10 Nisan 2021

Otantik Rock'ın altın saçlı ilahı Robert Plant ve Led Zeppelin

Sevgi, yaratıcılık, dayanışma, (öz) saygı, erdem demek olan Led Zeppelin kültüne derin bir hürmet duyuyoruz

1998 yılının 6 Mart Cuma gecesi yaşadığım mucizenin etkileri hâlâ imgelemimde deviniyor. En baştan alayım. Güzel bir Ankara akşamında, vaktin kerahate ermesi için uzun da olsa Cinnah'tan Kızılay'a yürüyerek inmeye, yolumun üstünde olan Milliyet'in Ankara bürosuna uğrayıp, gazetenin haber müdürü olan sevgili Doğan'ı (Akın) alarak Mülkiyeliler Birliğinde harbi eşliğinde sohbet etmeye karar vermiştim. Büroya uğradım, Doğan on dakikalık bir işinin kaldığını sonra çıkabileceğimizi söyleyip, "Murat abi, yarınki Milliyet şimdi geldi, ben işimi bitirene kadar okursanız sıkılmazsınız", deyince gazeteyi karıştırmaya başladım.

Walkman yeni çıkmıştı, ben de yurt dışından getirtmiştim ve sürekli yanımda taşırdım. O gün de Led Zeppelin – Coda kasetini ve kasetteki Bonzo'nun gök gürültüsünü anıştıran davul solosunun zirvesine ulaştığı "Bonzo's Montreux" parçasını başa alıp alıp gün boyu dinlemiştim.

Büroda Milliyet'in sayfalarını kayıtsızca çevirirken gözüme bir minik haber ilişti: Efsane İstanbul'da. Led Zeppelin'den Jimmy Page ve Robert Plant'in iki gecelik konser anlaşmaları kesinleşti.

1968 yılından beri hayranı olduğum, rock tarihinin en büyük grubunun solisti ve gitaristi geliyordu. Adrenalin atağını ve göğsümdeki heyecan patlamasını anlatabilmek zor.

Doğan, hayatımın en unutulmaz gecelerinden birini yaşamama nasıl vesile olduğunu 23 sene sonra bu yazı ile öğrenecek. Mülkiyelilere gittik harbi (o yıllarda kendi jargonumuzda rakı demekti) ve buz siparişi verdik. İlk üç-beş dakikası Led Zeppelin'i anlatmamla başlayan sohbet medyayı, memleket meselelerini, İsmet Özel ve Doğan'ın o yıllarda çok sevdiği Cemal Süreya şiirlerini konuşmayla devam etti.

O akşamdan bir ay sonra mucize adım adım gerçekleşti. İstanbul'a gidip rock idollerim Jimmy Page ve Robert Plant'i izledim. Caddebostan tiyatro çadırına erkenden girip sahneye iki metre kadar yakın bir yer kapmıştım. O mesafeden iki saat boyunca kımıldamadan ve gözlerimi sahneden ayırmadan rock tarihinde çığır açmış "hard rock" diye tabir edilen akımı başlatmış bu iki büyük sanatçıyı izledim. Konserin daha ikinci parçasında davulcu hemen dikkatimi çekti; Bonzo'nun halefi rüzgar gibiydi. Davulu çalış tarz ve stili Bonzo gibi sert ve agresifti. Page gitarıyla bizi 68'e gönderirken riffleri işitsel belleğimize kaydoluyordu. Mor ötesi ışıklarla ve tütsülerle psychedelik bir tabloyu andıran sahnede Plant etkileyici aurası ile çığlıkları ve inlemeleriyle seyirciyi başka alemlere götürüyor, Şaman büyücüleri gibi dans ediyor, peryotlar atıyor ambiyansın elektriğini yüksek voltajlara çıkarıyordu. Muhteşemdi her şey. Seyircilerin parçalara iştirak etmelerine Page de Plant de çok şaşırmış ve mutlu olmuşlardı. İki metre mesafeden birbirlerine gülümsediklerini ve hoşnutluk duyduklarını görebiliyordum.

