07 Ağustos 2022

ÖSYM gözümü ye!

Yıl 2006, Deli grubunun ÖSYM'yi protesto etmek için yaptığı şarkı, kurum yetkilileri tarafından "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret" sayılıp, şikâyete konu oldu. Yargılama bir yıl sürdü ve beraatla sonuçlandı. Ağzını açanın hapse atıldığı bugünler düşünülürse grubun yatıp kalkıp dua etmesi lazım

AK Parti'nin Kasım 2002'de yapılan seçimlerle işbaşına geldiği gün doğanlar yaklaşık üç ay sonra tam 20 yaşına basacaklar. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) yaptığı ve soru çalındığı gerekçesiyle iptal edilen Kamu Personel Seçme Sınavı'na (KPSS) bu yıl kaç kişinin katıldığı henüz açıklanmadı ancak geçen yılın verilerine bakılırsa 2021 yılında yapılan sınavlara toplam 8 milyon 763 bin 64 aday katılmış. Sınavlara katılım üst yaş sınırının 35 olduğu düşünülürse, iptal edilen sınavın katılımcılarının çoğunun, hayatlarında başka hiçbir iktidar görmemiş AK Parti kuşağı olduğu ortada.

T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu'nun bu haftaki KPSS, tarikatlar, örgütlü hırsızlık ve güç savaşları yazısı, özellikle 2010 yılından bu yana ÖSYM çevresinde olan biteni gayet güzel anlatıyor. Görünen o ki, koca koca adamlar -ve de az sayıda kadınlar- hem kişisel hem de mensup oldukları menfaat gruplarının çıkarları için alabildiğine canhıraş bir savaşın içindeler.

Dün Rusya gezisinden dönüşünde kadrolu uçak gazetecilerinin, "KPSS iptal kararınızın detayını merak ediyoruz. Bununla birlikte son duruma ilişkin bilgi verebilir misiniz? FETÖ parmağı var mı?" sorusuna Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "FETÖ'cü grup mu desek; 6'lı masa mı desek; bir de masanın altı var, yedi…" diyerek şüpheli listesini daha da genişletti. Bakalım şaibeli sınav kimin üzerine kalacak?

Müşteri memnun değil

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildikten yaklaşık yedi ay sonra, 15 Mart 2015'te, Balıkesir Ekonomi Ödülleri 2015 Töreni'nde sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı kahvaltıdaki konuşması pek çok kişinin halen hafızalarındadır. Hani şu, "Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir, öyle yönetilmelidir, yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsin. Bu ülke bu şekilde sıçramaz," konuşması. Çocukları o sırada 13 yaşında olan alileler mesela, "Benim çocuğun bu şirkette ciddi geleceği olur," diye düşünmüşler midir?

Eğer böyle düşünmüşlerse durum pek de iç açıcı görünmüyor. Uluslararası Çalışma Örgü (ILO) verilerine göre, 2018'de yüzde 23,5 olan genç işsizliği 2020'ye gelindiğinde ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 27,1'e çıkmış. Bırakın o anonim şirkette çalışmayı, gençler kapısından bile girememişler şirketin.

2 binden 115 bine

Çalışma hayatı böyle de eğitim farklı mı? Ülkede basın ve düşünce özgürlüğü konularının geldiği durum malum. Özgürlüklerin genel seviyesiyle eşitleme isteğiyle olsa gerek, geçtiğimiz yıl, Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Hizmetleri Yönetmeliği'nde yapılan değişikliklerle yurtlarda barınma şartlarında önemli değişiklikler yapılmıştı. Artık bir öğrencinin yurtlarda barınması için "cumhurbaşkanına hakaret etme suçundan mahkûm olmamak" şartı da aranıyor.

