03 Ağustos 2021

Rejim çöktü, bakanlar sapır sapır dökülüyor!

Tek adam her şeye yetişemediği için ülke yönetilemez hale geldi. Bakanlar yetkisizlikten mi, iş bilmemekten mi, Saray’ın onayını almadan adım atamamalarından mı bilemiyorum.

Manavgat’tan Bodrum’a uzanan yangın 2017 yılında kurdukları yeni rejimi/sistemi sorgulattı.

Sizce, iyi mi yönetiliyoruz kötü mü?

Diyeceksiniz ki yönetilmiyoruz.

Evet maalesef öyle, tek adam her şeye yetişemediği için ülke yönetilemez hale geldi. Bakanlar yetkisizlikten mi, iş bilmemekten mi, Saray’ın onayını almadan adım atamamalarından mı bilemiyorum.

Bildiğim gördüğüm şu:

Bakanlar sapır sapır dökülüyor.

Hangisinden başlayayım. Yangın sebebiyle hadi gelin Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’den başlayalım.

Tarımı bitirdiği yetmiyormuş gibi ormanları da bitirdi. Nasıl mı?

Kendi mi karar verdi, birileri emir mi verdi bilemem ama yangınla mücadelenin en önemli kurumu olan THK’yi tarihe gömmek için bir sürü fırıldak çevirdi.

THK uçaklarının su kapasitesi 4 bin 900 tonmuş, ihaleyi 5 bin tondan açtı, THK saf dışı kaldı.

Ya bir ülke…

Bir bakan…

Ülkenin en eski kurumunu devre dışı bırakmak için katakulli yapar mı?

Orman Bakanı yaptı.

Yabancılardan uçak kiralayacaktı döviz olmadığı için onu da yapamadı. Ülke cascavlak ortada kaldı. 

Manavgat’ın, Marmaris’in, Bodrum’un doğu kısmının küle dönmesinin sebebi budur. Yeteri kadar uçağımız olsa, çok değil Yunanistan’da olduğu kadar olsa kül olmazdık!

Bakan hala koltuğunda oturuyor. Teflon tava politikasıyla belediyeleri suçluyor.  Tunceli’de Belediye Başkanı polisler tarafından yangın alanına bile sokulmadı. Gerisini düşünün.

Bakan Pakdemirli hangi alemde yaşıyor!

Belediye Başkanı’nı yangın bölgesine sokmayan, girmesini sakıncalı bulan polis şefleri kimden talimat aldı?

Vali’den mi, İçişleri Bakanı’ndan mı?

İçleri Bakanı değince o da tel tel dökülen bakanlardan. Bırakın izlediği göçmen politikasının iflas etmesini. Sınıra Suriyeli yığıp Avrupa’yı tehdit edeceğim derken eline yüzüne bulaştırmasını. Sedat Peker’in iddiaları bile istifa etmesine yeter.

Ama iddia sahibi mafya lideri.

Kim olursa olsun söylediğine bakın. Birine İçişleri Bakanı toplumu tatmin edici yanıt verdi mi? Sedat Peker’in iddialarını muhalefet dillendirince yalan diye bağırdı mı?

Hayır.

O da koltuğuna zamkla yapışanlardan…

Koltuğuna zamkla yapışan bir başka kişi de Ticaret Bakanı Ruhsar hanımdı. Veya yapıştığını zannediyordu. Kendi şirketinden idare ettiği bakanlara piyasanın çok üstünde fiyatla dezenfektan alınca Saray koltuğundan kazımak zorunda kaldı.   

Turizm Bakanı da öyle… Bir tanıtım filmi hazırladı, ‘aşılıyız abi, emrinizdeyiz abi, yeter ki gelin abi’ kıvamındaydı.

Türkiye utandı. Bakan utanmadı.

Orman alanlarında yapılaşma yetkisini de kapınca artık kımıldamaz. Eleştiriler karşısında Bakan Ersoy demiş ki; eskiden de bu yetkiler vardı, üç bakanlıktaydı şimdi tek bakanlığa verildi.

İyi de mesele bu zaten.

Eskiden ortak akıl devredeydi şimdi tek akılla iş görülmeye çalışılıyor.

Savunma Bakanımız Kabil’e asker gönderme derdinde. Libya’dan çırak çıktı, İdlib’te cihatçıları koruma görevi üslerine kaldı, hala başka maceraların peşinde..

Kendine özel askeri elbise benzeri üniforma yaptırmış havalı havalı dolaşıp duruyor. Ülkenin milyar dolarları boşa gidiyor.

Milyar dolar değince aklıma eski Maliye Bakanı Albayrak geldi. Bir inat uğruna memleketin 125 milyar dolarını harcadı. Merkez Bankası’nın rezervlerini eksiye düşürdü. Sonra da ‘Allah sonumuzu hayır eylesin’ diyerek kayıplara karıştı.

Allah da bize ‘kulanın diye size beyin verdim, ağlamayın’ dedi.

Bir de Milli Eğitim Bakanı var. Bugünü kadar eğitimin içine giremedi. Dediklerine göre tarikatlar sokmuyormuş.

En basitti… Eğitim Bakanı’na okullar ne zaman açılacak, yüz yüze eğitim başlayacak mı diye sorun, yanıt veremez!

Sağlık Bakanı’mız ise bir başka alem. Maça iyi başladı, sonra Saray’dan aldığı talimatlarla olsa gerek halktan verileri gizledi. Salgın almış başını gitmiş bu hayat normalmiş gibi davrandı.

Hep söylüyorum, yazıyorum insanlık suçu işledi.

Çin’e umut bağladı, çuvalladı. Biontech’in Türk sahipleri devreye girince durumu kurtardı. Yandı külüm keten helva halindeydik. Şimdi de Biontech aşı da bitti galiba.  Bakan aksaklık falan diyerek geçiştirmeye çalışıyor. Günü gelip İkinci doz Biontech aşısı olmaya gidenlere hastaneler ‘kusura bakmayın aşı gelmedi, bakanlık yollamadı’ diyor.  

Bakanların, bakanlıkların hali bu…

Aslında bakanların sapır sapır dökülmesinin tek nedeni var; rejim çöktü.

İflah olmaz!    

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.