13 Eylül 2020

İşgücü piyasasında saatli bomba harekete geçti

Önümüzdeki aylarda işgücünün istihdam artışından daha hızlı artacağını öngörebiliriz, dolayısıyla büyük olasılıkla işsizlik artmaya devam edecek

Perşembe günü açıklanan Haziran dönemi işgücü istatistikleri işsizliğin artamaya devam ettiğini gösterdi. Takip ettiğim mevsim etkisinden arındırılmış (MEA) tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,5'den 16,7'ye yükseldi. Bu artış iktidar tarafından durmaksızın tekrarlanan "ekonomi çok iyi gidiyor" tadındaki propaganda söylemine soğuk duş etkisi yaratmış olabilir ama öyle aman aman bir artış da sayılmaz. Şubatta yüzde 14,8 olan tarım dışı işsizlik oranı zaten artıştaydı ve Mayıs döneminde yüzde 16,5'e yükselmişti.

Öyle ise neden "saatli bombadan" söz ediyoruz? Çünkü bu kez işsizlik artışı çok farklı bir dinamiğin sonucu. Geçen ayki işgücü piyasası yazımı ("İstihdamda erime, işsizlikte artış devam ediyor", 11 Ağustos) "Türkiye işgücü piyasası ne zaman patlayacağı belli olmayan çok güçlü bir saatli bombanın üzerinde oturuyor, umarım patlama çok şiddetli olmaz" diye noktalamıştım. Dün açıklanan işgücü istatistikleri bombanın harekete geçtiğini bariz bir şekilde ortaya koydu. Patlamanın şiddetini ise şimdiden kestirmek zor.

Korona şokunun işgücü piyasasında alışılmadık bir dinamik yarattığını biliyoruz: İstihdam beklendiği gibi hızla azalıyor ama kısa çalışma ödeneğinin kolaylaştırılması ardından da işten çıkarma yasağı gibi önlemler sayesinde bu azalma önemli ölçüde frenleniyordu.

Beklenmeyen gelişme ise istihdam kayıplarına kıyasla işsiz sayısının devede kulak kalmasıydı: Şubattan Mayıs dönemine tarım dışı istihdam (MEA) yaklaşık 2 milyon azalırken işsiz sayısında artış 125 binden ibaretti. Dolayısıyla tanım icabı istihdamdakiler ile işsizlerin (iş arayanlar) toplamından ibaret olan işgücü de hızla azalıyordu çünkü işlerini kaybedenlerin büyük bölümü mevcut koşullarda iş bulamayacaklarına inandıklarından iş aramaktan vazgeçmişlerdi. Dolayısıyla işsiz olarak kayda geçmiyorlar ama ürkütücü bir potansiyel işsizler ordusu oluşturmuşlardı.

Geçen ayki yazımda istihdam kıpırdanmaya başlayınca bu ordunun işgücü piyasasına dönüşünün başlayacağını çünkü geçinmek için buna mecbur olduklarını söylemiştim. Haziran dönemi istatistikleri tam da böyle olduğunu ortaya koydu. İş aramaktan vazgeçen işsizler doğrusu tahminimden çok daha güçlü bir şekilde işgücü piyasasına dönmeye yani iş aramaya koyuldular.

İki rakam bu dönüşün ne anlama geldiğini ve saatli bombayı neden harekete geçirdiğini açıklamaya yeterli olabilir: Mayıs döneminden (Nisan-Mayıs-Haziran) Haziran dönemine (Mayıs-Haziran-Temmuz) yani bir bakıma istatistiklerde büyük çöküntü yaşanan Nisan çıkıp yerine Temmuz girdiğinde, tarım dışı istihdamın 395 bin (sanayi 25 bin, inşaat 141 bin, hizmetler 230 bin) arttığını görüyoruz. Bir dönemden diğerine bu çapta bir istihdam artışının daha önce hiç görülmemiş çok güçlü bir artış olduğunu belirtmeliyim. Şaşırtıcı bir yanı yok. Korona salgına yönelik kısıtlamalar kaldırılınca istihdam da harekete geçti.

Öyle ise işsizlik oranı az da olsa neden 0,2 yüzde puan arttı? Çok basit çünkü tarım dışı işgücü aynı sürede tam 534 bin artarak 2005'den bu yana uzak ara en yüksek artışını yaşadı. Farklı söylersek, iş aramaktan vazgeçen işsizler kitleler halinde iş aramaya koyuldular: Kimi buldu ve çalışmaya başladı kimi hala arıyor. Nitekim işsiz sayısında Mayıstan Hazirana yaklaşık 140 bin artış söz konusu.

Öncü göstergeler halen istihdam artışının devam ettiğini gösteriyor. Bu kuşkusuz iyi haber. Buna karşılık işgücü piyasasının sınırlarında 2 milyonu aşan bir potansiyel işsiz biriktiğini, bunlara ilaveten eğitimini tamamlayan yüz binlerce gencin her yıl düzenli olarak işgücü piyasasına giriş yaptıklarını düşünürsek, önümüzdeki aylarda işgücünün istihdam artışından daha hızlı artacağını öngörebiliriz. Dolayısıyla büyük olasılıkla işsizlik artamaya devam edecek ve yeni tarihi rekorlara imza atacak. Harekete geçen saatli bombadan kastim de tam olarak buydu.

Şekil 1: Açık İşler, Geçen Yılın Aynı Ayına Kıyasla Değişim, NACE Rev. 2: Nisan-Mayıs 2019 / 2020


Şekil 2: Toplam ve Yeni İlan sayıları (MTEA) : Ocak 2014-Temmuz 2020

Şekil 3: Aranan eleman sayısı (MTEA): Ocak 2017-Temmuz 2020

Şekil 4: İş İlanlarına toplam başvuru sayıları (MTEA): Ocak 2014-Temmuz 2020

Ek Şekil 1: Açık İşler, Geçen Yılın Aynı Ayına Kıyasla Değişim: Ocak 2015-Temmuz 2020

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa’da bireylerin yaşamdan en az memnun olduğu ülke Türkiye

TÜİK, “Ülkenin en önemli sorun sizce nedir?” diye sormak yerine, “Sizce ülkenin en önemli üç sorunu hangileridir?” diye sorsaydı acaba dış göç kaçıncı sırada yer alırdı?

İşsizlikte düşüşün endişe verici arka planı

İşsizlik oranının üç ay gibi nispeten kısa bir sürede 0,7 yüzde puan azalmasına sevinmek için istihdamda esaslı bir artıştan kaynaklanıyor olması gerekir. Oysa istihdamda üç aylık artış 123 binden, artış oranı da yüzde 0,4'ten ibaret. Bu yılın ilk üç ayından ikinci üç ayına istihdam artış oranı yüzde 2,3'tü. İstihdamın hız keserek duraklama eğilimine girdiği açıkça görülüyor

İkinci çeyrekte istihdam artışında tuhaflıklar

Kısacası, nereden bakarsanız bakın 2. Çeyrekte istihdam artışında özellikle de sanayi istihdam artışında bir tuhaflık olduğu aşikâr. İstihdam artışında bir tuhaflık varsa işsizlikteki azalmayı yorumlamaya değer mi? Ben değmeyeceğini düşünüyorum