18 Eylül 2019

İşsizlik artışında duraklama ve son bir yılın bilançosu

İşsizlik kasırgasının yaratığı tahribat eğitim düzeyleri itibariyle de oldukça farklı bir manzara ve çarpıcı gelişmeler arz ediyor. Ama sizi oldukça yordum. Bu konuyu isterseniz yarına bırakalım

İşsizlik artışı nihayet duraklamış görünüyor. Pazartesi günü açıklanan Haziran dönemi iş gücü piyasası istatistiklerine göre Mayıs dönemine kıyasla mevsim etkilerinden arındırılmış genel işsizlik oranı yüzde 14,0'den 13,9'a gerilerken tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,2'de sabit kaldı.

İşsizlik tepe noktasına ulaştı mı?

Son birkaç dönemdir işsizliğin tepe noktasına yaklaştığı gözlemleniyordu. Son dört aya odaklanırsak gerek tarım dışı iş gücünün gerekse istihdamın Mart döneminden Mayıs dönemine sürekli azaldıkları buna karışlık Mayıs döneminde iş gücünün 89 bin, istihdamın ise buna yakın miktarda 75 bin arttığı görülüyor. (Bkz. Betam, İşgücü Piyasası Görünüm Notu)

Bu gelişmeler sonucu tarım dışı işsizlik oranı Mart döneminde yüzde 16'ya ulaştıktan sonra Nisan döneminde bu seviyede duraklamış, Mayıs döneminde ise yeniden artışa geçerek yüzde 16,2'ye yükselmişti. İşsizlik Haziran döneminde bu seviyeyi korudu.

Bu yılın ilk iki çeyreğinde GSYH'nın birikimli olarak yüzde 3'e yakın (önce yüzde 1,6 ardından yüzde 1,2 büyüme) artış kaydettiği dikkate alınırsa işsizlikte duraklama beklenen bir gelişme sayılır. Ancak iş gücü piyasası dinamikleri yeterince berrak değil. Ekonomik daralma döneminde iş gücü artışlarında gözlemlenen sıra dışı yavaşlama yerini, boşalan zemberek misali, yeniden güçlü artışlara bırakabilir.

İstihdam cephesinde ise işler epey karışık. İyi haber, 15 ay boyunca sürekli istihdam kaybeden inşaat sektöründe ilk kez Haziran döneminde bir artış kaydedildi. Gerçi bu sektörde istihdam artışı 12 binden ibaret ama olsun hiç yoktan iyidir. Artışın kalıcı olup olmadığını ise önümüzdeki bir iki dönemde görürüz. Hizmetler son üç aydır istihdam kaybediyor. Kayıplar 100 bini buldu. İstihdam fabrikası olan bir sektörde bu oldukça şaşırtıcı bir gelişme. Yegâne olumlu görünüm sanayide: Bu sektörde istihdam artışı Haziran ayında 70 bini buldu. Son 4 aydaki toplam artış da 232 bin.

Bu tablo işsizlikte tepe noktasına ulaşıldığını ve bundan böyle işsizliğin düşüşe geçeceğini iddia etmek için yetirince net değil. Ekonomik büyüme ilk yarıdaki gücünü ikinci yarıda koruyabilirse istihdam tüm sektörlerde artışa geçer ama iş gücü de onu izleyecektir. Yine de, son tahlilde, işsizliğin yavaş yavaş, biraz da ine çıka, azalmaya başlaması bu varsayım altında sürpriz olmaz. Kritik nokta, büyümenin güçlü bir şekilde devam edip etmeyeceği. Bu da başka bir yazının konusu.

İşsizlik kasırgasının kaynağı konut sektörü

Türkiye ekonomisinin krize girmesi ile birlikte büyük bir artış kaydeden işsizlik hangi sektörleri ve kimleri daha çok vurdu? Bu sorulmaya değer bir soru çünkü yıllık değişimleri kullanarak (mevsim etkisinden arındırmaya ihtiyaç duymadan) daha ayrıntılı bilgilere ulaşabiliyoruz. Bu sayede ortaya çıkan tablo işsizlik kasırgasının toplumun farklı kesilmelerini farklı şiddette etkilediğini gösteriyor.

