Minik Serçe Sezen Aksu                             İzmir'in kızı Sezen Aksu                          Monstre Sacré 

Bu hafta bir değişiklik yaparak İstanbul’u aşağı yollayıp “memleketim İzmir’le” başlıyorum. Üç nedenim var: Sezen Aksu şarkılarından yapılan İzmir’in Kızları Urla’da geçiyormuş, bunu Mehmet Yılmaz’ın ‘Kutsal Canavar’ diye bahsettiği Sezen Aksu güzellemesinden öğrendim, ikincisi Urla’da yaşayan Arif Şentek’in Bianet’te çıkan Urla kayyımı üzerine bir yazısı, üçüncüsü de Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi'nin başkanlığını çok akıllı ve çok güzel bir kadının kazanmış olması: Nazlı Kayı.

Nazlı Kayı, hem tiyatro oyuncusu hem de İzmir Mülkiyeliler Şubesi Başkanı 

Urla’da yaşayan ciddi bir entelektüel nüfus var. Ankara, İstanbul’dan göç etmişler. Bir ikisine sordum, neredeyse kayyımlık yapan kaymakamın Urla’da görevden alınmış belediye başkanından daha ulaşılabilir olduğunu söylediler.

İzmirli Mülkiyeliler de eski yönetimden pek şikâyetçi değiller ama yeni yönetim onları çok mutlu etmiş. Ortalığı karıştırmamam konusunda yeni yönetimin bazı üyeleri tarafından uyarıldım. Gördüğünüz gibi bazen laf dinliyorum.

Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi'nin yeni yönetimi ve destekçileri bir arada 

Ha bir de geçen haftalarda İzmir’in Kızları’nı yazarken Gökçe Bahadır ve Derya Alabora’dan bahsedip bizim yeni yetmeliğimizin çocuk yıldızı Parla Şenol’u unutmuşum.

Parla Şenol'un İzmirli kız olacağı ta yıllar öncesinden belliymiş

Kadıköy Belediyesi ve Uğur Mumcu

27 yıl önce alçakça bir suikasta kurban giden Uğur Mumcu’nun anma töreninde inanılmaz bir garabet yaşandı. Biz Cihangir’de bir grup insan Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği anma paneli için hazırlık yaparken hiç umulmadık bir gelişme oldu. Mumcu’nun taviz vermeyen gazeteciliğine uygun üç isim; Altan Öymen, Aydın Engin, Yetvart Danzikyan ve insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı’nın katılacağı panel birdenbire Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Cağaloğlu’ndaki merkez binasına transfer oldu.

Anlaşılan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, kendilerine milliyetçi değil de ulusalcı diyenlerin baskısına dayanamamıştı. Panele eski CHP’li bakan ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun, beni her zaman şaşkınlıktan şaşkınlığa düşürmeyi başaran Alevi kardeşim Miyase İlknur ve Odatv’den transfer yeni Cumhuriyetçi Barış Doster katılmışlar.

Ben Twitter kullanmıyorum ama 4 kişi aleyhine kampanyayı önce daha çok Fransa’da yaşayan hanımefendi başlatmış. Uğur Mumcu isminin bile uzlaştıramadığı bu bitmeyen kine benim gibi bir magazincinin diyeceği hiçbir şey yok. Ciddi ablalar, abiler muhtemelen bizden daha iyi biliyorlar.

Tuhaf'ın "geleneksel aylık kahvaltısı" 

Güzel oyuncu Zeynep Tuğçe Bayat, ünlü gazeteci ben ve  İnkılap Yayınevi'ne geçtiği için çok mutlu olduğunu söyleyen Zülfü Livaneli 

Tuhaf dergisinin yayın yönetmeni Nurhak Kaya'nın davetiyle bir dizi ünlü ve ünsüz Karaköy Ma'Nâ'da toplandık. Zülfü Livaneli ve ben çok mutluyduk çünkü İlber Ortaylı ortalıklarda görünmüyordu. Eh dedik, 'center of attraction' biz olacağız.

Ne gezer, ben diyeyim yarım saat siz deyin 45 dakika sonra herkesin pek bayıldığı tarihçi İlber Ortaylı, (Aslında Siyasal'dan İdari Şube mezunudur) yanında iki büyükelçi ile zuhur etti. Tabii biz yine arka planda kaldık. 

Oyuncu Alper Saldıran, Ressam Sedat Girgin, Oyuncular Hatice Aslan ve Ahmet Mümtaz Taylan, İlber Ortaylı yanında eski büyükelçi yeni İyi Partili Aydın Adnan Sezgin ve hâlâ Malta Büyükelçisi olan Ayşe Sezgin 

Neyse ki arka planda kalan sadece biz değildik. Birkaç ayda 25 kilo veren Ahmet Mümtaz Taylan, sinemadan ve dizilerden tanıdığımız Hatice Aslan, oyuncu Erkan Can, yönetmen Serdar Akar ve daha bir çoğu İlber'in gölgesinde kaldı. Ne diyelim, Türkiye çok değişti. 

Unutmadan ekleyeyim, ben en çok Redd grubundan Güneş Duru'yla sohbet ettim. Ayın 15'inde İKSV Sahne'deki konserlerine mutlaka gideceğim.

İlber Ortaylı beni bir kenara çekip aynı gazetede köşe paylaştığı Ertuğrul Özkök'e niye 'Özköşk' dediğini uzun uzun anlattı. Ben bu konuda taraf tutmuyorum, bana sorarsanız ikisinin genre'ı çok farklı 

Kuir Teori Kıraathane'de

Kuir teori ne mi diyeceksiniz? Queer desem anlayacak mıydınız? Sanmıyorum. Ben kısaca anlatayım; bir insan ben neyim diyorsa odur. Bunu tartışmak ve kategorize etmek kimsenin haddi değildir.

Ben Bilgi Üniversitesi'nde gazetecilik dersi verirken orada öğrenci olan Füsun Özlen'in kızı Lara Özlen'in yürüttüğü bir atölye bu. Tabii ki kayıtsız kalamazdım. Atölyede toplumsal cinsiyet ve kuir teorinin etkileri sinema üzerinden kimi kült filmler aracılığıyla tartışılacak. 

Ben Judith Butler okuyup konuya biraz daha hâkim olmak istedim ama Butler bana bir gömlek fazla geldi. Siz bana aldırmayın, bir deneyin. 

Kuir teori atölyesinde konuşulacak filmlerden ikisi: Dul Bir Kadın ve Paris Yanıyor 

Atölye 5 Şubat'ta başlayacak ve 9 hafta sürecek. Kayıt ücreti 50 TL.  Daha fazla bilgi için: (0212) 2529389 

Hazır Kıraathane'den laf açılmışken mekânın adı geçen yöneticilerinden biri de Ayşe Cemal. Pazartesi akşamı merhum Ömer Uluç'un bir kitabının yeniden basımı için Asmalı Cavit'te bir kutlama yapılmış. Bu arada Hasan Cemal'e de gecikmiş bir yaş günü pastası kesilmiş. Neden davet edilmediğimi anlamış değilim. Ama casuslarım bana Hasan Cemal ve Ömer Uluç'un geçmiş çapkınlıklarının anlatıldığı gecede Ayşe Cemal ve Vivet Kanetti'nin hiç de mutlu görünmediklerini söylediler. Bu bilgi yanlışsa kabahat beni partiye çağırmayanlarda. 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

• Hayır, Cihangir Firuzağa’daki camiinin altındaki kahvede sadece işsiz güçsüz gazeteciler ve gençler oturmuyor. Misal mi? Dört tane sağlam doktorumuz var: Prof. Dr. Rezzan Tuncay ve benim doktorum İsmet Hazar, Eriş Özkan ve İncilay Erdoğan. Onlar sayesinde fazla hastalanmıyoruz ama hepsi çok yasakçı.
• İstanbul Mülkiyeliler Birliği şube seçimini eski ekibi kazandı. Bu döneme keyifli başlayacaklar çünkü Nakkaştepe'deki inşaatın davası birlik lehine sonuçlandı ve izin çıktı. 
• Hayır, hiçbir şey değişmedi. Tüm televizyon haber kanalları aynı konuları yine aynı erkeklerle işlemeye kararlı görünüyorlar. CNN Türk neyse de alıştık, Halk TV sanki T24 gecesi gibiydi. Bizimkilerin ismini vermeyeceğim ama Cumhuriyet'in ulusalcısı Orhan Bursalı bile sıkılmış görünüyordu. 
• Bana sonuna kadar kendini izleten Kadın dizisi sona eriyor. Neyse ki son bölümlerde Özge Özpirinçci (Bahar) ve Feyyaz Duman (Arif) öpüştüler. O anda Cihangir'deki bütün evlerden alkış sesleri yükseldi. Ama yine de çoğumuzun aklında diziden en çok Ceyda'yı oynayan Gökçe Eyüboğlu kalacak. Hay Allah tabii ki bir de Şerif Erol, nasıl unuttum. Son bölümde çifte düğün var, onu izlemeyeceğim. Çünkü "Önce kadın olacağım sonra anne" diyen Bahar'a bence gelinlik hiç yakışmayacak. Kadın'ın yerine KHK'li hocayı anlatan Babil'e birkaç bölüm şans vereceğim. 

Advertorial

Ankara’yı ihmal ettiğim konusunda bir söylenti yayılmış, hiç de öyle değil. 1 Şubat Cumartesi 20.00’de Bilkent Senfoni Orkestrası’nın Beethoven’ın doğumunun 250. yılı kutlamaları kapsamında müthiş bir konseri var, kaçırmayın derim.

Bilkent Senfoni'nin Beethoven yorumları muhteşem

Zeynep Casalini uzunca süre bizim mahallenin kızıydı. Şimdilerde Bodrum'da yaşıyor ama yine de bizim mahallenin kızı. İçinizde iyice magazin yoksulu olanlar varsa ekstra bilgi vereyim, Zeynep Casalini Deniz Türkali'nin kızı. IF Beşiktaş, Çarşı'nın içinde. 

Zeynep Casalini'yi İstanbul'da çok fazla dinleme şansınız olmayacak, ona göre

Ionesco'nun ünlü Kel Şarkıcı'sı art-niyet grubu tarafından Moda Sahnesi'nde Pazar günü saat ve 16.00 ve 19.00'da sergilenecek. Eğer sizi ilgilendiriyorsa 16.00'daki gösterime ben de gideceğim.

Ionesco'nun Kel Şarkıcı'sını Kerem Kurdoğlu yönetiyor 

Versus Tiyatro, konuk ekip olarak Cihangir Atölye Sahnesi'nde (CAS) LAMPEDUSA'yı oynayacak. 31 Ocak 20.30'da ünlü İngiliz oyun yazarı Harold Pinter ödüllü bir oyundan bahsediyoruz, atlamayın. 

Kayhan Berk'in yönettiği LAMPEDUSA'da Cem Zeynel Kılıç ve Özlem Öçalmaz oynuyorlar

Müzik önerisi

Hep 50+ şarkılar seçiyorsun diyen üç beş genç okuruma yanıldıklarını gösteriyorum. Son Grammy’i silip süpüren Billie Eilish’ten dört dörtlük bir parça ‘everything i wanted’. Buyurun dinleyin: