29 Haziran 2022

ABD Yüksek Mahkemesinin tutuculuğu

Genellikle toplumun gerisinde kalmış olan bu Mahkeme, ayrı bir erk olmasına rağmen, birinci erk Yasama'nın iki kamarasından birincisi olan Temsilciler Meclisi'ni frenlemesi öngörülen ikinci üst kamara olan Senato'nun da üstünde, ondan daha da elitist ve tutucu bir üçüncü kamara gibi çalışmıştır

ABD Yüksek Mahkemesinin kürtajı yasaklama yetkisini eyaletlere bırakan son kararı (6'ya karşı 9 oyla) sürpriz olmadı. Yarım yüzyıllık bir geriye gidişi temsil eden bu karar mahkemenin hukukun ufkunu genişleten bir kurum olmadığını bir kez daha teyit etti.

Mahkeme çoğunlukla değişime karşı çıkmış bir sicile sahiptir.

İç savaştan önceki dönemde köleliği korumak için elinden geleni yapmıştır. (Örnekse: Dred Scott vak'ası.) 

İç savaştan sonra gayretlerini Reconstruction'u (yeniden yapılanma) kösteklemeye yoğunlaştırmıştır. (Örnekse: Temel Haklar Vak'aları.)

Segregasyonu (ayrımcılığı) haklı göstermeye çalışmıştır. (Örnekse: Plessy v. Ferguson'da.)

İşçi sendikalarının eylemlerine karşı çıkmıştır. (Örnekse: Loewe v. Lawlor.)

20. yüzyılın ilk yarısında New Deal'ın birçok politikası aleyhine karar vermiştir.

İkinci Dünya Savaşı'nda Japon-Amerikalılar'ın enterne edilmelerini desteklemiştir.

1919'da ifade özgürlüğünü kısıtlamakta çok gayretkeş davranmıştır. (Örnekse Schenk v. United States.)

Savaş zamanında askere almayı eleştirmeyi kriminalize etmiştir.

20. yüzyılın son onyıllarından bugüne kadar enerjilerinin büyük bölümünü, anayasadaki Dördüncü ve Beşinci Değişikliklerin polis suçlarına karşı sağladığı korumayı daraltmaya harcamıştır. (Ki Warren Mahkemesi bunları genişletmişti.)

Büyük sermayenin gücünü ve zenginlerin çıkarlarını pekiştirmiştir. (En apaçık örneklerinden biri "Citizens United" olayıdır.)

Bu kısa ama çarpıcı envanteri, Mahkemenin birkaç yıl önce 99 yaşında ölen "liberal" yargıcı John Paul Stevens'ın "Bir Yargıcın Yaşamı: İlk 94 Yıl Üstüne Düşünceler adlı eseri hakkında "New York Review of Books"ta (26.9.2019) güzel bir tanıtma yazısı yazmış olan eyalet yargıcı Jed. S. Rakoff'tan teşekkürle alıyorum. Rakoff'un listesi uzatılabilir. Yalnızca birkaç önemli tutucu/gerici karar grubunu ben şimdi ekleyeyim:

Vergilerin yetersiz müterakkiliğini hatta regresifliğini düzeltmek isteyen girişimlere karşı çıkmıştır.

Yüksek gelirlilerin ve dev korporasyonların/kurumların gelirlerinin yeterince vergilendirilmesine kıyamamıştır.

Sermaye-emek çatışmalarında ve grev eylemlerinde her zaman kapitalin yanında olmuştur.

Kürtaja karşı olmuştur.

Eğitim, sağlık, sigorta konularında tutucu kalmıştır.

Genel olarak "sosyal refah devleti" çerçevesine girecek konularda tutucu/gerici davranmıştır.

Birçok kez siyasal-hukuksal nitelikteki önemli konuda çekimser kalmış; kestirmeci bir kaçınma ile "bu bir siyasi meseledir" demiştir.

İlerici sayılabilecek kararlar kurumsal eğilim ve istikrarla değil, daha çok ilerici yargıçların kişisel gayret ve telkinleriyle alınabilmiştir; bu kararları alan mahkemeler de zaten kişilerin adıyla anılmıştır: Marshall, Holmes, Frankfurter, Warren gibi.

Genellikle toplumun gerisinde kalmış olan bu Mahkeme, ayrı bir erk olmasına rağmen, birinci erk Yasama'nın iki kamarasından birincisi olan Temsilciler Meclisi'ni frenlemesi öngörülen ikinci üst kamara olan Senato'nun da üstünde, ondan daha da elitist ve tutucu bir üçüncü kamara gibi çalışmıştır. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tarım ve madencilik

Siyanürlü muazzam atık toprak kütlelerini tasfiye etmek için 400 bin kamyon gerekir diyerek bu saatte işin imkansızlığını ima eden bakanlar, bunu bilmiyorlar mıydı? Niye bu yönteme izin verildi? Gangster şebekesinin bu yığını arkasında bırakıp sıvışacağı belli değil miydi? Nal toplamak devlete mi düşerdi?

Profesyonel politikacılar ve boşuna siyaset

Türkiye’de partiler, başka yerlerde genellikle olduğu gibi, birbirlerinden ayrışarak farklı sınıf kesimlerini, çıkar ve baskı gruplarını, ideolojileri ve programları temsil etmiyorlar. Büyük çoğunluğu merkez sağda ve aşırı sağda toplanmış durumda. Amaçları daha çok iktidar, daha çok vurgun

Deprem, lanet ve hayalet şehirler

Benim binam çökmedi, sadece yan yattı diyen veya deprem 7.5 değil 7.4 şiddetinde olsaydı benim yaptıklarım çökmeyecekti diyen veya ben inşaattan anlamam onun için beni suçlamanız yasalara aykırı diyen (yanlış duymadınız tam böyle dedi) "müteahhit"ler gerçek insanlar mıdır, insan suretindeki yok-insanlar mıdır, yok-kentleri kuran?