22 Ocak 2021

Tam üç çeyrek asır | Azıcık daha 'Oksijen' gerek | Linklerim kıymetlidir

Laik yandaş medya birbirine girdi. İki milyon liranın esrarı...

Tuğrul the Gonzo ve torunu Asya, yazar Ece Temelkuran, Oksijen'in imtiyaz sahibi Nüket Mutlu, son yılların en hızla yükselen gazetecisi Hande Fırat, trajik rock efsanesi Janis Joplin
Fransa, Clermont-Ferrand muhabirim Mustafa Bostancıoğlu'ndan

19 Ocak. Hrant Dink'in katledildiği, ben ve çok yıllar önce cennete "uçan" Janis Joplin'in doğum günü.

Saat 10.30: Uyandım. Telefonumda sadece 21 doğum günü kutlama mesajı var. İlk beşi sayıyorum: Güldal Kızıldemir. Deniz Alphan, Nazan Özcan, öğrencim Selin Bayraktar ve Işık Alumur. Tabii ki hepsi kadın.
Saat 13.00: Mesaj sayısı 30 bile olmadı daha. Hayırsız fanlarım.
Saat 14.00: Kaktüs kaldırımlarında ilk maskeli kutlama. Hürriyet'ten Erkan Aktuğ, Ece Çelik, Seda Türkoğlu, nihayet tanıştığım Ecem Kodak ve gecikerek yazar Seray Şahiner. Ece'nin getirdiği pasta biraz ucuz gibiydi. Neyse...
Saat 15.00: Mesaj sayısı zar zor 60'ı geçti. Neyse ki torunum Asya Özdemir kendi eliyle çizdiği dede-torun resmi ve kendi eliyle yazdığı (ilk kez) kutlama mesajını okudu.
Saat 16.00: İlk içki armağanlarım gazeteci Murat Çelikkan ve astrolog Barış İlhan'dan geldi.
Saat 20.45: Mesaj sayısı nihayet 100'ü geçti. Artık saymayacağım. Demek ünüm bu kadarmış. Son olarak yazar Seray Şahiner'in getirdiği kızılcık likörüyle Ceren Kumbasar'ın getirdiği pahalı pastayı yiyip Londra'daki 25. yaşımı hatırlayıp kafayı bulacağım.
13.30 grubuyla Kaktüs kaldırımında sürpriz doğum günü partisi. 15 dakika sürdü

Oksijen tarassutum altında

Son cümlemi baştan söyleyeyim. Cuma günü ilk sayısını aldığım haftalık "Oksijen" benim için bir ay boyunca satın alınmayı hak etti.
 
İlk sayıların en talihsiz ürün olduklarını bizzat yaşamış bir dergici olarak 10 üzerinden yedi verdim. Yalnız takıldığım temel bir nokta var: "Biz orta, hatta üst orta sınıf 45+ Beyaz Türklere hitap ediyoruz" vurgusunu bu kadar gözümüze sokmak şart mıydı? Ayrıca unutulmasın, nereye çekerseniz çekin, orta sınıf en hınzır, en kıvrak "sosyolojik katman" dır. Skandalları kadar sürprizi de boldur.
 
Benim, haddim olarak, tavsiyem "Oksijen'de aynı soyadlı gazetecilerin daha fazla müdahil olması gerek. Aksi hâlde 40 yıllık Nişantaşılı Elçin Yahşi bile Yılmaz Erdoğan izlemeyi önerip beni "şok, şok, şok" eder.
 
Bir de, hiç değilse iki "hard news" Oksijen'e yakışır. Eski görsel yönetmenim Cüneyt Çomoğlu bir iki temel yanlış dışında iyi bir tasarım çıkarmış. Onu da ikinci haftadan sonraya bıraktım.
Oksijen fena başlamadı ama Türkiye'de kervan yola çıkınca düzelir 

Tarihimden yapraklar

60'ların başları, İzmir'in incisi Karşıya Çarşısı'ndan bir görüntü

Türkiye'nin en ünlü sorusu "Hemşerim memleket neresi?"ye verdiğim cevaptır benim "Karşıyaka". Yani 35 değil, 35-buçuk.

Mülkiyeli arkadaşım Emine, 1849 Sokak'tan arkadaşım Erdal Önal'ın sitesinden almış bu fotoğrafı. Erdal Önal yine komşu kızı Sevin Öktemle evlenmişti. Fotoğraf, 60'ların ilk yarısından. Bu kareyi şimdi aramayın, bulamazsınız. İzmir, hele Karşıyaka, İstanbul'dan çok daha acımasız "ihanet"ler yaşadı.

Bu linkler ihmâl edilmesin

- Kadrajda Müzik (Perşembe 20.00), Filmlerin Nota Sahnesi (Cumartesi 20.00), Bir Filmde Duydum (Pazar 20.00) : Hem sinema hem müziği seviyorsanız TRT Radyo 3'ün bu programları sizleri çok keyiflendirecek. Keyfiniz iyice yerindeyse Pazar 23.00'te Delta Ötesi'ne de takılın.
 
 
- Umut Vakfı’nın 2020 yılına ait silahlı şiddetle ilgili hazırladığı rapora göre; Türkiye'de bu yıl 3 bin 682 silahlı şiddet olayı yaşandı. 
 
 
- Yeni Dalga, politik söyleşi ve haberlerin yayınlandığı bir Youtube kanalı. İçeriklerde müesses nizamın pek hazzetmediği Alevi, Kürt, Ezidi, Laz, Rum, Ermeni, feminist, işçi, barış akademisyeni görürseniz şaşırmayın; memlekette bunlar da var. 
 
