28 Mayıs 2020

Bahçeli baltayı taşa vurdu!

Bildiğim şu; iktidar cephesinde kavga büyük. Otoyolların, köprülerin, tünellerin, havaalanlarının, hastanelerin neden bu kadar yüksek kullanım garantisiyle ihale edildiğini açıklamaları bile ülkeyi sarsar veya sarsmaya yeter

MHP lideri, Cumhurbaşkanı'na siper olmak adına AKP içinden doğan iki partiyi, o partilerin genel başkanlarını ağır dille suçladı.

Hem alay etti, hem itham etti.

İyi Parti dahil, yeni kurulan Gelecek ve DEVA Partisi'ni FETÖ ile ilişkilendirerek "Yoksa bu kadar tesadüf etmez. 'İyi' olacak, 'gelecek' olacak, 'deva' olacak. FETÖ projesidir, Pensilvanya kaynaklıdır" sözleri çiçeği burnunda iki genel başkanı tahrik etti. Harekete geçirdi. Hücum ettirdi.

Bahçeli baltayı taşa vurdu demem bundan.

İki yeni partinin genel başkanı dışarıdan isimler değil. AKP iktidarının ciğerini biliyor. Devletin girdisini çıktısı ellerinde, arşivlerinde. Çünkü, AKP'nin kuruluş gününden beri varlar.

Sakladıkları dosyalar hacimlidir, tuttukları notlar kalındır.

MHP liderinin onları hiç hak etmedikleri şekilde yaftalaması, onlara da söylemlerini yüksek sesle ifade etme, tartışma, gündeme taşıma özgürlüğü getirdi.

Eski defterleri açmalarını gerekli kıldı.

Tayyip Erdoğan'ın hiç istemediği bir durumun, tartışmanın, kapışmanın kapısını araladı.

Biri eski başbakan.

Diğeri çok ama çok uzun yıllar ekonominin iplerini elinde tutuna bakan.

Bahçeli resmen arı kovanına çomak soktu. Bilmeyerek, istemeyerek "Pandora'nın kutusunu açın" dedi. Davutoğlu'nun söylemine dikkatinizi çekerim. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı konuşmaya/açıklamaya davet ediyor. Cumhurbaşkanı'nı sessiz kalmakla suçluyor.

Anlaşılan o ki; Cumhurbaşkanı her gün CHP'yi hedef alsa da, dikkatleri CHP'nin üzerine çevirse de, CHP'yi kriminalize etmeye çalışsa da, şeytanlaştırmayı denese de, marjinal parti imajı yaratmaya kalksa da, düşman muamelesi yapsa da, artık en güçlü rakibi yeni partiler.

18 yıllık iktidarın tomografisi ellerinde.

MHP lideri bilerek bilmeyerek, onları ringe çekti.

Hadi dövüşelim dedi.

Erdoğan, Bahçeli'ye üstlerine gitme der mi, bizi içimizden vuracak bilgilere sahipler diye uyarır mı; bilemem?

Ama bildiğim şu; iktidar cephesinde kavga büyük. Otoyolların, köprülerin, tünellerin, havaalanlarının, hastanelerin neden bu kadar yüksek kullanım garantisiyle ihale edildiğini açıklamaları bile ülkeyi sarsar veya sarsmaya yeter.

Kimlere nasıl avanta sağlandı?

İsraf nedeniyle çökmüş halde değil miyiz?

Evet. O halde Davutoğlu ve Babacan israf kalemlerini açıklasa yeter.

Son örnek. Şimdiler de Demokrasi Adası dedikleri beton yığınına dönüşen Yassıada'da 1200 kişiye hizmet verece cami yaptılar.

Utanmayın, sıkılamayın, korkmayın Allah için söyleyin o camiye 1200 kişi gider mi? Bırakın 1200, 500 kişi gider mi, geçtim 500'ü, 120 kişi bir arada öğle namazı kılar mı?

Hayır mı?

O halde bu israfı neden yapıyorlar?

Bir: Büyük binalar yapmanın büyük devlet görüntüsü verdiklerine inandıkları için.

İki: Büyük camii yaparak sevaba girdikleri, cennette mekan alacakları düşündükleri için.

Başka anlamı yok.

Yazarın Diğer Yazıları

Atatürk’ü camiden silme projesi ve veda…

İmamlara Atatürk’ün adını anmama yasağı koyan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’di. Yerine gelen Ali Erbaş daha katı daha sert bir üslupla devam ettirdi. Atatürk’e ima yoluyla hakaret edilmesine bile izin verdi.

‘Menfaatimiz’ yeni mi aklınıza geldi?

Menfaatlerimiz için herkesle görüşmeliyiz yaklaşımını destekliyorum ama! Sormadan da edemeyeceğim. Esad ile neden görüşmüyorsunuz?

Bizleri Şi Cinping kurtardı, kendisine minnettarız!

Yurt dışına gitmek isteyen iki Sinovac bir doz BioNTech olmuşsa bile bir doz daha BioNTech olmaz zorunda! Bu duruma bakınca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping iyi ki Sinovac aşılarının zamanında ülkemize gelmesini engellemiş diyorum.