21 Mayıs 2021

Güzel, akıllı ve Cihangirli | Sedat Peker'e göre medya | Kendime övgü | Kızmayın, ben de taşralıydım

Magazinimde dün patlayan Hürriyet'in zaptını, dövmeleri ve baskınları aramayın. Nasıl olsa bu haberleri yüzde 85'imizi oluşturan yandaş ve devlet medyasında bol bol göreceksiniz(!)

En ünlü öğrencim ve muhabirim Can Dündar - Sedat Peker magazine yepyeni bir boyut kattı. Hep birlikte pazarı bekliyoruz - "Yasak Elma"nın Şevval Sam'ı mahallenin güzel kızlarından - Bob Dylan'ın en protest şarkılarından biri olan "Hurricane'i bir daha dinleyin

Övünmek gibi olmasın ama...

Bazı okurlarım, magazin de olsa, Ombudsman'lığı kendime nasıl yakıştırabildiğime akıl sır erdiremiyorlarmış. Yok, korkmayın yine "45 yıl gazetecilik yaptım" diye başlamayacağım. Bakın 12 Eylül darbesinin üç-buçuk senede kestiği dönemde, sonradan iletişim profesörü olan öğrencilerim kimlerdi: Nurçay Türkoğlu, Nur Betül Çelik, Haluk Geray ve Nejat Ulusay.
Ben hâlâ Ph.D bile alamadım. Nurçay Türkoğlu, Nur Betül Çelik ve Nejat Ulusay çoktan profesör oldular
İyi ve ünlü gazeteci olanlara gelince: Bir iki ismi hatırlamama da yardımı olan Faruk Bildirici, Can Dündar, Zafer Kiraz, Havva Can, Şule Çizmeci, Celal Kazdağlı, Şükrü Küçükşahin, Işık Kansu, Cenap Kayasü...
İki satır haberi zor yazdırdığım Faruk Bildirici, Zafer Kiraz ve Şükrü Küçükşahin beni çoktan sollamışlardı
Övünmek gibi olmasın ama geçmişi parlak bir Gonzo'yum. Toplam sekiz üniversitede gazetecilik dersi vermiş bir "boomer" var karşınızda.

Leman Hanım'ın kızı

Marios ve Tiny House Cafe'nin kaldırımlarında kahve beklerken, karşı kaldırıma yarı meslektaşım sayılan paparazzi ordusu saldırdı. Yanımda oturan ve kendini Edith Piaf zanneden oyuncu Tülay Günal, "Aaa, arkadaşım Şevval Sam!" dedi. Belki entel fanlarım "Şevval who?" diyebilirler, hatırlatayım.
 
Oldukça "müstehcen" sayılabilecek Yasak Elma dizisinin başrol oyuncusu. Paparazziler gider gitmez Tülay Günal'ı da alarak genç kadının karşısına dikildim. Fotoğraf çektirelim deyince önce biraz isteksiz davrandı ama "Seni arkadaşım Leman Sam'a şikayet ederim" dediğim anında yelkenleri suya indirdi.
Şevval Sam'la bu fotoğrafımızı stajyerim olmaya çabalayan, Genco Erkal'ın öğrencisi, oyuncu Tülay Günal çekti

Cihangir tarihinden bir yaprak

Vakit gazetesi, 1 Kânunusani (Ocak) 1932, sayfa 5'de yayımlanan yazı.

Bu hafta tarihimi yaşadığım mahalleye, yani Cihangir'e bırakıyorum. Çünkü her sokakta hâlâ en az 15 kedi var. Gönderisi için İletişim Yayınları'ndan Tuğrul Paşaoğlu'na teşekkür ederim.

Bu linkler ihmal edilmesin

* Nilüfer Belediyesi'nin Müzik ve Kadın sempozyumu, arkadaşım Prof. Fatmagül Berktay'ın konuşmasıyla açılacak. 