 
- Hafıza Merkezi'nden Hafıza ve Gençlik projesi için açık çağrı. Detaylar ve başvuru linkte.

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Lower Cihangir'de Covid-19 arasından sonra geçen hafta başlayan kanasta partileri sürüyor. Bunlardan birine katılan ve adını gizli tutmamı isteyen MBD'nin aktardığına göre dört kişi maskelerini çıkarmadan masada aralıkla oturuyorlarmış. Sigara içmek için YT balkona çıkıyormuş, İpek B. ve Murat Ç. zaten sigarayı iki hafta önce bırakmışlar. Merak eden fanlarıma ekstra bilgi: Deniz Türkali kanasta bilmediği için bu partilere katılmıyor, ben de çağrılmadığım için.
 
- Eğer merak ediyorsanız, T24 doğum günüme tam bir gün sonra uyandı. Gençler ziyaretime geldi, Doğan Akın'dan tık yok. Hasan Cemal, Mehmet Y. Yılmaz, Oya Baydar ve Aydın Engin'den de. Oysa Oya Baydar'ın 80'inci yaş gününde kıyametler kopmuştu. Tabii ki ben de kıskandım. 
 
- İlk fişeği 40 sene önceki öğrencim ve medya ombudsmanı Faruk Bildirici attı. Televizyona çıkan doktorların ücret skalası. Önce "Ne var doktorlar verdiği bilginin karşılığını alıyor holding medyasından" diye düşündüm. Meğerse haberin girişinden dolayı yanılmışım. Doktorlar çıkmak için para ödüyorlarmış. Hem de vasat bile olmayan medyanın, vasatın çok altı programlarına. Adlarını bile yazmayı reddettiğim sözde manken ve türkücü "sub-standart" şahsiyetler.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Murat Kapki'ye verdiği ödül sonra epey gürültü kopardı
Rakamlar da 10-15 bin lira diye küçümserken birden 2 milyon patladı. Gazeteciliğe AKP öncesi başladıkları için uzaktan bildiğim iki yandaş birbirine girdi. İki açıkça, yani Aydın Doğan'ı mumla aratan, iktidar yanlısı holdingin önemli isimleri Fuat Uğur ve Şebnem Bursalı.
 
En son ATV'den gürültülü ayrılışını hatırladığım Fuat Uğur, Türkiye gazetesinde bir iddia atmış ortaya. Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği'nin Oscar törenine katılanlardan biri Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden ödül alabilmek için 2 milyon lira vermiş.
RTGD'den istifalar sürüyor ama Şebnem Bursalı - Fuat Uğur kavgasının sonucunu bizler hâlâ anlayamadık
Dernek'in başkanı, bir zamanlar İzmir'in göz bebeği olan Yeni Asır'dan Takvim mi desem, Sabah mı desem hızlı bir düşüş sergilemiş bir gazeteci. Kendisini yıllar önce ders verdiğim İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde dinlemiştim galiba. "Bu gazeteci bizim İLEF'ten nasıl mezun oldu" diye pek şaşmıştım. Bursalı, "hukuk" yollarına başvuracakmış. İnsan "Yandaşlar kavga etsin, bize ne?" diyemiyor. Siyasal iklim; yargıyı, eğitimi ve tabii medyayı da kötü etkiliyor.
 
Cumhurbaşkanı'nın şikâyetçi olduğu kültür ve sanat da bu etkiden kurtulamıyor. Bakınız, iktidarın en büyük hayranı olduğunu gizlemeyen İbrahim Tatlıses'in "İbo Şov"u. Gerçekten tam bir "freak show". Gülben Ergen, Serdar Ortaç, MFÖ çok uygundu. Arada bir iki şaşırdığım da oldu ama bir konuk beni ciddi sükût-u hayale uğrattı. Ta Leman'dan bu yana, Kara Komik Filmler dâhil, hayranı olduğum Cem Yılmaz. Kusura bakma bro, fanların bu kadarcık hakları vardır.
 
Cem Yılmaz'ın herkesin çıktığı İbo Şov'a çıkması benim gibi fanatik hayranlarını üzdü 
Yazıyı gönderirken Oscar dağıtan Dernek'ten istifalar başlamış bile. Kanal D'nin Ankara Temsilcisi Başkan Yardımcılığı'dan CNN ve Hürriyet'in gözbebeği Hande Fırat, Genel Sekreterlik görevinden istifa etmişler. Manitu, medyayı laik yandaşlardan korusun. Ne demişler, bir iddianın şuyûu vukuundan beterdir.

Advertorial (!)

Bu Da Geçer

Bu aralar dünyayı gezen arkadaşım Ece Temelkuran'ın Zagreb'te yazdığı denemelerinin yer aldığı "Bu Da Geçer" adlı kitabı, iki bölümden oluşuyor, Gürültüde ve Sıradanlığın Kötülüğü. Keyifli okumalar.
 
 
Herkes Tek
 
Herkes Tek, 2021’in ilk canlı yayınıyla 20 sanatçıyı bir araya getiriyor. Kendine Has’ın da desteğiyle gerçekleşecek Herkes Tek, 28 Ocak Perşembe günü, beş saatlik özel bir yayınla dinleyicilerin evine konuk olacak. 19:00 - 00:00 arasında gerçekleşecek konserler, modasahnesi.com’dan canlı yayınlanacak.

Müzik önerisi

Bu haftanın şarkısı, benimle aynı gün doğan efsane Janis Joplin'den. Tanrıdan kendine Mercedes ve renkli TV almasını istiyor. "Mercedes'te ben daha ilk çeyreğimdeydim."
 

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?