30 Ağustos 2019

Kayyım incelemesi, jandarma ve emniyet atamaları

Mardin'de “belediyenin kayyım dönemindeki 620 milyon liralık borçları ve harcamaları” denetlenecek mi?

HDP’li üç büyükşehir belediye başkanlığına yapılan kayyım atamaları, siyaseten olduğu kadar kayyımların harcamalarıyla da gündemde.

Özellikle Mardin’de kayyım yönetiminin harcamalarıyla ortaya çıkan tablo, tartışmaların devam etmesine neden oluyor.

Kısaca özetlemek gerekirse, yerel seçimlerden sonra seçimin kazananı olarak belediyeyi aynı zamanda kentin valisi kayyım Mustafa Yaman’dan teslim alan Ahmet Türk, belediye kayyıma teslim edildiğinde kasada 93 milyon lira nakit para bulunduğunu, kayyımdan devralındığında ise, belediyenin 620 milyon lira borcunun bulunduğunu açıkladı.

Bu açıklamayla birlikte Vali - Kayyım Mustafa Yaman’ın yönettiği Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin harcamaları ortalığa dökülmeye başladı. Yaman’ın döneminde kente gelen devlet büyüklerine alınan hediyeler ve heyetler için yapılan harcamaların büyüklüğü dikkat çekiciydi.

Harcama tartışmasının içinde yer alan isimlerden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisinin hediye almadığını belirtirken iddialarla ilgili Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde özel denetleme yapılması için müfettiş görevlendirdiğini açıkladı.

Soylu’nun bu açıklaması sonrasında belediyenin resmi sosyal medya hesabından “İlimizi ziyaret eden, devlet büyüklerimize hiçbir zaman kişiye özel hediye takdimi olmamıştır. Şehrimizi ziyaret eden devlet büyüklerimizle birlikte gelen heyetlere ilimizde üretilen ve şehrimizin kültürünü ve tarihini sembolize eden, tanıtan sembolik hediyeler verilmiştir” açıklaması yapıldı.

Kente gelen heyetlere verilen yüzbinlerce liralık “sembolik” hediyelerle Mardin’in tanıtılmasına katkı sağlayan Vali Yaman, mülki idarede tecrübeli bir isim.

İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü iken Tunceli Valisi olduktan sonra Giresun, Kırklareli, Balıkesir’den sonra 2016’da Mardin Valisi oldu. AKP iktidarı döneminde ilk kez 2007’de vali olan Yaman, 12 yıl boyunca hiç merkez görmedi.

Yaman, Tunceli’deki görevi sırasında 2009 yerel seçimlerinde YSK’nın uyarısına karşın parası sosyal yardımlaşmadan sağlanan buzdolabı ve mobilyaları “seçim rüşveti” olarak dağıtmasıyla tanındı.

Bakan Soylu’nun kendi adının karışması nedeniyle belediye harcamaları konusunda başlattığı özel denetleme sonrasında müfettişlerin yazacağı raporun sonucunu tahmin etmek güç değil.

Çok büyük olasılıkla herhangi bir suç unsuru bulunmayacak, Vali Yaman aklanacak.

Tıpkı Tunceli’deki buzdolabı soruşturmasında olduğu gibi. Ve ardından belki de Vali-Kayyım Yaman, daha iyi bir yere atanacak.

Bakan Soylu’nun ise, bu denetlemenin sonucunu kamuoyuna açıklaması gerekecek.

***

Tabii, Mardin’de yapılacak özel denetlemenin içeriğinin ne olacağı da çok önemli. Bakan Soylu’nun verdiği müfettiş onayında “sadece hediyelerin alımı” konusu mu var?

Yoksa “belediyenin kayyım dönemindeki 620 milyon liralık borçları ve harcamaları” mı denetlenecek?

Mesela belediyenin verdiği ihaleler incelenecek mi? Kayyım yönetimi; hangi ihaleleri, iktidar yanlısı hangi kişilere, hangi şartlarda ve ne şekilde vermiş?

Zira müfettişler bu tür sıkıntılı konularda sadece görev onayı kapsamında inceleme ya da soruşturma yapmayı tercih ediyor. Diğer konulara girmek istemiyorlar.

Kayyım ve denetim demişken; Mardin’deki kayyım krizini baş göstermesiyle birlikte İçişleri Bakanlığı kulislerinde ilginç bir iddia seslendiriliyor.

İddiaya göre; 2017’de bir büyükşehirdeki kayyım atamaları sırasında kentte merkez ilçelerden birisinin kaymakamı, görev yaptığı ilçenin belediyesine İçişleri Bakanlığı’nca kayyım olarak atandı.

Görevlendirmenin ardından bölgedeki AKP’li siyasetçi ve iş insanları, özellikle ihale alma talepleri konusunda kayyımı sıkboğaz etmeye başladı. Baskı ve taleplerden bunalan kayyım, durumu Ankara’ya bildirmeye karar verdi.

Bu kapsamda yaşadığı sıkıntı ve sorunları önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya aktarıp başka yere tayin isteyen kayyım kaymakam, Ankara’dan gelen yanıtla çözüm bulamayınca bu kez aynı zamanda hemşehrisi olan dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a mektup yazdı.

