19 Aralık 2020

Mektubunuz var!: Kadıköy Theatron kapanmasın

Salgının yaşattığı sıkıntıları bir araya gelerek, birbirimize omuz vererek atlatmaya çalışıyoruz. Ve bugünlerde bizi ayakta tutan şey de bu galiba

Bu ülkede eskiden beri herkes sanatı da, sanatçıyı da sever! Uzaktan olsun, Meclis kürsüsünden olsun, en yüce koltuklardan olsun sanat ve sanatçılar hep sevilir. Sanatı ve sanatçıyı sevmek bizde zaten hep bir kuş bakışı mesafeyi gerektirir. Buna sanatçılar için alınan kararlar da dahil. 

Tabii kuş bakışı sevilme ihtimalinden önce bazı koşulları yerine getirmeniz şart. Devlet desteği, karşılığında hakkında hoşa giden söylemlerde bulunmayı, gönlü hoş edecek tutumlara sahip olmayı gerektirir. Her dönem bu mekanizmaya uyan sanatçılar olduğu gibi buna uymayan "izole edilmiş" sanatçılar da oldu ve olmaya da devam edecek.

Bu mekanizmaya uymayan, pandemiyle birlikte aylardır işsizlikle mücadele eden sanatçıların intihar haberlerini alıyoruz ne yazık ki… Daha birkaç gün önce, Beyoğlu'ndaki mekanlarda sahneye çıkan, aylardır işsiz kalan Duran Ay’ın geçim sıkıntısından dolayı intihar ettiği haberini okuduk gazetelerden.

Yine bugünlerde hükümetten sanatçılara 1000 liralık destek açıklaması geldi. Bu destek ben küçükken mahallemizdeki Cemile Teyze'nin kurban eti dağıtmasını aklıma getirdi. Bu Cemile Teyze mahallenin zengin ailelerindendi. Kimse "Zengindi, kurban kesmedi" demesin diye zoraki yapardı. Hayvanları sevdiğinden değil tabii! Kurban eti mi dağıtırdı, kuyruk yağına az bandırılmış et mi, pek anlayamazdık… Gün boyu alnında kestiği kurbanın kanıyla gezerdi.

Sanatın da sanatçının da uzaktan bile sevilmediği aşikarken bu sözde ilgi, alaka, duyarlılık ne diye? Kangrene dönüşmüş bir ilişki bu. Olmuyor, sevemiyoruz denilse, herkes rahatlayacak aslında.

Yerine getirilmeyen vaatler, uzatılan ve sonuç vermeyen görüşmelerden umudunu kesen tiyatrolar, tiyatrocular hayatta ve ayakta kalabilmek için kampanyalar düzenliyorlar. Bunlardan biri de tiyatro salonlarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya gelen, bunun için fongogo'da kampanya başlatarak desteğinizi bekleyen, aşağıda çağrı mektubunu okuyacağınız "Kadıköy Theatron".

Salgının yaşattığı sıkıntıları bir araya gelerek, birbirimize omuz vererek atlatmaya çalışıyoruz. Ve bugünlerde bizi ayakta tutan şey de bu galiba.

Dayanışma hepimize iyi gelecek…

Kadıköy Theatron:

"Zaten ayakta kalmak gibi alçakgönüllü bir hedefle çalışan özel tiyatro sahneleri, "Kadıköy Theatron" olarak biz de bunlardan biriyiz, şimdilerde peş peşe kapanıyor ya da kapanma tehlikesiyle yüz yüze.

6 yıldır açık tutmaya çalıştığımız "Kadıköy Theatron," Yeldeğirmeni’ndeki yeni mekânıyla birlikte, farklı ekiplerin bir araya geldiği bir kolektif kurma hayaliyle yola çıkmıştı. 

Bir sezon boyunca da bu hayalimizi gerçekleştirdik. Ve Tiyatro Kast, Olası İşler, İlyas Odman ve Mek’an’la birlikte oluşturduğumuz bu ortak ruhu çok sevdik.

Şimdi hem oyun mekanımızı, hem de bu ortak ruhu kaybetme ihtimaliyle karşı karşıyayız.

Desteğiniz, pandemi sürecinde ödeyemediğimiz ve görünen o ki bir süre daha ödeyemeyeceğimiz, kiralar, vergiler, çalışan ödenekleri ve sabit gider gibi masraflar için kullanılacaktır.

Desteğiniz ve güveniniz için şimdiden çok teşekkür ederiz…" 

https://fongogo.com/Project/kadikoy-theatron-kapanmasin

Tiyatro Kast
İlyas Odman
Mek’an

Yazarın Diğer Yazıları

İstanbul’da oryantasyon sorunu yaşayan adaylara, Kalabalık Duası’nın meddahından kılavuzluk hizmeti

Muzip bir oyun, muzip bir metin ve muzip bir Güray Dinçol rejisiyle karşımızda: Kalabalık Duası!

On Adımda Unutmak = Anti-Prometheus

Oyunda, çağdaş insan birey olamadan, yakıştırılan aidiyetlere oynayarak, kabullerini ve önyargılarını değiştirmeden, dolayısıyla reflekslerini değiştirmeden, bütün sayıklamalarının ardından 10. Adımda unutmayı seçer!

Sınırın ötesinden, ama bir o kadar bizden bir hikâye: Leyla'nın Kardeşleri

Leyla’nın Kardeşleri, sinemasal olarak bir kez izlemenin yeterli olmayacağı destansı bir ustalık filmi