06 Eylül 2024

Keşke dünyayı kadınlar yönetebilse...

Hiç değilse bari buradan söyleyelim, HomeRoom'da bu yazıyı yazarken nem gayet mutedildi...

Sıkı kadınlar Demet Evgar'dan sorulur |
6-7 Eylül'ün utancından kurtulmak hiçbirimiz için hiç kolay değil |
Küçük voleybolcularımızdan bahsetmişken hepimizi televizyona kilitleyen büyükleri unutamazdık,
ne de olsa onların yolundan gidiyorlar |
Bu yazı yayından hazırlandıktan sonra Golbol Kadın Milli Takımı'nın
Paris 2024 Paralimpik Oyunları'nda altın madalya kazandığını öğrendik... 

Bu hafta morukluğuma bakmayarak ve de haddimi aşarak hafif feministlik yapmaya çalışacağım. Böyle bir niyetim yoktu ama gelişmeler buna zorladı.

Gözüme çarpan 1: TSK tarihinde ilk kez Kara, Hava ve Deniz Harp Okulu birincileri üç kadın teğmen olmuş. Ne yazık ki törendeki yemin hadisesiyle gürültü bu üç kadının başarısını gölgelemiş gibi görünüyor, bu yüzden de bu üç akıllı, sağlam ve güzel kadının fotoğraflarını gururla yayımlıyorum. Keşke üniversitede aynı sınıfta olabilseydik de onlardan bir şeyler öğrenmiş olsaydım. 

Kara Harp Okulu birincisi 24 yaşındaki Teğmen Ebru Eroğlu,
Hava Harp Okulu birincisi 23 yaşındaki Teğmen İkra Kuyumcu,
Deniz Harp Okulu birincisi 22 yaşındaki Teğmen Şeyda Yıldırım

Gözüme çarpan 2: Türkiye 20 Yaş Altı Kadın Voleybol Milli Takımı, Bulgaristan’da düzenlenen U20 Avrupa Voleybol Şampiyonası'nda şampiyon oldu, hem de namağluptu! Kusura bakmayın, erkek sporcuların her adımı haber olurken mis gibi kızlarımızın şampiyonluğunu en azından bizim Cihangir'in dörtte üçü bilmiyordu. 

Selen Kose, Nisan Eroğuz, Ece Şenyapıcı, Liza Safranova, Bianka İlayda Mumcular,
Eylül Durgun, Bilge Paşa, Dilay Özdemir, Begüm Kaçmaz, Beren Yeşilırmak
Helin Kayıkçı, İlayda Naz Gergef, Selin Çalışkan, Şevval Acıbal
(Biz cahiliz ama T24 editörlerinden Can Öztürk, sıralı isim listesi için imdadımıza yetişti)

Gözüme çarpan 3: Milliyet Sanat dergisinin salı günü son kapağını görünce içim hop etti. Bahar dizisinde hepimizi kendine hayran bırakan Demet Evgar vardı kapakta. Yok yok sadece Bahar dizisi yeniden başlayacak diye değil, Demet Evgar, sahneye çıkan ilk Müslüman-Türk kadını Afife Jale'yi sahneye nasıl taşıdıklarını anlatıyordu. Eh, ben de kadınların her türlü zorluğa rağmen elde ettikleri başarılardan söz ederek başladığım bu yazıda onu da atlayamazdım. 

Asu Maro'nun Milliyet Sanat'taki Demet Evgar söyleşisi 6 sayfa

Gözüme çarptırılan 1: Bu kadar başarılı kadından bahsederken tabii ki torunum Asya'yı atlamayacaktım. Ben onun bilgisayar mühendisi, uzay mühendisi olacağını zannederken o galiba pastacı olmayı seçti ve belki de iyi etti! 

Torunumun dedesi için hazırladığı pasta

Ekranda yine 6 erkek

Biliyorum aynı cümlelerden bıktınız ama keşke eleştirileri dikkate alsalar da biz de sürekli saçma sapan eleştiri yapmaya devam etmesek... Pazartesi gecesi Halk TV'yi açtığımda ekrana çoğu zaman olduğu gibi erkek egemenliği hakimdi, tam 6 erkek kadınları da ilgilendiren konularda durmadan konuşuyordu. Her zamanki gibi yarım saatte sabrım tükendi. Tabii ki konuşmaların starı Radikal'den eski stajyerim İsmail Saymaz'dı, bunu da vurgulayayım... 

Kim demiş Halk TV erkek egemen diye!

CHP'li belediyelere akıl fikir!

