftan ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Roma Parkı'nda "aile" olmayanlar. Bu kardan kadını Cihangir'in işsiz ve yarı işli kadınları yaptı

Hangimiz daha deli?

Şair ve şimdi de ressam Lale Müldür, Upper Cihangir'deki en iyi arkadaşlarımdan biri. Hani derler ya deli deliyi görünce sopasını saklarmış. Bizimki öyle değil.
 
Müldür, benden daha "uçuk" olduğunu iddia eder, ben ise ondan daha "freak" olduğumu. Bu hafta soğukta Kaktüs kaldırımlarında oturmuş kim daha uçuk kavgası yaparken ne öğrendim biliyor musunuz? Lale Müldür, Robert Kolej'den sonra Manchester'da lisans, Essex'de master yapmadan önce bir yıl da ODTÜ'de Elektronik Mühendisliği okumuş. Şaştım kaldım. Ben Mülkiye'yi ite kaka zor bitirdim.

Neyse, "Ben daha deliyim" tartışmamız sürerken Lale beni "Üstüne uzaylı dostlarımı salarım" diye tehdit edince tırstım ve beraberliğe razı oldum. 2021 sonuna kadar bu konuya tekrar dönmemek üzere anlaştık.

Benim üstümde orijinal Henri Lloyd, Lale Müldür'de bir yapay kürk. (Foto Nurhak Kaya)

Tarihimden yapraklar

Karl Marx'a 18 yıldır gidemiyorum 

1970'te Londra'ya gittiğimde hemen görmeye gittiğim ilk yerlerden biri Highgate'deki Karl Marx'ın mezarı olmuştu.

Daha sonra 80'ler, 90'larda Londra'ya her gidişimde Marx dedemi hiç ihmal etmedim, ondan çok şey öğrenmiştim.

Bu linkler ihmal edilmesin

* Çatlak Zemin'de "Erkek yargının son somutlaşmış hali: Yargıtay" 

* Argonotlar genç, bağımsız sanat yazarlarının katkı sunduğu bir platform. Instagram hesabına linkten ulaşabilirsiniz. 

* Senaristler, yönetmenler, yazarlardan Boğaziçi'ne destek mesajları, Özgür Gündem davası ve haftanın sansür gündemi Susma Platformu'nda.

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Cuma günü Kaktüs'te beraber kaldırımda oturduğum Defne Akman, Şengün Kılıç ve Ramize Erer gibi üç yazar-çizer kadın, Oksijen yazarı Selahattin Duman'a ateş püskürüyorlardı. Yazıyı ben de sevmemiştim ama kadınların tepkisi benimkinden çok farklı ve şiddetliydi. Hiç "ama, fakat" diyerek durumu yumuşatmaya çalışmadım.
 
Ertesi gün internet sitelerinde Evrim Kepenek (bianet) ve Banu Tuna'nın (Yetkin Report) yazılarını görünce durumun vahametine ikna oldum.
 
İki merakım var. Birincisi, Oksijen'de editörlük görevi yok mu? İkincisi, bugün Oksijen nasıl bir özür veya tepkiyle çıkacak?
 
Küçük bir not: Radikal İki'de editörlük yaparken Ayşe Kadıoğlu, Ahmet İnsel, Yıldırım Türker, Demokrat Yargıçlar'la... bazen tek kelime, bazen biri iki cümle için ettiğim "pazarlık"ları hatırladım. 
Selahattin Duman'ın 14 Şubat yazısı tanıdığım, neredeyse istisnasız, tüm kadınları ciddi üzdü

Advertorial (!)

50 eksiler için yakın tarih

Oya Baydar'ın " 80 Yaş Zor Zamanlar Günlükleri" siyasal, toplumsal yakın tarihe bir miktar ilgi duyanlar için bile okunması neredeyse şart bir kitap.
 
60'lardan başlayıp günümüze acı tatlı bir yolculuk. Kolay iş değil bütün darbeleri, hapisleri, işkenceleri yaşayıp sonradan olabildiğince doğru ve samimi kaleme dökmek. İşte Oya Baydar bunu yapmış. "Allahım nedir bu çektiklerim" diye sızlanmadan umut saçarak.
 
T24 "bozguncu hücre yoldaşım" Baydar için eleştiri ve övgü düzmem pek manâlı olmaz. O, heteronormatif Aydın Engin'le, magazinci deyişiyle, yıllardır "aşk yaşıyor."  Bu her anayiğidin harcı değil. Baydar'ın kitabı nereden bakarsanız bakın, özellikle genç kuşaklarca okunmayı hak ediyor.
 
Muhabirim Figen Kumru’dan Datça Postası
 
 
Datça'da pek kıymetli cici bir tiyatrocu kızımız da yaşıyor, güzel şeyler yapıyor.
 
Roza Erdem'den farkındalık atölyesi. Bilgi ve kayıt için: [email protected]

Müzik önerisi

Bu hafta şarkı yerine stajyerlikten sigortasız muhabirliğe geçmeye pek hevesli görünen akademisyen arkadaşım Fatmagül Berktay'ın gönderdiği bir kısa filmi kullanıyoruz.
 
İngilizce ama altyazılı, sonu çok eğlenceli.

Alt yazıları görmek için tam ekran tuşuna tıklayarak videoyu büyütebilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?