Bu durumda bir de hapishanedeki öğrencilerin durumuna göz atalım. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Özgür Özel'in, Ağustos 2012'de, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in cevaplaması isteği ile tutuklu ve hükümlü lise-üniversite öğrencilerinin sayısının açıklanması için verdiği soru önergesine göre, 31 Ocak 2012 itibariyle toplam 2 bin 824 öğrenci cezaevlerindeydi. Geçtiğimiz yıl ise bu kez Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e, cezaevlerinde bulunan öğrenci sayısı, cezaevlerindeki koşulları ve eğitim hayatlarına yönelik soru önergesine verilen cevaptan, tutuklu öğrenci sayısının 2019 verilerine göre 70 binin üzerinde olduğunu öğreniyoruz. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CCST) Hapiste Öğrenci Ağı Temsilcisi tarafından yapılan açıklamaya göre ise, ÖSYM'nin yaptığı sınavlara 2020 yılında 16 bin 69 öğrenci, 99 bin 358 öğrenci ise, ortaokul ve lise açık öğretim sınavlarına girmiş. Yani, cezaevlerindeki öğrenci sayısı on yılda 2 bin 864'ten 115 bin 427'e çıkmış bulunuyor.

Rektörlüğün tüm yasaklamasına rağmen Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri ve mezunları Devrim Stadyumu'nda kendi mezuniyet törenlerini yaptılar.

ÖSYM Gözümü Ye!

ÖSYM açılan soruşturmalar ve yeni atanan başkanı ile yine yeni yeniden taze bir başlangıç yaptı. Mis gibi, pirüpak KPSS takvimi 17 Eylül'de başlayacak. Üstelik, "sınavı iptal edilen KPSS adaylarından girecekleri yeni sınavlar için herhangi bir ücret talep edilmeyecek!"

Öyleyse, sıradaki şarkı ÖSYM'ye, "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret" suçundan yargılanıp beraat eden Grup Deli'den geliyor: ÖSYM Gözümü Ye

Şengün Kılıç kimdir?

Şengün Kılıç, Gazi Üniversitesi, Maliye Fakültesi’nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı’na devam etti.

1986 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü yaptı. 

Biz ve Onlar/Türkiye’de Etnik Ayrımcılık (1992, Metis Yayınları), Beyaz Bir Düş (2004, Epsilon Yayınları), Sinemada Ulusal Tavır/Halit Refiğ Kitabı (2006, İş Kültür Yayınları), Erozyon Dede, Hayrettin Karaca Kitabı (2008, İş Kültür Yayınları), CHP’li Yıllar 1946-1992 (2010, İş Kültür Yayınları), Hayatım Mücadeleyle Geçti/Kemal Kurdaş Kitabı (2010, İş Kültür Yayınları), Çayın 90 Yılı (2014, Kesişim Yayınları), Haberde Yargı/Yargı Haberciliği Elkitabı (2019, bianet), Kadehlerdeki Dudak İzleri (2002, Overteam,) adlı kitapları yayımlandı.

Yazarın Diğer Yazıları

Dağlılar’dan Yaylacılar’a

Muhalefet zor, parti içi muhalefet daha zor, lidere karşı çıkmak ise çok çok zor ve de bir kişinin ne kadar keskin muhalefet yaptığı bir ölçü değil… Örneğin; bir bakanlık kaptı mı, partisinin en önde savunucusu olabilir!

Diyarbakır ilçe, Van belde olsun

Bir yerde seçim mi kaybettin, eskiden olsa illiğini elinden alır, rütbesini ilçeliğe indirirdin! Neyse ki Türkiye büyük bir gelişme kaydetti de sadece seçilenin mazbatasını vermeyerek iş hallediliyor. Peki fatura kime kesilecek? Onun da kolayı var: Sarol Formülü!

Süleyman hep başbakan!

Seçimlerin gönül rahatlığıyla oy kullanacağım tek bölümü, muhtarlık seçimi olacak. Ne varsa yerelin en küçük biriminde var. Gözle görülür tek değişim orada olabilir. Ne demişler; yakın komşu, uzak akrabadan iyidir