24 Aralık 2019

Atalarımızın seks hayatı

Sosyolog ve antropologların araştırmaları cinsel zevkten mahrumiyetin, fiziki şiddetin arkasındaki belki de en büyük neden olduğunu gösteriyor

Çok az şey vardır ki insanı cinsel açlık kadar mutsuz etsin.

Fiziki açlığın nedeni kıtlık veya parasızlık nedeniyle insanın karnını doyuramamasıdır.

Cinsel açlığı yaratan ise kadın veya erkek darlığı veya parasızlık değildir.

Dünyada milyarlarca kadın ve erkek var.

Ama aynı zamanda milyonlarca, belki milyarlarca insan var ki bastırılmış cinsel arzular, yani cinsel açlık veya tatminsizlik içindedir.

Bu durumdaki insanlar, insanlığın çoğunluğu, şiddete başvurmağa yatkındırlar. Mutsuz, küskün, saldırgan, alkol veya uyuşturucu bağımlısıdırlar. Kadın dövücüsü ve ırza geçicisidirler. Ve bin bir türlü psikozun kurbanıdırlar.

Bahsettiğim hayat zehirleyicilerin oluşmasının nedeni cinsellikle ilgili yasaklardır; yasalar, kurallar, gelenekler, din, aile, çevre ve devlet baskısı.

Bu kısıtlar toplumdan topluma, ülkeden ülkeye değişebilir. Değişmeyen, cinselliğin ilkel kabileler dışında her yerde, insan doğasına ve eğilimlerine ters yasaklarla kuşatılmasıdır.

Ama her zaman böyle değildi.

Bugün mutsuzluk kaynağı olan birçok şey gibi -maaş karşılığında zamanını ve özgürlüğünü satmak mesela- bu da insanın avlanma ve toplamayı bırakıp tarım ve hayvancılığa geçmesiyle başladı. 

Sosyolog ve antropologların araştırmaları cinsel zevkten mahrumiyetin, fiziki şiddetin arkasındaki belki de en büyük neden olduğunu gösteriyor. 

Elliye yakın ilkel kavimde -yani hayatlarını avcılık ve toplayıcılıkla sürdüren küçük topluluklarda- yapılan araştırmalar hangisinin barışçıl, hangisinin saldırgan olduğunun yüzde yüz cinsellikle bağlantısı bulunduğunu ortaya çıkardı.*

Herkesin, cins ve yaş gözetmeksizin cinselliğini özgürce yaşadığı kabileler kesinlikle barışçıl oluyorlar.

Amazon yağmur ormanlarının en ücra köşelerinin birinde yaşayan Pirahãların seks hayatı bu özgürlüğün nasıl bir şey olduğuna iyi bir örnektir.

Pirahãlar arasında otuz yıl yaşayan Amerikalı Daniel Everett’in kitabından** özetliyorum:

Bir kadın ve bir erkek aynı kulübede yaşamaya başladılar mı evlenmiş sayılır. Düğün dernek veya başka bir ritüel yoktur.

Evli bir kadın veya erkek bir başkasıyla köyü terk edip ormanda iki - üç gün geçirdikten sonra geri döner ve birlikte yaşamaya başlarsa eski eşlerinden boşanmış addedilir. Eski eşler buna üzülseler de sakin bir biçimde durumu kabullenir.

Şiddete başvurulmaz.

Evlilik öncesinde kız ve oğlanlar keyiflerince birbirleriyle yatarlar. Aynı serbesti evli olmayan yetişkinler için de geçerlidir. Çocuklar da cinselliği araştırmakta hürdür.

Pirahãlarda evlilik vardır ama tek eşlilik yoktur.

Daha çok dolunay gecelerinde yapılan danslara bütün köy katılır. Müzik aletleri yoktur. Eller çırpılır, ayaklar yere vurulur, şarkı söylenir ve dans edilir. O gecelerde, evli ya da bekâr olsun, isteyen istediği ile yatabilir.

Cinsel özgürlükleri nedeniyle köydeki insanların büyük bir bölümü birbiriyle yatmıştır.

Everett’e göre, Pirahã toplumunda şiddet ve saldırganlığa ender rastlanılması ve rastlanıldığı zaman da hiç kimse tarafından hoş görülmemesinin nedeni, birbiriyle yatmanın insanlar arasında yarattığı yakınlıktır.

Atalarımız on binlerce yıl Pirahãlar gibi mutlu ve özgür yaşadılar.

Ardından yerleşik yaşam, tarım ve hayvancılık geldi ve onun ardından da o hayatı düzenlemeyi amaçlayan tek tanrılı dinler. Ve onların getirdiği insan doğasına aykırı cinsel yasaklar ve tabular ve bunların doğurduğu mutsuzluk, kişiler ve toplumlar arası şiddet, bağımlılıklar ve ruhsal sorunlar...

Kurtuluş olacak mı bunlardan? Yoksa şiddet ve mutsuzluk ebediyen insanların kaderi midir?


* Civilized to Death (Ölümüne Medenileşmiş)/ Christopher Ryan/ Türkçesi yok.

** Daniel Everett/ Don’t Sleep, There are Snakes (Uyuma, Yılan Var)/ Türkçesi Yok.

NOT: Yazılarıma 9 Ocak'a kadar ara vereceğim. Herkese erkenden "Yeni yılınız kutu olsun" diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor