28 Aralık 2019

2020'de Türk futbolunu neler bekliyor?

Süper Lig 2019-20 sezonunun 2019 kısmını geride bırakırken, 2020’de bizi toz duman bulutu içinde bir lig bekliyor

Küresel ve lokal sorunlar devam ediyor!

2020’de neden sıkıntılı ve sorunlu bir lig beklentisi içindeyim? Çünkü, 2019’da kulüplerimiz geçmiş yıllara göre daha ağır finansal problem ve sıkıntılar yaşadılar. Ne yazık ki yaşamaya da devam edecekler. Çünkü, dünya ve ülkemiz ekonomisinde gözlemlenen ekonomik, politik, finansal ve jeopolitik sorunlar, ülkemiz makro göstergelerindeki olumsuzluk ve belirsizlikleri daha da yaygınlaştıracaktır. Bunun futbola yansıması ise, ekonomik-finansal ve yönetsel dengesizliğin daha da artması şeklinde olacaktır. Bu olumsuzlukların kaçınılmaz sonucu ise düşen sportif başarı olarak karşımıza çıkacaktır. Bu durum futbolumuzda iç huzursuzlukları tetikleyecek, kaotik ortamın neden olacağı dengesizliklerin kalıcılaşmasına neden olabilecektir.     

Genel ekosistemde bu belirsizlik ve olumsuzluk beklentileri, doğal olarak borç batağındaki Süper Lig’i de derinden etkileyecektir. Bu bağlamda, Süper Lig’de gelecek sezon ile ilgili kesin olarak bildiğimiz bir şey var ki, o da: 2020’de içinde bulunduğumuz sorunların artarak devam edeceği yönündedir. Ekonomik konjonktürdeki olumsuzluklardan beslenen ve yönetsel hatalardan güç alan sorunlar Süper Lig’i 2020’de de yalnız bırakmayacakmış gibi görünüyor.

Süper Lig’de borç sorunu devam edecek

2019 sezonunda Süper Lig kulüplerinin 15 milyar TL’ye yükselen borçlarının yapılandırılmasına çalışılmış ve bazı kulüplerin borçları yapılandırılmıştı. Ne var ki, bazı kulüplerin borçları ise hala çözüm bekliyor. Bu nedenle 2019’da tamamıyla çözüme kavuşturulamayan bu sorunun çözümü 2020’ye sarkmış durumda. Bununla birlikte, bu borç yapılandırmanın koşulları henüz kamuoyuyla da paylaşılmış değil. Dolayısıyla, kulüplerin hangi koşullarda borçları yapılandırıldı bilemiyoruz. İşin ilginç yanı, bazıları BİST’e kota olan bu şirketlerin hisselerini elinde bulunduran mali yatırımcılar da Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılacak açıklamaları bekliyor.

Gerçekte, kulüplerin borçlarının yapılandırılmasından daha çok, futbolumuzda yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var. Aksi taktirde, kulüplerin borç sorunlarını kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturma şansımız bulunmuyor.

2020’de Milli Takım tek motivasyon kaynağımız olacak!

Şimdiden söyleyebiliriz ki, 2020’de kulüp futbolu milli takım futbolunun gölgesinde kalacakmış gibi görünüyor.

Milli takımımız 2020 Avrupa Futbol Şampiyonasında (EURO 2020) İtalya, İsviçre, Galler ve Azerbaycan’ın bulunduğu grupta mücadele edecek ve tarihte ilk kez 12 farklı ülkede düzenlenecek olan turnuvada Türkiye grup maçlarını Azerbaycan’da oynayacak.

Bir yandan içinde yer aldığımız grup, diğer taraftan Azerbaycan’da maçlarımızı oynayacak olmamız büyük bir avantaj olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla, milli takımımızın ortaya koyacağı olumlu performans, sorunlarla boğuşan kısır ve verimsiz kulüp futbolunun daha da gözden düşmesine neden olabilecek.

Kulüpler için 2020 çok çetin geçecek

Kulüpler bazında Avrupa’da kalıcı başarılara ulaşma şansımız 2020’de de çok mümkün olamayacak maalesef. Kulüp borçları ve artan zararlar, kulüplerimizin sportif rekabet yeteneğini daha da daraltacağından, Türk kulüpleri için 2020’de UEFA organizasyonlarında sportif performans hayal olabilir. Bazı kulüplerimiz UEFA tarafından mali anlamda yakın takip altında tutulmaya devam edilecek ve zorunlu küçülmek durumunda kalacaklardır. Düşen sportif performans kulüplerimizin gelirlerinde beklenen artışlara olanak sağlamayacaktır. Buna karşın, giderler daha da artarak, kulüp mali yapılarının iyice bozulmasına neden olabilecektir. Doğal dinamikleriyle gelir yaratmakta zorlanan kulüpler, siyasetin (devletin) sübvansiyonuna daha çok ihtiyaç duyar hale geleceklerdir. Buna bağlı olarak siyasetin futbol üzerindeki nüfuzu daha da artarken, futbol kurumsal anlamda siyasete uygun yeniden tasarımlanacaktır. Bu da, tribünlerde seyirci sayısının düşmesine ve buna bağlı olarak kulüplerin maç günü gelirlerinin azalmasına neden olabilecektir. Kulüpler yeni sponsorlar bulmakta zorlanacaklar, devlet futbolun ana sponsoru olmaya devam edecektir.

UEFA Finansal Fair Play (FFP) kuralları kulüpleri zorlayacak

Süper Lig kulüplerinden bazıları ciddi UEFA yaptırımlarıyla karşı karşıya. Bu tehdit kulüplerimizi önemli sıkıntılara sürükleyebilecek. Çünkü, finansal olarak UEFA’nın taleplerini karşılamaktan uzak bir mali yapıya sahip kulüplerimiz, UEFA FFP yaptırımlarından kaçınmak için küçülmeye ve rekabet güçlerini düşürmeye devam edecekler. Bunu en çok da kadro değerlerinin düşmesinde gözlemleyeceğiz. Gittikçe daralan ve küçülen kadrolarıyla Avrupalı devlerle rekabette zorlanacak kulüplerimiz, sportif performans ortaya koyamayacakları için ekonomik olarak önemli gelir kaybına uğrayacaklar.

2020’de bazı kulüplerimizin UEFA yaptırımlarına uğraması kuvvetle muhtemel görünüyor. Bunun anlamı, bazı kulüplerimiz UEFA organizasyonlarından men kararıyla karşılaşabilecekler. Bu nedenle Süper Lig sıralaması bu anlamda önemli hale gelebilecek.

UEFA ülke sıralamasında gerileyeceğiz

UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi 2019 performansımız kulüplerimiz açısından son derece kötü geçti. 2019’da UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde dört takımımız oynadığı toplam 24 maçta sadece 4 galibiyet alabildi, 16 maçı kaybetti ve dört maçta da berabere kaldı. Toplamda 17 gol atıp 49 gol yedik. Bu kötü performansın bu şekilde devam etmesi, büyük bir olasılıkla bizi UEFA ülke sıralamasında onbirinci sıranın altına çekecek. Bunun anlamıysa, Şampiyonlar Ligi’ne artık doğrudan takım gönderemeyecek oluşumuz. Bu olumsuz durum UEFA organizasyonlarında daha da başarısız olmamıza neden olabilecek.

Süper Lig’de sportif performans daha önemli hâle gelecek

Bu nedenle Süper Lig’de performans ortaya koymak çok daha önemli hâle gelecek. Bu durum kulüp futbolunda küreselden içeriye dönmemize ve Avrupa ile rekabette geride kalmamıza yol açabilecek. Çünkü, 2018-19 sezonunda Süper Lig 693 milyon TL’lik kısmı katılım payı olmak üzere, 856,8 milyon TL sportif performansa dayalı parasal ödül, 11 milyon TL Lig sıralama ödülü, 207,9 milyon TL geçmiş şampiyonluk primi ve 14.3 milyon TL de düşen üç takıma Paraşüt ödemesi olarak toplamda 1 milyar 884 milyon TL havuz geliri dağıttı. Bu tutar, 2019-20 sezonunda %10 artsa bile kulüplere dağıtılacak toplam tutar 2.1 milyar TL’na ulaşacak. Dolayısıyla, Süper Lig havuz gelirleri bu anlamda çok önem kazanacak.

Sportif kuraklık, bir taraftan kulüpleri ekonomik ve mali olarak zorlarken, diğer taraftan kulüplerde önemli yönetsel sorunları da beraberinde getirecek.

2020 Anadolu takımlarının yılı olabilir

Yönetsel yapılarda meydana gelebilecek sıkıntılar futbolumuzda kaotik ortamın artarak devam etmesine de neden olabilecektir. Mali yapılarında ciddi olumsuzluklar taşıyan İstanbul kulüpleri, UEFA’nın Finansal Fair Play uygulaması nedeniyle rekabet güçlerini iyice yitirecekler ve sportif performansta Anadolu kulüplerinin gerisinde kalkabileceklerdir. Bu nedenle, 2019-2020 Süper Lig şampiyonunun Anadolu’dan çıkması olasılığı güçlü görünmektedir.    

Şampiyonlar Ligi 2020 Finali İstanbul’da

Bu kadar olumsuzluğu, güzel bir olayla bağlayarak, yazımızı tamamlayalım: UEFA Şampiyonlar Ligi 2020 finali Atatürk Olimpiyat Stadında oynanacak. İkinci kez, Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yapacak İstanbul, futbola ve başarıya hasret ülkemiz için adeta bir serap olabilecektir.

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır