11 Ekim 2024

Tam bir Gonzo gazeteci köşesi

Bu yazıda düğün de var, hastane de... Ama 10 Ekim Ankara Katliamı'nı üzüntü ve öfkeyle anmayı da unutmuyoruz...

Üç gün Taksim İlkyardım'a gidip geldim, tabii herkes gibi sıramı bekleyerek... |
Armada'nın en iyi ikinci düğününde Defne Cemal ve Zach Hodges |
Fatih Altaylı, Top of the YouTubers'da number one |
Yunus Nadi kitabında Nazime Hanım'a yazılmış Osmanlıca mektuplar Türkçe'ye tercüme edildi

***

Hasan ve Ayşe Cemal'in kızları Defne Cemal evlendi ve ben çok ama çok uzun bir aradan sonra nihâyet hafta sonu bir gece dışarı çıktım. Oğlan Amerikalı, ismi Zach Hodges... Ama bununla başlamayacağım, gerçek bir Gonzo olarak üç gündür beni Taksim İlkyardım'dan zor çıkaran hastalığımı anlatacağım... Mesane tümörüm dolayısıyla kontrol altında tutulduğum Taksim İlkyardım'dan bu kez kolay kurtulamadım. Akciğer, solunum, damarlarla ilgili bir sürü sorun çıktığı için ciddi bir ilaç kürüne başladım. Aşağı yukarı neredeyse her şey yasak... İyi yemek ve su içmek dışında... 

Gonzo Tuğrul'un ilaçları son bir haftada 14'e yükseldi

Bu arada eğer rahatsızlığı aşan hastalığım izin vermezse belki haftaya buluşamayız ama daha emin değilim... 

Tahammül sınırlarımı aşmayan bir süre bekledikten sonra
doktorun yanına girdim ve teslim oldum.
Doktor ne derse o... 

Armada'daki en önemli ikinci düğün

Baştan merakınızı gidereyim, Hasan Cemal'in kızı Defne'nin düğünü için T24'ten Sertuğ Çiçek tarafından evden alındım ve eve bırakıldım. Aksi halde gerçekten gidemezdim, ayaklarım beni zor taşıyor... Düğünün yapıldığı Armada terası gerçekten muhteşemdi. Gelinle damat da öyle... Fakat benim işim davetlilerle... Yok yok, kötü bir şey söylemeyeceğim sadece Gonzo gerçeklerimi duyacaksınız. Güzide kalabalığın yüzde 85'ini içine katarak söyleyeyim ki ortalık bir liberaller cennetiydi! Yine elini sıkıp tanışamadım ama eski patronum Aydın Doğan da oradaydı. Biliyorsunuz, benim bir Radikal 2 geçmişim var, Doğan Grubu'nda... Az buz değil, 16 sene... İzmir'deki evimi de oradan aldığım kıdem tazminatıyla edinmiştim, şimdi çok da nankörlük etmeyeyim...

Defne Cemal ve Zach Hodges'ın düğünü, cuma akşamı Cemallerin evinin bahçesinde
ailelerin bir araya gelmesiyle başlamış, orada biz yoktuk

Biz Meral TamerOsman Ulagay ve ben yaşlı olduğumuzdan hemen kapı girişine oturduk, fazla yürüyemedik. İçerilerde Murat BelgeAhmet AltanYasemin Çongar gibi şöhretler varmış ama karşılaşmadık. Buna karşılık Füsun ve Faruk Eczacıbaşı yanımıza gelip elimizi sıktılar. Biliyorsunuz onların ikisinin de İKSV'de maddî ve manevî büyük emekleri var. Faruk Eczacıbaşı'nın adımı hatırlayıp Tuğrul demesi benim gibi bir lower Cihangirli'yi çok mutlu etti. 

Damat yanında yoktu ama gelin Defne, Ayça Atikoğlu ve Meral Tamer ile otururken
elimizi öpmek için yanımıza geldi

Son günlerde kendini 'pop-sosyolog' diye lanse etmeye çalışan, aslında liberal bir meslektaşım olan Ertuğrul Özkök; epey bir süre benim yayın yönetmenliğimi yapan ve de işsiz kaldığımda genellikle imdadıma koşan bir diğer liberal Mehmet Y. Yılmaz; her nasılsa hem Sözcü'yü hem Hürriyet'i halleden Sedat Ergin; fotoğrafların çekiminde bana müthiş yardım eden meslektaşım Ayça Atikoğlu (eşi Tahir Özyurtsever Berlin'de olduğu için düğüne katılamadı); yukarıda da belirttiğim gibi ne olur ne olmaz diye Ahmet Altan gibi bulaşmadığım eski solcu yeni liberaller Cengiz ve Tuğba Çandar ve tabii ki Boratavlar da oradaydı hatta göreceğiniz gibi bir de fotoğraf çektirdik.

CNN Türk, şimdiki haline gelmeden önce Genel Yayın Yönetmeni olan Ferhat Boratav ve Gonzo Tuğrul
Ertuğrul Özkük'ü Cihangir'e davet ettim çünkü gelirken bana Türkiye'nin gördüğü
en pahalı viskiyi getireceğine söz verdi

Ama benim için en büyük sürpriz Oksijen'in Zafer Mutlu'sunun da orada olmasıydı. Neyse şimdi ona buna bulaşıp kendimi yalnız bırakmayayım, sizleri fotoğraflarla baş başa bırakayım... 

Sağımı ve solumu kuşatan Mehmet Y. Yılmaz ile Zafer Mutlu'nun Aydın Doğan'la
hâlâ bir bağlantısı var mı yok mu gerçekten bilmiyorum ve de sormadım... 

Şimdi siz başlıkta neden 'Armada'nın gördüğü en önemli ikinci düğünü' dediğimi merak ediyorsunuz. Çünkü bu düğünden tam 12 yıl önce torunum Asya'nın babası, oğlum Hüseyin ve gelinim Gülizar Özdemir'in düğünü de aynı yerdeydi. 

Top of the YouTubers

Biz mesleğe başladığımızda ve hatta daha sonraları da gazeteler, dergiler 'Top 10' pop şarkıları yayımlarlardı. Şimdi ise 'Top 10 YouTuber gazeteciler' çıktı ki buyurun hep beraber kim olduklarını görelim... Medyaradar'dan çaldım... 

İlk üçte sırasıyla Fatih Altaylı, Nevşin Mengü ve Yılmaz Özdil var yani üç benzemez bir arada... Pek demokratik görünüyor! Gerisine de bu linkten bakıverirsiniz, merak etmeyin Enver Aysever de var. 

'Top10' YouTuberlarda liste başı Fatih Altaylı,
Nevşin Mengü ve Yılmaz Özdil de takipte

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

Dizilere hâlâ bakamıyorum... Birazcık Leyla'yı deniyorum ama olmuyor. Bir de Bahar'a bakıyorum, o da arkadaşım Nihal Yalçın yeni girdiği için... Yani tek bildiğim Leyla ve Bahar...

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 42. Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri benim, Ayşenur Arslan ve Atilla Özsever gibi üç eski TRT'cinin de aralarında bulunduğu 30 gazeteciye verildi. Merak edenler bu linkten bakabilir... 

Tarihimden yapraklar

Bakın ben 1969'da Mülkiye'de son sınıf öğrencisiyken başkentliler nasıl eğleniyorlardı yılbaşında... Lütfen dikkatle ve keyifle okuyun... Orhan Tekelioğlu'na bu hatırlatması için teşekkür ediyorum. 

Advertorial (!)

Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi'nin torunu yazar ve meslektaşım Emine Uşaklıgil, dedesi Yunus Nadi ve eşi Nazime Nadi'nin 1914-1934 arasındaki mektuplaşmalarını bir araya getirdi. Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan çıkan "Düşmanı Yendik Nazime! / Yunus Nadi'den Eşine Mektuplar" kitabında yer alan mektuplar hem Birinci Dünya Savaşı dönemindeki atmosferi anlatıyor hem de Yunus Nadi'nin günlük hayatını... 440 sayfalık kitap, 200 lira... Gözlerim görmediği için ben okutuyorum, size de alıp okumanızı öneriyorum...

Kitapta hem Yunus Nadi'nin tanıklıkları var hem de aşk... 
Emine Uşaklıgil'le Cihangir'de buluştuk ve bana kitabı armağan etti
Fotoğraf: Eray Özbal

Müzik önerisi

Bu yazıyı bu hafta Fames'te yazarken birdenbire hoparlörden Paul Anka'nın sesi yükseldi. Çoğunuz bilmezsiniz, o bizim ergenliğimizin Beatles öncesi harikasıydı. Ruh halime uygun olarak Ben Yalnız Bir Çocuğum / Lonely Boy  şarkısını seçiyorum...

Tuğrul Eryılmaz kimdir?

Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.

 

Yazarın Diğer Yazıları

78 yaşında hâlâ beni şaşırtıyorlar

Bu hafta fotoğrafım yok çünkü patoloji raporum ancak perşembe öğleden sonra çıktı; daha Taksim İlkyardım doktorumu görmedim ama galiba kanserimle başa çıkmış, tabii kesinleşince size daha iyi bilgi veririm

Demokrasi yok, su ve para da yok; ya sigara?

Sizce moda olduğu üzere benim yerime de bir kayyım atayacak olsalar bu kim olurdu, cevaplarınızı bekliyorum...

Hadi bi' cesaret, hep birlikte haykıralım: Kapitalizm öldürür!

Hastanede operasyonun ardından -3'e indirildim, yoğun bakıma... Çok soğuktu ve canım sıkılmıştı, hemşirelere bi' takılayım dedim, onlar benden daha komik çıktı! "-3'ün altında ne var" diye sordum; cevap pat diye geldi: Morg var Tuğrul Bey, morg var!..

"
"