25 Haziran 2021

SBK'ya hisseleri önce Kıraç satmış

Öyle görünüyor ki bu olayın tam olarak nasıl geliştiğini öğrenebilmek için Nahum kardeşlerin de artık konuşması gerekiyor

Sezgin Baran Korkmaz'a yönelik "alacak sildirme operasyonu" ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bu işteki rolü meselesi giderek karmaşık bir hal alıyor.

Hatırlarsınız, olayların başı Sezgin Baran Korkmaz'ın Jan ve Claude Nahum kardeşlere ait bir şirketi satın almasına dayanıyordu.

Bunca yıllık gazetecilik deneyimim bana öğretti ki aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak okuyucunun ilgisinin dağılmasına neden oluyor.

Oysa bu olay, tüm dikkatimizi üzerine yöneltmemizi gerektirecek kadar önemli.

Olayı tam olarak takip edememiş okuyucular, geçtiğimiz Salı ve Çarşamba günkü yazılarımı okuyabilirler.

Bu yazılardan da göreceğiniz gibi olayların tarihsel gelişimi, Korkmaz'ın Nahum kardeşlere ait bir şirketin hisselerini satın almasıyla başlıyor.

Ancak şimdi ortaya çıkıyor ki durum öyle değil.

İnan Kıraç ile Nahum kardeşlerin arası açılınca, Nahum kardeşler ile ortak olduğu şirketteki hisselerini Sezgin Baran Korkmaz'a satan ilk kişi İnan Kıraç!

Otomotiv yazarı Emre Özpeynirci, dün Bursa'da Bugün isimli bir internet sitesinde hepimizin dikkatinden kaçan bu ayrıntıyı anlattı.

Özpeynirci'nin yazısından aktarıyorum:

"İkili (Kıraç ve Jan Nahum) arasında yaşanan ve bitmesi mümkün olmayan bu büyük kavga sonrası yüzde 60'ı Nahum kardeşlere yüzde 40'ı ise İnan Kıraç'a ait tasarım şirketi Hexogon finansal zorluk içine girdi. Karsan'la iş yapamıyorlar, ödemeler aksıyordu.

İşte herkesin atladığı detay bu aşamada yaşandı. Ağustos 2019'da ilk olarak İnan Kıraç yüzde 40 hissesini 12.4 milyon TL'ye SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'a satarak Hexagon'dan çıktı. O tarihe kadar inanın ben ismini hiç duymamıştım.

Bu satışla ilgili gelişmeleri yazıp, sosyal medyada paylaştıktan hemen sonra Jan Nahum yanında Sezgin Baran Korkmaz'la birlikte beni arayarak kendi yüzde 19.72'lik hissesini de Korkmaz'a sattığını söyledi. Bu sayede ben de ilk kez Nahum'un telefonundan Sezgin Baran Korkmaz'la konuşmuş oldum. Yani Korkmaz ilk etapta Hexagon'un yüzde 60 hissesini  almış sonra Nahum Kardeşlere ait Hexagon Danışmanlık'ın yüzde 40'lık hissesini de aldığını açıklamıştı. Toplam ödediği bedelin de o zamanki nominal değerle 50 milyon TL olduğu açıklamıştı.

Bu satışın ardından Kıraç ve Nahum'un bir şirkette ortaklıkları bitmiş sıra Kıraça Holding ve Karsan'daki ortaklıklarına gelmişti.

İşte bu da Eylül 2020'de gerçekleşti. Sezgin Baran Korkmaz'ın, Nahum kardeşlerin Kıraça Holding'de yüzde 45 hisseye sahip oldukları Lüksemburg Merkezli Silcolux şirketini 82 milyon dolara aldığı açıklandı. Haberi de ilk olarak Reuters haber ajansı İngilizce olarak verdi. Bunun üzerine ben de hemen Sezgin Baran Korkmaz'a mesaj atarak, haberi teyit etmek istedim. Kendisi hemen cevap vererek konuyu doğruladı.

Bu satışla birlikte İnan Kıraç ve Nahum kardeşlerin ortaklıkları tamamen bitmiş oldu."

İnan Kıraç'ın, Sözcü'de Deniz Zeyrek'e yaptığı açıklamada bu konuya hiç değinilmemişti.