Robert Plant ve Jimmy Page

Konser bitti, gece yarısı son otobüsle Ankara'ya döndüm. Tam 48 saat uyumamıştım ama değmişti. İkili turnelerine başka ülkelerde devam ettiler. İlk akla gelen şarkıları Kashmir'in canlı konser kaydının da olduğu, Fas – Marakeş'teki mahalli müzisyenlerle yaptıkları çalışmalar hem albüm hem de DVD olarak piyasaya sürüldü.

Faslı, Mısırlı müzisyenler ve Londra metropolitan orkestrasının yaylılar grubu aynı sahnede yer aldıkları Kashmir performansıyla izleyenlerin gözlerini yaşarttılar. O konserin 12 dakikalık kaydını izlemeye doyamadı insanlar; bakalım T24'ün değerli okurları beğenecekler mi?

Şimdilerin Rap-Hip Hop nesilleri Led Zeppelin'i bilmezler çünkü 1980 yılında grup dağıldı. 20 yaşındaki bir genç nasıl bilebilir ki kendisi doğmadan 30 yıl evvel varlığı sona ermiş, arkaik bir tür olarak gördüğü rock müziği yapan Zeppelin'i. Merak edenler için Led Zeppelin öyküsü kısaca şöyle özetlenebilir:

Rolling Stone dergisi tarafından "tartışmasız rock tarihinin en uzun soluklu gruplarından biri" olarak tanınan Led Zeppelin, 1968 yılında Jimmy Page tarafından kurulur. Başlarda ismi "New Yardbirds" olan grup vokalist Robert Plant, gitarist Jimmy Page, bas gitarist John Paul Jones ve davulcu John Bonham dahil dört kişiden oluşur. Rock ve blues türünün bir harmanıyla kendine özgü bir tarz elde eden Led Zeppelin'in ilk albümü 1969 çıkışlı "Led Zeppelin" olur. Albümde "Communication Breakdown", "Dazed And Confused", "You Shook Me" ve "Good Times, Bad Times" gibi efsaneleşmiş parçalar yer alır. Bu albümle beklenmedik bir çıkış yapan grup, ABD listelerinde The Beatles'ten sonra ikinci sırada yer alır ve aynı yıl "Led Zeppelin II" albümünü çıkarır. "Led Zeppelin II" içindeki "Whole Lotta Love" ile çok ses getirirken "Moby Dick", "Thank You" ve "Livin'Lovin'Maid" gibi parçalar üçüncü albüm beklentilerini yükseltir.

1970 yılında "The Immigrant Song", "Tangerine" gibi şarkılardan oluşan "Led Zeppelin III" albümünü çıkartan grup, 8 Kasım 1971 yılın "Led Zeppelin IV" ya da "Four Symbols" olarak bilinen isimsiz albümü çıkarır. Grup ile özdeşleşenve tüm zamanların en iyi gitar solosu listesinde bir numara olan "Stairway to Heaven" şarkısının da bulunduğu albümde diğerlerinden farklı olarak, grubun dört üyesiyle ilişkilendirilen dört ayrı mistik sembol albüm kapağında yer alır.

1973 çıkışlı "Houses of the Holy" albümünde beklediği ilgiyi alamayan grup, Amerika turnesine çıkarak, bir konser filmi niteliğindeki 1976 çıkışlı "The Songs Remains The Same"i yayımlar. Dünya turuna çıkma kararı alan grup, Robert Plant'in geçirdiği bir kazadan dolayı bunu iptal eder. 1977 yılında Robert Plant'in oğlunun ölüm haberiyle grup tüm konserlerini iptal eder ve bir yıl kabuğuna çekilir. 1979 yılında "In Through The Out Door" albümünü yayımlayan grup, 1980 yılında davulcu John Bonham'ın sabah kahvaltısında 16 duble votka ile başlayıp gün içerisinde, bizim tabirimizle, 3 büyük şişeyi devirdikten sonra uyur ve bir daha da uyanamaz. Tüm zamanların en büyük rock davulcusunun bu zamansız ve erken ölümü grubun moralini yerle bir eder. Bir müddet yas nedeniyle sessiz kalırlar. Yapılmış yeni albüm, turne, konser anlaşmaları vardır. Bonzo'nun yerine yeni bir davulcu alarak milyonlarca dolar kazanacakları anlaşmaların şartlarını yerine getireceklerine dair müzik medyasının kendinden emin bir tahmini vardır; hatta Bonzo'nun yerine kimin geleceği bile tartışılmaya başlanmıştır. Beklenen duyuru yapılır ve basın toplantısı ile grubun medyayı bilgilendireceği açıklanır.Jimmy Page çok kısa konuşur; "Geriye dönüp baktığımızda sevgili arkadaşımızın yerinde bir başkasını görerek yola devam edemeyeceğimizi anladık. Artık Led Zeppelin yok ve hiç olmayacak, Şok yaşanır rock aleminde ve Led Zeppelin fanlarında..

Grup son olarak arşiv niteliği taşıyan 1982 yılında "Coda"albümünü yayımlayarak finali yapar.

Led Zeppelin: Robert Plant, Bonzo, şapkalı Jimmy Page, John Paul Jones,
Hippi zamanlarından bir hatıra (soldan sağa)

Zeppelin sonrası Plant 

Robert Anthony Plant 20 Ağustos 1948'de İngiltere'de Black Country kasabası West Bromwich, Staffordshire'de, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde kalifiye bir inşaat mühendisi olarak çalışan Robert C. Plant'in ve Annie Celia'ın çocuğu olarak dünyaya gelir. Worcestershire, Halesowen'de büyür. Plant, erken yaşlarda şarkı söyleme ve rock'n roll müziğine ilgi duyar. Andrew Denton'a 1994 yılında talk show programında, on yaşından itibaren Elvis Presley gibi olmayı arzu ettiğini söyler. Bunu John Lennon, Paul McCartney, George Harrison, Mick Jagger de yani o kuşak, ki bunlara 68'li rock kuşağı da diyebiliriz, hep aynı arzuyu duyduklarını söylediler. Şu söz Plant'a ait: "Çocukken Noel'de evde perdelerin arkasına saklanırdım ve Elvis olmaya çalışırdım.''

Bob Dylan'ın, "Arketipik rock hippisine dönüştüğünü gördü'', dediği Plant'in, Jimmy Page ile yolları kesişti ve 1968- 1980 yılları arasında kesintisiz üretimlerini sürdürdüler. Aralarındaki uyum ve saygı grubun etik ahitinin çerçevesini de çizdi.

İkisi de ağır başlı, nazik, haza beyefendi idi. Ne dediklerini bilen, konuşmalarında ölçülü ve saygılı olmaktan asla vazgeçmeyen bu iki yaratıcı abide isim rock dünyasının gurur kaynağı oldular. Rock kültürüne çok önemli katkılar yaptılar, melodileriyle, sıra dışı şarkı sözleriyle, gitar ve vokallerindeki taklit bile edilemez özgünlükleriyle.

Ancak belirtilmeli ki Robert Plant, Bob Dylan'ın "Masters of War" şarkısını duymasaydı, muhtemelen mikrofonu asla eline alamazdı.

Lennon & McCartney (Beatles), Jim Morrison & Ray Manzarek (The Doors), Mick Jagger & Keith Richards (Rolling Stones), Freddy Mercury & Brian May (Queen), Roger Waters & David Gilmour (Pink Floyd), Jerry Garcia & Bob Weir (Grateful Dead), Roger Daltrey & Pete Townshend (The Who) gibi Page & Plant – Led Zeppelin olarak sadece rock tarihinde değil, dünya müzik sanatı pantheonunda da yer aldılar.

1960'lar Beatles mı, Rolling Stones mu? fraksiyonlarının 10 yıl süren tartışmalarıyla geçti. Beatles dağıldı ve fraksiyon çatışması bitti, derken… 1970'ler boyunca sürecek Led Zeppelin mi, Deep Purple mı? hiziplerinin alevi sönmeyen münakaşalarını dinledi rock dünyası. 1980'lerden itibaren artık fraksiyonlar, hizipler dönemi de sona erdi; birçok masal gibi…

Zeppelin dağıldıktan sonra hayatta kalan üçü yollarına ayrı ayrı devam ettiler. Plant bu ayrı yolculukta en üretken ve başarılı olan Zeppelin üyesiydi. Yıllar akıp gitti, Led Zeppelin unutuldu, yeni nesillerin müzikal beğeni ve tercihleri değişti. Rock -hâlâ -dinleyen kaldıysa Zeppelin'i değil de vokalist olarak Robert Plant'i anımsar; dinlemiyorsa da belki ismi bir yerlerden duymuşluğu vardır. Hayat böyle, acımasız; bir zamanların sarışın rock ilahı olmak sonraki on yıllarda Grammy'ler dahil birçok ödül almış olmak bu çarkın dişlilerine takılmayı önleyemiyor.

O, Led Zeppelin ile serbest bırakılan bir Viking tanrısı ile çaprazlanmış bir bluescu idi. Kız gibi şarkı söylemek hiç bu kadar erkeksi görünmemişti ve sayısız hard rock şarkıcısı, Plant'in doğuştan kazandığı notalara ulaşan ses tellerini parçalayacaktı. Ortak albümleri Grammy alan Alison Krauss, Plant için "Sesi güzel," diyor. "Bu çılgın Avrupa gizemiyle aynı anda çok yeni ve çok eski geliyor.

Geçmişi feshedip yeni bir geleceği kurmanın, rock müzikte mümkün olmadığını hayat kanıtladı. Kendinden el etek çekip, aynı yerde olmaktan yorgun düşünce, köksüz bir ruh gibi kendi gezegeninde bir yolculuk düşünden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadan yola çıkmak… Saudeda mı, nostalji mi, ütopya mı? Zor bir kavşaktır burası.1982 yılına kadar da sanırım bu kavşakta epeyce oyalandı Plant ama o yıl devam kararını verip bugünlere kadar gelen başarılarıyla 73 yaşına ulaştı.

Güçlü ve geniş vokal aralığı (özellikle yüksek kayıtlı vokallerinde belirgindir) Plant'e 50 yılı aşkın bir süredir başarılı bir şarkı söyleme kariyeri verdi. Rolling Stone editörleri 2008'de onu tüm zamanların en iyi 100 şarkıcısı listesinde 15. sıraya koydu. 2011 yılında, Rolling Stone okuyucuları Plant'i tüm baş şarkıcılar arasında en iyisi seçti. 2006'da Hit Parader dergisi Plant'i "Tüm Zamanların En Büyük Metal Vokalisti" listesinin başına aldı. 2009 yılında Planet Rock tarafından yapılan bir ankette Robert Plant "rock'taki en büyük ses" seçildi.

Plant'tın şarkı sözlerinde belli bir ruhanilik, mistisizm hep varolageldi. İskandinav ve Gal mitolojilerinden etkilenen ve esinlenen Plant, Led Zeppelin'in Fas müziğine ilgisini tek başına devam ettiği müzikal serüveninde de sürdürdü. Blues – rock mevzisini terk etmedi ama etnik renkleri de müziğiyle yaptığı goblenlere işledi ustaca. Belki de buralarda hala unutulmaması, o doğu, Arap– Fas – Hint tınılarının tanıdık gelmesindendir. Geçtiğimiz yıllarda bir konser için geldiği İstanbul'da, yaygara koparılmasına izin vermeyip hiç ortalarda gözükmeden konserini verdi ve sessizce gitti. Harbiye açık havada verdiği konserin biletleri bir ay önceden tükenmişti.

Led Zeppelin'den sonra çok insan Page'i gitarda, Plant'i vokalde, Bonzo'yu davulda taklit etmeye yeltendi. Çünkü etkileri dönemleri, akımları aşmıştı. Page'e, Bonzo'ya bu yazıda giremeyiz ama Plant için şu kısa notu düşebiliriz:

Plant; Geddy LeeAnn Wilson Sammy Hagar ve daha sonra onun performans tarzını taklit eden Jeff Buckley ve Jack White gibi rock vokalistleri de dahil olmak üzere çağdaşlarının çoğunun tarzını etkilediFreddie Mercury - Queen ve Axl Rose - Guns N' Roses bile Plant'ten etkilenmişlerdir. Bu sürpriz sayılmamalı çünkü, 20 Eylül 2010'da Ulusal Halk Radyosu (NPR), Plant'i dünyadaki "50 Harika Ses" den biri olarak adlandırdı.

Led Zeppelin adını son kez kullanarak, 10 Aralık 2007'de ünlü müzik adamı ve prodüktör Ahmet Ertegün anısına verdikleri konserde Plant, Page, Bonham iki saatlik tam bir set gerçekleştirdi ve Bonzo'nun oğlu Jason davuldaydı. Led Zeppelin fena ışıldamıştı, tıpkı 30 – 40 sene önceki gibi. Devasa talebe rağmen Plant, 2007 gösterisinden sonra Led Zeppelin ile bir tek turne için yapılan 200 milyon dolarlık teklifi reddettiOcak 2008'de yaptığı bir röportajda, "Rolling Stones'u takip eden bir grup sıkılmış yaşlı adam gibi tur yapmak" istemediğini belirtti.

Tapınılan bir nesne olduğu bu çağda, paranın aslında, Shakespeare'in ifadesiyle, evrensel bir fahişe olduğunu, paraya itibar etmeyerek, dünyaya gösterdiler. Asaletleri buradan geliyor; sadece çok iyi müzisyen olmalarından değil. Bundan dolayı onları unutmuyoruz. Ve; sevgi, yaratıcılık, dayanışma, (öz) saygı, erdem demek olan Led Zeppelin kültüne derin bir hürmet duyuyoruz.

Stüdyo albümleri

  • Pictures at Eleven (1982)
  • The Principle of Moments (1983)
  • Shaken 'n' Stirred (1985)
  • Now and Zen (1988)
  • Manic Nirvana (1990)
  • Fate of Nations (1993)
  • Dreamland (2002)
  • Mighty ReArranger (2005)
  • Band of Joy (2010)
  • Lullaby and the Ceaseless Roar (2014)
  • Carry Fire (2017)

Derleme albümler

  • Sixty six toTimbuktu ı (2003)
  • Deeping deep (Kutu Set) (2006)
  • Live (2020)

Canlı albümler

  • Sensational Space Shifters (Live in London July '12) (2012)

Ortak albümler

  • The Honeydrippers: Volume One (1984) (Jimmy Page ve Jeff Beck ile)
  • No Quarter: Jimmy Page ve Robert Plant Unledded (1994) (Jimmy Page ile canlı albüm)
  • Clarksdale Walking (1998)(Jimmy Page ile)
  • Raising Sand (2007) (Alison Krauss ile birlikte)

Yazarın Diğer Yazıları

100 Sene 100 Nesne: Cumhuriyete Nesnelerin Gözünden Bakmak

100 Sene 100 Nesne mamulü ve Kültür Hane mütekabiliyeti denklik bağlamında birbirine yakışmış

Yapay zekâ ile sanat ve müzik

Yapay zekânın egemenliği, romantizmin sonu olacak ya da başka bir tür romantizm yaratacak. Fakat bu yeni romantizmin duygulanımı, organik zekânın yerini alabilecek mi?

Anımsanan hatıralar ve siyasi belleğin tahkimatı

Yazar Recep Tatar, gönüllerde cürmünden fazla yer kaplayacak bu kitabıyla şimdi bir kapı araladı...