Yazının sınırlarını da dikkate alarak en çarpıcı gelişmeleri özetle paylaşmak istiyorum. Toplu bir bakışla Haziran 2018'den Haziran 2019'a genel görünüm şöyle özetlenebilir: 15 ve daha yukarı yaştaki kurumsal nüfus 800 bin arttı. Normal zamanlarda yılda 800 bin civarında, hatta yüksek büyüme zamanlarında daha da fazla artan iş gücü son bir yılda sadece 137 bin arttı. Bu ilave iş gücünün 46 binini erkekler, 101 binini kadınlar oluşturuyor. Bu durum ne kadar büyük bir emek kaynağının atıl kaldığının, bir başka ifadeyle nasıl ziyan edildiğinin berrak bir göstergesidir. Özellikle kadın iş gücü artışı erkek iş gücü artışını sollamışken alınan darbe daha da ıstırap vericidir.

İstihdamda ise, tahmin edeceğiniz gibi, büyük bir kayıp yaşandı: Toplam istihdam 802 bin, tarım dışı istihdam ise 569 bin azaldı. Bu kayıplar sektörden sektöre çok farklı gerçekleşti. Az da olsa hizmetlerde istihdam 45 bin arttı. Sanayi 121 bin, inşaat sektörü ise 493 bin istihdam kaybetti. Kayıpları sektörlerin istihdam hacimlerine oranlarsak, sanayinin çalışan sayısının yüzde 2,1'ini, inşaatın ise yüzde 23,4'ünü kaybettiğini görürüz. Malumun ilanı gibi olacak ama bu rakamlar bir kez daha gösteriyor ki yaşanan krizin lokomotifi konut sektörüdür.

Tahmin edeceğiniz gibi inşaat erkek işi olduğundan (kadın istihdamı yüzde 3,7) işsizlik göreli olarak erkekleri daha fazla vurdu: Erkek işsiz sayısı 1 milyon 915 binden 2 milyon 571 bine sıçrarken kadın işsiz sayısı 1 milyon 400 binden 1 milyon 683 bine yükseldi. Tarım dışı işsizlik oranları da erkelerde yüzde 9,9'dan 13,2'ye yükselirken kadınlarda yüzde 17,3'den 20,0'ye çıktı. Kadınlar ile erkekler arasındaki işsizlik uçurumu da böylece biraz daralmış oldu; Züğürt tesellisi olarak kabul edebilirsiniz.

İşsizlik kasırgasının yaratığı tahribat eğitim düzeyleri itibariyle de oldukça farklı bir manzara ve çarpıcı gelişmeler arz ediyor. Ama sizi oldukça yordum. Bu konuyu isterseniz yarına bırakalım.

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa’da bireylerin yaşamdan en az memnun olduğu ülke Türkiye

TÜİK, “Ülkenin en önemli sorun sizce nedir?” diye sormak yerine, “Sizce ülkenin en önemli üç sorunu hangileridir?” diye sorsaydı acaba dış göç kaçıncı sırada yer alırdı?

İşsizlikte düşüşün endişe verici arka planı

İşsizlik oranının üç ay gibi nispeten kısa bir sürede 0,7 yüzde puan azalmasına sevinmek için istihdamda esaslı bir artıştan kaynaklanıyor olması gerekir. Oysa istihdamda üç aylık artış 123 binden, artış oranı da yüzde 0,4'ten ibaret. Bu yılın ilk üç ayından ikinci üç ayına istihdam artış oranı yüzde 2,3'tü. İstihdamın hız keserek duraklama eğilimine girdiği açıkça görülüyor

İkinci çeyrekte istihdam artışında tuhaflıklar

Kısacası, nereden bakarsanız bakın 2. Çeyrekte istihdam artışında özellikle de sanayi istihdam artışında bir tuhaflık olduğu aşikâr. İstihdam artışında bir tuhaflık varsa işsizlikteki azalmayı yorumlamaya değer mi? Ben değmeyeceğini düşünüyorum