Kıraç, Sezgin Baran Korkmaz'ın 82 milyon dolar ödeyerek aldığı hisseleri 6 milyon dolara hukuki yollardan geri aldığını açıklamıştı.

Açıklamalardaki çelişkili noktalara Çarşamba günkü yazımda dikkatinizi çekmiştim.

Öyle görünüyor ki bu olayın tam olarak nasıl geliştiğini öğrenebilmek için Nahum kardeşlerin de artık konuşması gerekiyor.

* * *

Nesi "sözde"?

Sakarya'nın Akyazı ilçesinde faaliyet gösteren bir tarikatın şeyhi Eyüp Fatih Şağban, 12 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismar suçundan 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Savcı 18 yıldan 55 yıla kadar hapis cezası istemişti, yargıç bu kadarını uygun gördü.

Bizim infaz sistemimize göre bu bir ceza sayılmaz aslında ama adam sonuçta mahkum edilmiş oldu.

Bu haber dün sabah doğal olarak bütün medyanın gündemindeydi.

Dün dikkatle kontrol ettim, AKP medyasının istisnasız tümü, sözleşmişler gibi bu adam için "sözde şeyh" sıfatını kullanıyor.

Yeni Akit'ten tutun da Hürriyet'e kadar bütün AKP medyası!

Hatta "yandaş" olmayan bazı internet siteleri bile haberi verirken bu adamdan "sözde şeyh" şeklinde söz ediyor.

Niye?

Adam, "Uşşaki" adı verilen bir tarikatın şeyhi.

Buna inanan bir takım insanlar var.

Cinsel saldırıya uğrayan bu kız çocuğunun ana – babasının gözü erken açılmış ki polise gitmişler.

Kim bilir gizli kalmış daha neler yaşandı?

Sonuç olarak bir sapığın liderliğini yürüttüğü tarikat bu.

Tarikat üyeleri, onu kendilerince kutsal bir makama yerleştirmişler, ne derse yapıyorlar, ağzından çıkan en saçma sözde bile hikmet aranıyor.

Bu adamın şeyhliğinin nesi "sözde"?

Hayır, sözde filan değil, bu adam tarikatın öz be öz şeyhi!

Peki AKP medyası bunu niye "sözde" diye sunmaya gayret ediyor?

Nedeni basit: Böylece diğer tarikat şeyhlerini koruma altına almak istiyorlar.

Bu "sözde şeyh" değil "özde şeyh" olsaydı, sapık da olmazdı gibi bir bakış.

Bir kişinin özde mi sözde mi şeyh olduğuna kim karar veriyor?

Kuşkusuz ki o şeyhte keramet bulan inançlı insanlar bu kararı verip, onu önder belliyorlar ve inançlarını onun gösterdiği şekilde yaşamaya çalışıyorlar.

Onun için bu "sözde" mavalını bırakın.

Bu adam o tarikatın şeyhi, o kadar özde şeyhi ki küçük bir kıza cinsel istismarda bulunduğunda bile müritlerinin önemli bölümü adamın arkasında durmaya devam ediyor.

Bunun nesi "sözde"?

Yazarın Diğer Yazıları

Kontrolsüz göç politikasının sonucu

Esad’ı devireceğiz hesabıyla sayısını bilemediğimiz kadar çok cihatçı teröristi misafir ettik. Gündüz Suriye’ye gidip savaşan, akşam olduğunda Türkiye’deki evine dönüp, çorbasını içenleri bile gördük. Suriye sınırları içinde kalan cihatçı teröristleri de Ruslara ve Esad rejimine karşı biz koruyoruz

Hata mı, "bahis çetesi baskısı" mı?

Türkiye'de hakem hatalarından çok konuşuyoruz da bu hataların kimin işine yaradığı kimsenin dikkatini çekmiyor

Zana, Erdoğan'ı heyecanlandırmış görünüyor

Nasıl ki CHP adaylarına oy veren Kürtler CHP uşağı olmadılarsa, aynı şekilde Kürt partileri barajı geçsin, TBMM'de temsil imkanını kaybetmesin diye Hadep'e, HDP'ye oy verenler de bu partilerin uşağı değillerdi