Yıldırım, mektubunda yazdıklarını kendisinden dinlemek amacıyla kayyım kaymakamı Ankara’ya çağırıp görüştü. Bilgileri ilk ağızdan dinleyen ve anlatımlardan ikna olan Yıldırım, kayyım kaymakamın sorununun çözülmesi için Soylu’ya talimat verdi.

Talimat sonrasında kayyım kaymakam, görev yaptığı kentten alınarak “geçici görev” formülüyle başka bir coğrafi bölgedeki büyükşehir bünyesinde boş bulunan kaymakamlık görevine verildi.

Aynı atama formülüyle büyük bir ilçenin kaymakamı, kayyım olarak bu göreve getirildi.

Daha sonra kayyım kaymakam, 2018’deki kaymakamlar kararnamesiyle yeni görev yerine asaleten atandı ve kayyımlığa devam etti.

Zaten son yerel seçimlerde kayyımın yönettiği bu ilçeyi AKP adayı kazandı.

“Görevden alınmayı isteyen kayyım kaymakama ne oldu?” diye soracak olursanız o da valiliğe terfi etti. Halen orta ölçekli bir kentin valisi.

İçişleri Bakanlığı’nda konuşulan iddia kısaca böyle…

İçişleri Bakanı Soylu, acaba bu iddianın incelenmesi için de müfettiş görevlendirir mi?

***

Bir yandan FETÖ’yle mücadele sürüyor. Ancak öte yandan da devlet içinde “garip” olarak tanımlanan atamalar gerçekleşiyor.

Resmi Gazete’de dün yayımlanan kararnameyle Bitlis İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Demir, hem tuğgeneral oldu, hem de Trabzon İl Jandarma Komutanı olarak atandı.

Tuğgeneral Demir, Ankara’daki görevi sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun emir subayı idi. Daha sonra Bitlis İl Jandarma Komutanı oldu.

Demir, Bitlis’te görev yaptığı dönemde İsmail Ustaoğlu ile birlikte Hizan’ın Nurs Köyü’ne giderek FETÖ’nün de bağlı olduğu Nurculuğun lideri Said Nursi’nin doğduğu evi ziyaret etmişti.

Bu ziyaret kamuoyunda tartışma yaratmıştı.

Demir, dünkü kararnameyle daha önce de köyü ziyaret eden İçişleri Bakanı Soylu’nun memleketi Trabzon’a atandı.

Peki, Demir’in Trabzon’da emrinde çalışacağı vali kim?

Bitlis’te beraber çalıştığı ve köyü birlikte ziyaret ettiği İsmail Ustaoğlu.

Devlete ve millete hayırlı olsun !

***

Halen FETÖ’ye yönelik ankesör soruşturmalarının merkezindeki Jandarma’nın terfi ve tayinleri açıklandı.

Buna karşın, benzer biçimde olan Emniyet teşkilatında henüz ses yok.

Memur ve başkomiser rütbesine kadar olanların tayin ve terfileri açıklandı, ancak emniyet amiri ve müdürlerle ilgili hazırlıkların devam ettiği ifade ediliyor.

Terfi çalışmaları listelerdeki yenilenmeler nedeniyle sancılı olmuş, genel müdür Celal Uzunkaya görevden alınmıştı.

Gece operasyonuyla görevden alınan eski genel müdür Celal Uzunkaya dönemindeki tayin planlamalarının, çiçeği burnundaki yeni genel müdür Mehmet Aktaş tarafından yeniden ele alındığı belirtiliyor.

Geçmişte 30 Haziran itibarıyla açıklanan terfi ve tayinlerin, 15 Temmuz sonrasında düzensiz biçimde yürürlüğe girmesi, personel içinde huzursuzluk yaratıyor.

Bu huzursuzluk ve sıkıntı il emniyet müdürlerince zaman zaman Ankara’ya iletiliyor. Hatta öyle ki genel müdür Mehmet Aktaş başkanlığında geçen hafta gerçekleştirilen video konferans toplantısına katılan bazı emniyet müdürleri bu konuyu gündeme getirdi.

Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Tayinci personelin gideceği yerde çocuk ya da çocukları için okul bulması, lojman bulması, lojman yetersizliği olan yerlerde ev kiralaması, yeni görev yerine ve personele alışması… Bunların hepsi ayrı ayrı birer sorun.

Emniyet’te tayinler genelde cuma akşamları çıkar. Tayin bekleyen amirler ve müdürler kaç haftadır gözleri bilgisayarda, tayin bekliyor.

Bu gecikmede biraz da emniyet içindeki grupların birbirlerine karşı kurmak istedikleri üstünlüğün etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Ancak, emniyet teşkilatının silahlı, üniformalı bir devlet kurumu olduğunu unutmamak gerekir.

Teşkilat, sadece Ankara’dan teşekkül değildir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Emniyet'te "köstebek" skandalı: Ayhan Bora Kaplan dosyasından avukata bilgi sızdırdığı iddia edilen polis görevden alındı

Görevden el çektirmenin gerekçesi; dosyayla ilgili maddi menfaat karşılığında Kaplan'ın vekaletine sahip avukata bilgi sızdırma iddiası

Emniyet'te dikkat çeken iki istifa!

İki polis müdürünin, her ne kadar kamu görevinden istifa etse de, geçmişte yaptıkları görev sırasındaki sicillerinin kaybolmayacağı aşikâr