Tamam, 31 Mart'ta biraz moral bulup nefes almıştık ama CHP'li belediyeler sanki bunu bile çok gördüler. İzmir'de belediye tiyatrosundaki kavgalar, Ankara'da Mansur Yavaş'ın yavaş yavaş DEM Parti'ye dokundurması ve tabii ki İstanbul'da değişen ekiple beraber Nazım Alpman'ın çıkardığı üç aylık İST Dergi'nin sonuna gelinmiş olması... İST Dergi'de yeni bir ekiple devam ederler mi etmezler mi bilmiyorum ama Nazım Alpman ve arkadaşları yolun sonuna gelmişler, bekleyip göreceğiz!

İST Dergisi'nin devam edip etmeyeceğini
hep beraber bekleyip göreceğiz...

Değişen bir şey yok gibi

Televizyon dizileri yeniden başladı, tanıtımlardan görüldüğü kadarıyla yine hiç orijinal bir şey göremeyeceğiz gibi... Sezon başlayınca burada daha ayrıntılı konuşuruz ama en baştan çok fazla umutlu olmadımı bir söyleyeyim dedim... 

***

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

Tartışma programlarından bahsetmişken çok ciddi bir tepkimi de buradan belirtmek isterim. Mahalle kahvesindeymiş gibi konuşmak her zaman prim yapmıyor! Sürekli "abicim, abicim" demek gerçekten bir süre sonra sinir bozuyor. Samimi olmakla özensiz olmayı karıştırmayalım, ne olur! 

Büyük bir ihtimalle T24'te çoğunuz gördünüz ama bütün manşetler aynı! Kaçıranlar için buraya linkini bırakıyorum. Tamam yandaş olmayı anladık ama hiç değilse bir iki farklı numara çekemez misiniz, hepiniz aynı başlıkla çıkıyorsunuz... 

Bir şey demeye gerek yok, yandaşlık kendini anlatıyor...

* 6-7 Eylül utancını tabii ki unutmadık. Bu yüzden müzik önerimiz bu hafta Ezginin Günlüğü'nün pogrom anısına yaptığı eski bir parçasına ayrıldı...  

Linkler ve çağrılar

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, gazeteciler Murat Ağırel ve Hakan Çelik'in hedef gösterilmesini kınayan bir açıklama yayımladı. Biliyorsunuz, Ağırel, kendisinin öldürülmesi için ihale açıldığı söylenen bir tehdit videosunu yayımlamıştı. TGC de "İçişleri Bakanlığı’nı ve Adalet Bakanlığı’nı yeni bir gazeteci cinayeti işlenmeden bu tehditlerle ilgili acil önlem almaya çağırıyoruz" demiş. Linkini buraya bırakıyorum. Umarız bu çağrı karşılığını bulur... 

Advertorial (!)

#tarih dergisinin eylül sayısında Murat Toklucu imzalı muhteşem bir yazı var: "Başıboş hayvan sorunu yok, başıboş insan sorunu var!"... Satın alıp okuyun da bu hayvan düşmanlarının başımıza daha önce neler açtığını dehşetle okuyun. Ayrıca dünden bugüne insan türünü ve özellikle gençleri tehdit eden ölümcül virüs uyuşturucu da "Uyuşturucu İstilası" başlığıyla kapak konusu yapılmış. Mutlaka satın almalısınız. 

Müzik önerisi

Yukarıda söz verdiğimiz gibi Ezginin Günlüğü'nden SignomiHüsnü Arkan söylüyor... 

Tuğrul Eryılmaz kimdir?

Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.

Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı.

İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı.

Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi.

1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti.

Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.

Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi.

 

Yazarın Diğer Yazıları

78 yaşında hâlâ beni şaşırtıyorlar

Bu hafta fotoğrafım yok çünkü patoloji raporum ancak perşembe öğleden sonra çıktı; daha Taksim İlkyardım doktorumu görmedim ama galiba kanserimle başa çıkmış, tabii kesinleşince size daha iyi bilgi veririm

Demokrasi yok, su ve para da yok; ya sigara?

Sizce moda olduğu üzere benim yerime de bir kayyım atayacak olsalar bu kim olurdu, cevaplarınızı bekliyorum...

Hadi bi' cesaret, hep birlikte haykıralım: Kapitalizm öldürür!

Hastanede operasyonun ardından -3'e indirildim, yoğun bakıma... Çok soğuktu ve canım sıkılmıştı, hemşirelere bi' takılayım dedim, onlar benden daha komik çıktı! "-3'ün altında ne var" diye sordum; cevap pat diye geldi: Morg var Tuğrul Bey, morg var!..

"
"