* "Müzisyenler Anlatıyor" söyleşi dizisi ile "LGBTİ+'ların İfade ve Özgürlüğü ve Sansür" konferansı Susma Platformu'nda

Medya magazinimde misafir var

Türkiye günlerdir Sedat Peker'le yatıyor, Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar'la uyanıyor. Ben, medya magazini ombudsmanı olarak, sayfamın girişini (organize suç lideri olduğu iddia edilen) Sedat Peker'e bırakıyorum. (Belki beni sevindirir de sigortalı bir iş bulurum diye yardım eden meslektaşım Şengün Kılıç'ın katkılarıyla) Tabii bu arada, aktarılan alıntılarda -bazı isimler için- beni bile utandıran bölümleri atarak...

Ruşen Çakır (Medyascope)
"Ruşen Çakır isminde bir tane sol gelenekten gelen gazeteci beyefendi var. Çok kibar, beyefendi bir insandı. Hep onun yazılarını da takip ederdim eskiden, şimdi Youtube kanalında da şey yapıyor. Ama o bile kalbimi hiç böyle kırmayan incitmeyen, kibar bir insan. Bunu soruyoruz. Bu yaşça benden büyük Ruşen Abi, Sedat Peker de solcu oldu diyor. Vallahi Ruşen abi ben solcu değilim sebeplerini de anlatırım. Benim kafama yatmıyor."

Abdulkadir Selvi (Hürriyet)
"Sana o yazıları kimin yazdırdığını biliyorum. Düşkün. Filmci. Yazıklar olsun, yazıklar olsun sana. Adam değilsin sen, hiçbir zaman olamazsın. Sen insansın mısın? Sen düşkünsün. Efendilerin sana konuş dediklerinde konuşursun. Sen bu kadarsın. Efendilerin sana konuş dediklerinde de konuşursun. Düşkün Abdulkadir Selvi. Bu Ankara’dan kulis yazıyor, onları nasıl eline yazılı verildiğini de biliyoruz."

Abdulkadir Selvi

Ergun Babahan (Ahval)
"Çakma gazeteci. Diyor ki istihbarat birimlerinden destek alıyormuşum. Oğlum ülkeye tonlarca uyuşturucu giriyor, bir bavul kitap mı çıkmayacak? Kitapları yabancı istihbarat getiriyormuş bana, bu kitapları diyor, Dubai'ye nasıl getirdi. Bu adam bir de Sabah gazetesini yönetiyordu. Çakma gazeteci."

Emre Kongar (Cumhuriyet ve Tele1)
"Çok iyi bir insan Emre Kongar. Ben cezaevindeyken de onu hep izlerdim. Kardeşinizden bahsederken madde kullanıyor demiş. Yani dediklerinde tek bir şey olur olması lazım: Bir insanı direkt suçlamamak. Ama söylediklerinin araştırılıp ortaya konması lazım, delilleri var diyor. Emre Hocam, samimi söylüyorum, saçımdan örnek vermeye hazırım. İki müfettiş gelsin Hocam, böyle ise bu konuda düzeltmek istedim. Siz de hakkınızı helal edin. Yoksa sizin bilginize kültürünüze bizim yetişmemiz mümkün değil."

Farkındaysanız TV star'ı ve Türkiye gazetesi yazarı Hadi Özışık'ın içine düştüğü duruma o kadar üzüldüm ki bulaşamadım bile. "Upper Cihangirliler" Özışık'ı Gürkan Hacır ve Barış Yarkadaş'la katıldığı tartışma programlarından hatırlayabilirler. New York Times ve Le Monde'a yerim dar geldi.

Bu pazar günü de Sedat Peker yeni bir video yayınlayacakmış. Sizlere önerim, durum ve analizleri benden bir kuşak sonrası Ruşen Çakır ve iki kuşak sonrası Nevşin Mengü'den izleyin. Ben öyle yapıyorum. 

İsmail Saymaz dikkat!

KRT'den Artı TV'ye, Halk TV'den Yol TV'ye her gece, bazen iki kanalda birden gördüğümüz epey eski stajyerimiz Sözcü'den İsmail Saymaz'ı uyarmak isterim. Oda TV'den Cumhuriyet'e geçen Barış Terkoğlu daha şimdiden ekranlarda en az senin kadar görünüyor.

Linkini verdiğim yazısı, koskoca Magazin Ombudsmanı olan Gonzo Tuğrul'u bile korkuttu. Üstelik bir de Barış Pehlivan var.

Genç Barış Terkoğlu, Cumhuriyet ve Halk TV'nin hızla yükselen yıldızlarından 

Patriyarka

Yazılı ya da görsel medyaya egemen olan hetero-normativizmden baygınlık geldi değil mi? Yandaşından "muhalif"ine, her mecra cıvıl cıvıl erkek kaynıyor.

Ben tam "İyi ki bağımsız medya var" derken ne görsem beğenirsiniz? T24'teki 14 yazarın 14'ü de erkek (17 Mayıs). Takıldım tabii, ertesi gün de baktım, 18 Mayıs 2021. İçime su serpildi. 10 yazardan sadece dokuzu erkekti. Tek başına da olsa bir kadın, erkek hegemonyasını delmeyi başarmıştı. Ama 20 Mayıs'ta ne göreyim? Benim T24'ümde, yine tam dokuz sakallı bıyıklı erkek. Bir tek kadın yok. 

"Diken"in Agora'sında ise tam 10 Erkek portresi vardı. 20 Mayıs'ta ise tam dokuz erkek yazar portresi. Bunu da eklemiş olayım. Gazete Duvar'ın 19 Mayıs skoru ise beş erkek ve bir kadın. Tabii ki bianet'siz olmazdı. Yayın Yönetmeni'nin bir kadın, 50- Nazan Özcan, olması kadınlar konusunda onlara sınıfı geçirdi. Tabii bunlar benim kaba gözlerimlerim.

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Mülkiyeliler Birliği'nin "Zoom partisi"ni anlatırken İzmir için "taşra" demem bazılarını bana "şişik egolu" diyecek kadar kızdırmış. Beni İzmir ve İzmirlileri küçümsemekle suçlayanlardan ricam, Google'a girip "kuir teori"ye bir göz atmaları.Tabii benim de bayıldığım rakı-balıktan ve bayılmadığım İzmir Marşı'nı söylemekten vakit bulurlarsa.
 
İlkokulu Soğukkuyu Fevzi Çakmak'ta, orta öğrenimini Alaybey'e yakın Karşıyaka Lisesi ve Çamlık'taki Özel Erdem Koleji'nde tamamlamış biri olarak sıkı bir Karşıyakalıyım. KSK, Altay, Göztepe kavgalarında, Alsancak, Bostanlı ve de İnciraltı mekânlarında büyüdüm.
 
Kuir teoriye dönersek, İzmir'de adam olmuş bir Tuğrul the Gonzo'nun hemşerilerine taşralı demesi "politically correct"tir. Biz İzmirlilere ilk kez, daha sonra faşistlerce öldürülen, Prof. Dr. Muammer Aksoy "taşralı" demişti. İlk ondan duymuştum 1965 yılında. (68'li ve Gazeteci, İletişim,  s. 47)
Prof. Dr. Muammer Aksoy, " İstanbul ve başkent Ankara dışında kalanlar taşradır."

Advertorial (!)

Militan İyimserlik/Sosyal Bilimler için Bir Epistemoloji

Bir dönem Radikal 2'de de yazan Duvar yazarı akademisyen Göksel Aymaz'ın, içinde bol bol "epistemoloji" sözü ve bol bol filozof adlarının geçtiği Militan İyimserlik/Sosyal Bilimler için Bir Epistemoloji kitabı sizi korkutmasın.

Aymaz, "Gelecek kısmet olarak gelmez insanın ayağına" diyor ve eyleme çağırıyor. 

Müzik önerisi

Bu haftaki öneri, arka arkaya çok güzel şarkılar yayınlayan mahallemizin çocuğu Teoman'dan geliyor.

Aman dikkat. Teoman bu öneriyi yaptığında Sedat Peker'in masasında görülen Bob Dylan kitabı daha yayına girmemişti. Bob Dylan söylüyor: Hurricane.

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?