10 Mayıs 2020

"Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl" ve Covid-19

Sağlık ekibinin değerli tüm kadın üyeleri için: Teşekkür ederim sevgili kız kardeşlerim! Teşekkür ederim.

Amin Maalouf.

Yeni bir kitabı çıksa diye beklediğim yazarlardan biri... Ama, bir kitabı var ki, benim için daha da özel. Hayır, en iyi eseri olduğu için değil. Hiç değil. Özel; çünkü o kitabı yılda bir kez öğrencilerimle paylaşıyorum. Yıllardır, Tıp Fakültesi birinci sınıf öğrencilerimle "Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Sağlığı" dersimin ilk slaytı "Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl" 1 kitabının kapağıdır. Az bilinen bir kitabıdır yazarın. Kitapta, doğacak bebeğin erkek çocuk olmasını sağlayan bir ilacın keşfi ile Dünyada kadınların azalması ve bunun etkileri anlatılır. Bu ilacı alan, bir daha kız bebek doğuramaz. Zamanla kadınların sayısı azalır. "Beatrice" bu dönemde doğan bir kız bebektir. Beatrice büyürken okuyucu da bu durumun Dünyadaki etkilerini takip eder…

Kadınlar sadece kadın oldukları için yaşamlarının her döneminde ayrımcılığa uğruyorlar. Ayrımcılık, "cinsiyet seçimli düşük yapma" ile başlıyor ve "yoksulluğunun kadınlaşması"nın en belirgin hâle geldiği yaşlılık döneminde çoklu hastalıklar ve güvencesiz bir hayatla son buluyor.

Çalışma hayatı ise bu ayrımcılığın en belirgin ortaya çıktığı alanlardan.

Dünya genelinde kadınların istihdamda oranının yüzde 41 olduğu biliniyor. Oysa, bakım kurumlarında çalışanlar da dâhil olmak üzere sağlık çalışanlarının yüzde 70'inden fazlasını kadınlar oluşturuyor.2

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2020'yi Florence Nightingale'in (1820-1910) 200. doğum günü anısına "Hemşire ve Ebe Yılı" ilan etti. Bugün, hemşireler ve ebeler, küresel sağlık iş gücünün yaklaşık yüzde 50'sini oluşturuyor.3

Hemşireler ve ebeler, Dünyanın birçok yerinde genellikle insanların gördüğü ilk ve bazen de tek sağlık personelidir. Hastalıkların önlenmesi ve sağlığın geliştirilmesinde, başta birinci basamakta olmak üzere çok kilit bir rol oynarlar. Sağlıktaki tüm gruplardan daha fazla toplumla yakındırlar; onların yaşam biçimlerini anlarlar ve etkili müdahaleler gerçekleştirebilirler.

Görevlerini diğer sağlık personeli gibi olağanüstü günlerde de sürdürürler. 1918 grip salgını fotoğraflarına bakın, lütfen. Yataklarına uzanmış hastaların yataklarının başında uzun beyaz iş önlükleri ile görev başındalar… Birçoğunun adları bilinmiyor. Soluk renkli fotoğraflardan bize bakıyorlar. O günlerde görev yaptılar ve ne yazık ki bazıları da hayatlarını kaybetti.

Günümüzde de yüksek riskli işlerin yüzde 77'sinde kadınlar çalışıyor. Bu yüzde yaklaşık 2,5 milyon kadın demek. 4 Kadın sağlık personeli bu grubun en önde geleni ve şu sıralar COVID-19 ile yapılan mücadelenin de ön saflarındalar. Ancak, kadın sağlık personelinin salgın günlerindeki mücadelesi sadece iş hayatlarında değil. Aile yaşamları ve evlerindeki roller de aynı önem ve öncelikle devam ediyor. Hatta COVID-19 salgınının etkisi onlara artan bir iş yükü ile yansıyor. Bir de hastalık kapma ya da sevdiklerine taşımanın haklı kaygısı.

Uzun vardiya sonrasında eve ulaşıldığında, evlerinde onları bekleyen çocukları var. O andan itibaren, ne hemşire ne ebe ne de hekimler; anne, oyun arkadaşı ya da öğretmene dönüşüyorlar. Çocuklar uyuduğunda ise evde bekleyen işler… Bu durum insanlık tarihi kadar eski sanırım. Bugünü ise biliyorum. Normal koşullarda, kadınlar erkeklere göre ortalama dört kat daha fazla ücretsiz bakım hizmeti veriyor. Aynı işi yaptıkları erkek meslektaşları ile aynı gelire sahip olamamaları birçok iş kolunda neredeyse olağanlaşmış bir durum haline gelmiş. COVID-19 salgını ile evde çocukların kaldığı sürenin artması, eğitimin eve taşınmasının bu süreyi ve emeği arttırdığı biliniyor. Buna bir de ebeveynlerine verdikleri destek eklenebiliyor. Üstelik evde kalınan sürenin artması aile içi şiddet olgularının artışı gibi riskleri de getirebiliyor.

Elbet kadınlar içinde de daha kötü durumda olan gruplar var. UNISON'nun verilerine göre5, İngiltere'de sosyal bakım işgücünün yüzde 85'in üzerinde kısmı kadın ve bu kadınların birçoğu göçmen. Bu grupta COVID-19'a bağlı ölümler toplum geneline göre yüksek. Kişisel koruyucu ekipmana ulaşmaları daha sorunlu ve böyle olsa da iş güvencesizliği nedeni ile bu koşullarda çalışmaya devam ediyorlar.

Sonuç olarak, COVID-19'nun insanları eşitlediği koca bir yalan! Evet, virüs sizi bir adada bile olsanız bulabiliyor. Ama hikâyenin öncesi ve elbet sonrası da var.

Öncesi, toplumun zaten mevcut eşitsizlikleri. Kadın-erkek, zengin-fakir, beyaz-siyah...

Sonrası pandeminin getirdiği yükler. İş ve sağlık güvencesi sorunları, artan iş yükü, ayrımcılığın derinleşmesi, damgalanma…

Evet, kadınlarımız...

"…ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen"kadınlarımız.

Ne bekliyoruz onlardan?

Neden "Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar"ı7 kabul etmekte zorlanıyoruz?

Ama kabul edilecek günler elbet gelecek.

Burada da güç veren öyküler, gerçekten tarih yazan kadınlar var.

Bunlardan az bilenenlerden biridir sanırım Gerilla Kızlarının öyküsü. Onlarla Dünyanın taa bir ucunda, Sao Paulo Sanat Müzesinde tanıştım. Bina ve sunum o kadar yaratıcıydı ki.. Dünyanın en önemli sanat eserlerini büyük sert plastik tabelalar üzerinde ya da içinde sergilemişler. Önde resim, arkasında sanatçı bilgileri. O kadar değerli eserlere dokunacak kadar yakınsınız ve aralarında dolaşabiliyorsunuz. «Nasıl bir yaratıcılık» demiştim ki ardından bir kadın mimar çıktı: Lina Bo Bardi! Hayranlıkla nefesimi almadan gezerken bir eserle karşılaştım. Üzerinde «Kadınlar Metropolitan Müzesine sadece çıplak olarak mı girebilirler?» diye soruyordu. Sarsıldım. Çevreme baktım. Ve diğer müzeleri hatırlamaya çalıştım. Resimlerdeki güzel, çirkin, tombul, zayıf kadın çıplaklığının farkına vardım. Bunu benden çok önce fark eden bir grup kadın sanatçı afişin yaratıcıları: Gerilla Kızlar! Metropolitan Müzesinin ondokuzuncu ve yirminci yüzyıl galerilerinde sergilenen çalışmaları inceleyen sanatçılar, modern galerilerde temsil edilen sanatçıların yüzde 5'i bile kadın değilken aynı galerilerdeki resimlerde çıplakların yüzde 85'inin kadın olduğunu saptamışlar. Bunu da, Jean-Auguste-Dominique Ingres'in La Grande Odalisque tablosundaki harem güzelinin yüzünü bir goril maskesi ile değiştirerek Dünyaya ilan etmişler. Baskın kültürün tüm sembollerini kullanarak toplumsal cinsiyet sorununu görünür kılmışlar.

Bugün o müzeleri kadın mimarlar yapıyor ve oralarda daha fazla kadın sanatçının eserleri sergileniyor.

Ama hâlâ gidilecek çok uzun yolumuz var.

COVID-19 pandemisi, uzun süredir devam eden cinsiyet eşitsizliklerini bir kez daha ve daha da güçlü şekilde ortaya çıkardı.

Sağlıkta cinsiyet eşitliliği araştırmaları, "Küresel sağlık bakımını kadınlar verirken, sağlık yönetiminin erkekler tarafından yapıldığını" gösteriyor.8 Oysa, bu pandeminin kadın liderler ile ilgili yüzü bize gelecekte nasıl bir Dünya istemeliyiz hakkında ipucu veriyor. Pandemi sonrası daha eşitlikçi toplumları hedefleyeceksek, bu hedefe kadınların toplumun her yerinde erkeklerle eşit haklarla bulunmasını sağlayarak başlamalıyız.

Uluslararası Hemşire ve Ebe Yılındayız. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 7 Nisan 2020 Dünya Sağlık Gününün sloganını "Hemşire ve Ebeleri destekleyin" olarak belirlemiş.3 Bu mesaj daha çok dünya liderlerine.. DSÖ der ki, "Gün, Dünya liderlerine dünyayı sağlıklı tutmada hemşire ve ebelerin oynadıkları kritik rolü hatırlatmanın günüdür."

Bazı liderler hatırlamış görünüyor. COVID-19 salgını ile İtalya'da sağlık sektörü çalışanlarının evde çocuk bakımı için ödeme yapmasını sağlamak amacıyla "Çocuk Bakıcısı desteği" getirildi. Çocuk bakım tesislerinin ve okullarının genel olarak kapatıldığı Avusturya, Fransa, Almanya ve Hollanda'da, temel hizmet işçilerinin çocuklarına bakmak için bazı tesisler açık bırakıldı.

Bugün için DSÖ bir şey daha söylüyor: "Hemşirelere ve ebelere teşekkür etmek için bir dakikanızı ayırın!".

Ayırmaz mıyım?

Hem de sağlık ekibinin değerli tüm kadın üyeleri için: Teşekkür ederim sevgili kız kardeşlerim!

Teşekkür ederim.


Kaynaklar

  1. Amin Maalouf. Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl. Yapı Kredi Yayınları. 2019.

  2. International Labour Organization (ILO). ILO. World Health Day 2020: Improving nurses' and midwives' working conditions: An investment in resilience for all. Erişim tarihi: 07.05.2020.

  3. WHO. Nursing and midwifery. Erişim tarihi: 05.05.2020

  1. March I. Working on Work during a Pandemic. Erişim tarihi: 09.05.2020.

  2. COVID-19: Black and female workers on the frontline. Erişim tarihi: 09.05.2020.

  3. Hikmet N. Kuvayi Milliye Destanı. 7. Bap. Erişim tarihi: 09.05.2020.

  4. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi. Erişim tarihi: 09.05.2020

  5. World Health Organization. Delivered by women, led by men: A gender and equity analysis of the global health and social workforce. Geneva:; 2019 (Human Resources for Health Observer Series No. 24). Licence: CC BY-NC-SA 3.0 IGO. Erişim tarihi: 07.05.2020

Yazarın Diğer Yazıları

Yerel seçimlerde “Sfumato” üzerine

Bize eşitsizliklerimizi düzelten, daha çok gereksinim olanı daha çok önceleyen bir bakış açısına sahip başkanlar lazım.

Karantina Adası

Pandemi bize bulaşıcı hastalıklarla bilimle mücadele etmenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya koydu. Karantina Adası bu bilimsel yaklaşımın bir tanığı olarak orada, haklı gururla duruyor

Dünya Sağlık Örgütü: "Küresel Sağlık Başarıları 2023 - Umut duymak için nedenler"

Bakalım 2023 yılı içerisinde DSÖ'nün tanımladığı başarılar neler