02 Mart 2020

Aziz Azrail (!)

Aziz Azrail'in (!) gölgesinden çıkmak, aziz milletimizi hayat tepesinde mutlu yaşar görmektir umudumuz

Milletçe kahroluyoruz. Sözcük bulamıyoruz duygularımızı karşılayacak. Üzüntü, acı, yeis, keder, elem.. . Hiç biri yetmez oğullarını yitiren ailelerin neler hissettiklerini anlatmaya...

Kaç şehit verdik? Bir kaç tane... 33, yok 36, yok 34... Ölen vatan evlatlarının sayısını bilmeyen bir yönetim... Sanki hiç önemli değilmiş gibi insan hayatı, bireyler, oğullarımız... Korkunç bir tablo...

Daha kaç şehit vereceğiz? 'Şehitler tepesi' boş kalmayacak diyorlar. Nereden çıktı bu ölümseverlik? Latin Amerika'daki La Santa Muerte inanışı geliyor aklıma. Türkçede 'Aziz Azrail' (!) inanışı diyebiliriz. Yoksa "Devlet bizi Libya'ya, Suriye'ye göndersin. Orada da Azrail gelip canımızı alsın. Biz de şehit olalım" diye bir dua mı var? Oğlumuz şehitler tepesine çıksın diye düşünen, dilekte bulunan bir aile olabilir mi? Hepimiz, çocuklarımız hayat tepesine çıksın, mutlu olsun diye dua ediyor, çalışıyoruz. Hepimiz ölümü değil hayatı istiyoruz.

Evet! Milletimizin içi kan ağlıyor şehitler nedeniyle. Ancak, bu trajik duyguların iktidara destek anlamına geldiğini hiç sanmıyorum. Bakın sosyal medyaya. Şehit ailelerinin nasıl tepki verdiklerini görüyoruz. Olacak iş değil ama oğlunun boşu boşuna öldüğünü düşünerek "Böyle vatan sağ olmasın" diye bağıranlar var. Bakınca sosyal medyaya şehitlerinin geçim sıkıntısı içindeki ailelerden geldiğini de görüyoruz. Nerede kasıla kasıla yürüyenlerin çocukları? Şehitler tepesinin yolunu bilmiyorlar mı yoksa?

Sonra, nedir sığınmacılara yapılan o muamele? Gene sosyal medyada bakıyorsunuz, insan kaçakçıları açıkça icra ediyorlar yasadışı mesleklerini. Kim olursa olsun, insanları bu hale sokmak Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışıyor mu? Onları Türkiye'ye sokan siz değil miydiniz? Kitleler halinde insanlar sadece siyasi bir koz mu? İnsan olarak değerleri hiç yok mu? Bu tabloyu görenler, "İnsan hayatına değer verilmediğinin bir kanıtı daha" demezler mi?

Zaten her şey tatsız gidiyor, bir de insanı insan yapan değerler açısından karanlık bir tünele iyice girdik. Ne zaman çıkarız, belli değil.

Gene de, sosyal medyadaki tepkileri görünce umudumuzu kaybetmek istemiyoruz. Aziz Azrail’in (!) gölgesinden çıkmak, aziz milletimizi hayat tepesinde mutlu yaşar görmektir umudumuz.

Yazarın Diğer Yazıları

Washington ve Ramallah

Özgür Özel’in Ramallah’a gitmesi “özel” bir anlam, önem taşıyacaktır. Ramallah’a, yerel seçimleri kazanmış, ülkesinin birinci partisi haline gelmiş bir siyasal hareketin lideri olarak gidecektir. CHP’nin sadece Filistin değil, Orta Doğu’ya ilişkin vizyonunu ortaya koyması, Ramallah’dan uluslarararası topluma Türkiye’nin yeni sesi olarak seslenebilmesi önemlidir

Ölüm ana

Yaşamamıza izin veren Ölüm Ana olduğunu düşünüyorlar. Ondan medet umuyorlar. Ölümün yaşamdan güçlü olduğunu görüyorlar. Yılda yirmi, otuz bin cinayetin işlendiği bir ülkede ölüme "insaf et, bizi yaşat" diyorlar. Hayat o kadar ucuz olunca ölüme yakıştırılan güç artıyor. Ölümde ana rahminin, kucağının sıcaklığı aranıyor

Meksika'daki kadın

İnanılır gibi değil ama gerçek! Meksika'nın dini Guadalupe Bakiresi dinidir. Başka bir deyişle, bizim açımızdan önemli olan, Meksika'nın kendine özgü bir hristiyanlık, nerdeyse yeni bir din benimsemesidir. Başat figürü de bir kadındır. İşte maço Meksika! Ey Kibele! Sen nelere kadirsin!