24 Ocak 2020

Takım Harcama Limitleri hangi kulüplere yarar sağlar?

Kulüplere tanımlanan harcama limitleri, daha çok İstanbul kulüplerine rekabet üstünlüğü sağlıyor

Bir önceki yazımızda Takım Harcama Limitleri’nin (THL) Süper Lig’de rekabeti bozan bir niteliğe sahip olduğunu belirtmiş ve bazı konularda öneri ve eleştirilerde bulunmuştum.[1] Yine, önceki yazılarımda genel olarak takım harcama limitlerinin rekabeti nasıl etkilediğini de ele almıştım.[2] Bu yazımızda ise, rekabetin THL’nden nasıl etkilendiğini, rekabetin yeniden nasıl şekillendirildiğini ve takımlar arasındaki eşitsizliği daha da nasıl artırdığını rakamsal verilerle, spesifik olarak analiz etmeye çalışacağım.

Öncelikle, 2019-20 sezonunda takımlara tanımlanan THL tablosunu sizlerle paylaşayım.

Tablo: 1) 2019-20 Sezonu Süper Lig’de Takım Harcama Limitleri Tablosu

Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere, Türkiye Futbol Federasyonu 2019-20 sezonu için Süper Lig’deki onsekiz takıma toplam 2.392.185.202 TL harcama limiti vermiş durumda. Bu harcama limiti gerektiğinde Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yüzde otuz daha artırılabilir. Böylesi bir durumda, Süper Lig’de kulüplerin harcama limiti yüzde 30 artarak, 3.109.840.763 TL’na yükselmiş olacak.

En fazla limit üç büyük kulübe tanımlandı

2020’de üç büyük kulübe tanımlanan toplam harcama tutarı 951.725.420 TL’ oldu. Bu limit içinde Galatasaray’ın toplam harcama limiti 451.6 Milyon TL, Beşiktaş’ın 275.3 Milyon TL ve Fenerbahçe’nin de 224.7 Milyon TL harcama limiti bulunuyor.

Trabzonspor’u da dahil ettiğimizde, dört takıma tanımlanan harcama limiti tutarı 1.078.278.078 TL olmaktadır.

Üç büyük kulüp sonrası en fazla limit 179.8 Milyon TL ile Başakşehirspor’a tanımlanırken, en düşük limit ise 59.3 Milyon TL ile Antalyaspor’a verildi.

Bu harcama limitlerinin nasıl hesaplandığını daha önceki yazılarımda dile getirmiş ve detayıyla anlatmış olduğum için tekrar burada yinelemeyeceğim. İsteyen aşağıdaki linkte yer alan makaleme bakabilir. [3]

Sayılarla rekabetin seyri

Yukarıdaki tabloda yer alan verilere ilişkin öncelikle sayısal analizimize geçelim.

Makro büyüklükler bakımından karşılaştırma

* On sekiz kulübe tanımlanan 2.392 Milyon TL toplam harcama limiti, 965 Milyar TL’na ulaşan[4] toplam futbol gelirlerimizin yüzde 49’unu oluşturuyor.

* Yukarıdaki bilgi kapsamında, on sekiz kulüp payına düşen 133 Milyon TL ortalama takım harcama limitine karşılık, kulüp başına ortalama gelirimiz 270 Milyon TL’na ulaşıyor. Yani, kulüplerimiz ortalama 270 Milyon TL olan gelirlerinin yaklaşık yarısını harcayabilecekler.

* Tanımlanan toplam 2.4 Milyar TL’lık harcama limiti, toplam gelirimizin yüzde14’ünü oluşturan transfer harcamaları olan 681 Milyon TL’nın[5] yaklaşık 3.5 katı bir gideri ifade ediyor.

* Harcama limitlerimiz, 317 Milyon Euro’ya ulaşan yayın haklarımızın 1.16 katı kadar bir büyüklüğe ulaşmış durumda.

 *Takım harcama limitlerimiz, 2018/19 sezonunda toplamda 67 Milyon Euro’ya ulaşan UEFA gelirlerimizin 5.25 katı büyüklüğünde.

 *Takım harcama limitlerimizin toplamı olan 2.4 Milyar TL’lık tutar, 2018 sonu itibariyle 592 Milyon Euro olan toplam ücret giderlerimizin yüzde 62’sine karşılık geliyor.

* 4 Milyar TL’lık harcama limitleri, 2018 sonu itibariyle 962 Milyon Euro (6.253 Milyon) Net borcu bulunan futbolumuzun, net borçlarının yüzde 38’i kadar.

Lokal rekabet bakımından karşılaştırma

* 3 Büyük kulübe tanımlanan 951.7 Milyon TL’lık takım harcama limiti, toplam limitin yüzde 39,78’ini (yaklaşık yüzde 40) oluşturuyor.

* İlk beş kulübün toplam harcama limitlerinin payı yüzde 52,6’ya ulaştı.

* En yüksek limit (GS- 451.7 Mio TL) ile en düşük limit (Antalyaspor 59,3 Mio TL) arasındaki fark 392,4 Milyon TL. Buna göre, en yüksek ile en düşük arasındaki oransal fark 7.6X oldu.

* Ortalama takım harcama limiti 132.899 Bin TL’na ulaşırken, takım başına ortalama yüzdelik pay 5.56 oldu. Ortalama tutarın altında kalan takım sayısı 12 oldu. Bununla beraber, 14 takım da ortalama yüzdelik dilimin altında kaldı.

* İlk beş takım başına ortalama yüzdelik pay 10,52 iken, diğer on üç takım başına ortalama pay yüzde 3.65 oldu. Yani, ilk beş yakımın yüzdelik payı, diğer onüç takımın yüzdelik payının 2,89 katına ulaştı.

* Galatasaray’ın 451 Milyon TL’lik harcama limiti Konyaspor, Ankaragücü, Denizlispor, Kayserispor ve Antalyaspor limitleri toplamından daha fazla.

Antalyaspor, Kayserispor, Denizlispor, Ankaragücü, Konyaspor

Finansal Bakımdan Karşılaştırma

* Kulüp harcama limiti en yüksek kulüpler, aynı zamanda net borçluluğu en yüksek kulüpler. Sadece 4 kulübün net borcu 1 milyar Euro’ya ulaşıyor.

* Kulüp harcama limiti en yüksek kulüpler bilanço yapısı olarak en borçlu kulüpler nitekim, 4 kulübün toplam borçları (finansal ve ticari borçlar toplamı) 11 Milyar TL’na ulaşıyor. Süper Lig’in toplam borcu ise 15 Milyar Tl seviyelerinde. Yani, toplam borcun yüzde 73’ü dört kulübe ait. 4 Kulübün toplam harcama limitinden aldığı pay ise yüzde 45.

* 4 Kulübün birikimli zararları 4 Milyar TL’na, özkaynak açıkları da 2 Milyar TL’na ulaşmış durumda. Süper Lig’in toplam 6 Milyar TL’na ulaşan birikimli zararlarının 2/3’ü, özkaynak açıklarının da yüzde 50’si dört kulübe aittir.

* 4 Kulübün toplam harcama limitleri 1.1 Milyar TL’na ulaşırken, toplam limitlerin yüzde 45’ine denk geliyor.

Sonuç

Yukarıdaki ekonomik ve finansal verilerden hareket ederek, şunu çok net olarak ifade edebiliriz ki: TFF’nin THL uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, kulüplerin mali yapılarının güçlendirilmesini ve finansal yeterliliklerinin sağlanmasını amaçlıyor olsa da, kulüpler arasında çok ciddi haksız ve dengesiz bir rekabetin oluşmasına olanak ve ortam sağlıyor.

Kulüplere tanımlanan harcama limitleri, daha çok İstanbul kulüplerine rekabet üstünlüğü sağlıyor. Bu bağlamda, bu limitli harcamalar ile finansal dengesini yitirmiş, mali yapısında sorunlar olan, birikimli zararları gelirlerini aşan, özkaynak açıkları tüm varlıklarını eritmiş kulüplere haksız ve dengesiz rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Bu yapı, aynı zamanda, finansal disiplini sağlamanın aksine, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.

Bu uygulama, rekabetçi dengenin orta ve uzun vadede daha da bozulması ve haksız-dengesiz rekabetin artması anlamına geliyor. Rekabetçi denge, dengesiz rekabete dönüşüyor! Bu uygulamayla, rekabet TFF aracılığıyla yeniden şekillendiriliyor. 

Özkaynak açığı bulunan, sürekli zarar eden, varlıklarının üzerinde borca sahip kulüpleri, daha da para harcamaya özendiren bu uygulama, kulüplerin içinde bulundukları darboğazı daha da derinleştirecekmiş gibi görünüyor.

Oysa, kulüplerin bu dönemde cesaretli olmaktan çok, mali konularda temkinli ve tedbirli olmaları gerekiyor. Kaldı ki, bugüne kadar kulüplerimizin mali konularda çok cesur bir karakter sergilemeleri, onları borç batağına sürükledi.

Diğer bir önemli konu da:  kulüplere harcama limiti tanımlanmasından daha çok, bu harcamayı yapabilecek kaynak ve bütçeyi nereden ve nasıl buldukları üzerinde durulmalıdır. Harcama bütçesine sağlayacak gelir kaynağını gösteremeyen kulüplere kesinlikle harcama limiti verilmemeli ya da daha az gider yapma hakkı tanınmalıdır.


[1] Tuğrul Akşar, “Takım Harcama Limitlerine Eleştiri ve Öneriler”, 10 Ocak 2020, 

[2] Bu konuda detaylı açıklama ve hesaplama için bakınız, Tuğrul Akşar, “Takım Harcama Limitleri Rekabeti Bozuyor!”,15 Eylül 2019, 

[3] Takım Harcama Limitlerinin Nasıl Belirlendiğine İlişkin bkz.Tuğrul Akşar, ‘’Kulüplere Harcama Limiti Ne Anlam İfade Ediyor?", 6 Eylül 2019, 

[4] The European Club Footballing Landscape, Club Licensing Benchmarking Report

Financial Year 2018, by UEFA, Jan 2020, sh. 58’e göre Türk futbol gelirleri büyüklüğü 748 Milyon Euro oldu. Güncel €/TL kuru olan 6,50’den toplam futbol gelirlerimiz 4.862 Milyon TL’na ulaşıyor. Eko Lig 2017/18 ile 2018/19 sezonuna ilişkin 4.düzenlenen Ekol Lig raporunun 69. sayfasına göre de Türk futbol gelirleri toplamı 4.2 Milyar TL’na ulaştı.

[5] The European Club Footballing Landscape, Club Licensing Benchmarking Report, Financial Year 2018, by UEFA, Jan 2020, sh.65.

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır