29 Aralık 2019

Hiçbir şey artık bildiğimiz gibi değil

2010'ların, dünyanın beklenenden hızlı ve farklı bir dönüşüm geçirdiği son 10 senenin özeti tek kelime ile hashtag. Ya da bu 10 seneye uygun şekilde söylemek gerekirse: #

Aşklar, öfkeler, yalnızlıklar, kızgınlıklar, dualar, kutlamalar, sevgiler, gülmeler, terapiler, doğa sevgisi, spor, hatta bilgi bile 'hashtag'lere bağlandı. Aktivizm 'hashtag' üzerinden yapılır oldu, politika tweetlerle çalkalandı, oylarla sağ kazanırken dijitalde solculuk yükseldi, sosyal medyada var olmayanın reel dünyada varlığı sorgulanır oldu. Kavramlar birbirine girdi, daha evvel aklımıza hiç gelmeyecek alışkanlıklarımız oldu.

Ne Internet artık 10 sene önceki Internet ne de biz aynıyız. O zamanlardan bu yana hala geçerliliğini koruyan az şeyden biri galiba klişe "değişmeyen tek şey değişim"dir önermesi. Ve 2020'de sadece bu değişimin başında olduğumuz düşüncesi hem çok korkutucu hem de çok heyecan verici!


Grafik: Heja Bozyel

Gelen geçmişi aratmıyor

Müzik: Gangnam Style ile başlayan 2010'lar, Billie Eillish ile bambaşka bir noktaya vardı. Yerli müzikte Tarkan'dan Ezhel'e, Zeynep Bastık'a giden yolda sosyal medyayı iyi kullanan kazanırken diğerleri demode ve klasik kaldı. Müzik dinlemek için artık fiziksel bir araca, kasete, CD'ye, USB'ye ihtiyacımız yok. "Streaming" müzik için de geçerli bir alan haline geldi. Öte yandan radyo 2010'ların sonunda yeniden popüler bir mecra oldu. Artık tek bir şarkı için CD'ye para ödemek yerine aylık aboneliklerle dünyanın tüm şarkıları bizim. Müzisyenlerin başarısı da artık sosyal medyada belirleniyor. Instagram'da takipçi sayısıyla olmasa da Youtube'da izlenme oranları, Spotify'da dinlenme sayıları kriter.

Karakter: 140 karaktere sığdırmaya çalıştığımız düşüncelerimizi artık kelimelerden çok fotoğraflar ve videolarla, giflerle, emojilerle, stickerlarla anlatır olduk. Emojiler, GIFler, kısa videolar, fotoğraflar (amatör fotoğrafçılar), selfieler baş parmağımızın uzantısı, hayatımızın temel taşı oldu. "Karakter" kavramı da önce SMS'lerde, tweetlerdeki harf/rakam/boşluk sayısıyken şimdi dizilerdeki rolleri akla getiriyor. 

Diziler: "Cnbc-e dizilerini izliyorum", "Dizi değil belgesel izliyorum" coolluğu yerini "binge watching"e "Netflix & Chill"e bıraktı. Dizi izlememek değil, aksine dizileri kaçırmamak, iyi dizileri ilk bulan olmak, dizilerle ilgili yorum yapabilmek, dizilerle ilgili CAPS'leri, meme'leri bilmek cool oldu. Hollywood'un en saygın isimleri dizilere transfer oldu. Sonra da televizyonun yerini dijital platformlarda "streaming" aldı. 

Yoda: Star Wars bir nostaljiyken yeniden yükseldi fakat çok çeşitliliğe, kadın gücüne, yeni droidlere kapı açtı ama kült karakterlerle vedalaşmak içimizi burktu. Yoda'nın bile olmadığı Star Wars filmlerini izleyip, diziler sayesinde bebek Yoda ile tanıştık, çok sevdik "meme"lerini paylaşmaya doyamadık.

Meme: Streaming, binge watching, CAPS, Milkshake Duck gibi Türkçeleştiremediğimiz kelimelerden biri "meme". Yazılışının Türkçe'deki anlamını unutun. "Miim" olarak okunan bu kelime, Internet'te hızlıca yayılan komik, sarkastik kısa yazılar, fotoğraflar, çizimler demek. 

Akıllı: Akıllı telefonlarla samimiyetimizin başladığı 2010'ların başından akıllı hoparlörlere, akıllı saatlere, akıllı araçlara geldik. Google Asistan, Amazon Echo henüz Türkiye'de batıdaki kadar çok kullanılmasa da en büyük yardımcılardan oldu. 

Etkileyenler: 2010'ların başında bloggerlar, Vine fenomenleri, Twitter fenomenleri gibi kavramlar varken artık hepsine "etkileyenler" yani "influencer" denmeye başlandı. Influencer olma uğruna takipçi sayımıza, likelarımıza, RT'lenen tweetlerimize varlığımızı emanet ettik. 2019 biterken reklam ve sosyal medya trendlerine bakınca artık takipçi ve like sayıları değil; samimiyet ve etkileşim oranlarının konuşulduğunu gördük. Bu nedenle 2010'lar kapanırken "mikro influencerların" yani 10 bin-50 bin arası takipçisi olan kişilerin devri başladı. 

Ürün: Ürün olarak görülen sosyal medya araçları yada yapılan işleri ortaya çıkartılanlar ürün olmaktan çıktı, her birimiz birer ürün olduk. Fotoğrafçılar fotoğraflarından, yazarlar kitaplarından, şefler yemeklerinden, sporcular yeteneklerinden hatta doktorlar uzmanlıklarından daha bilinir oldu. 

Spor: Yogayla, pilatesle başlayan daha sağlıklı olma trendleri, tahtlarını koşuyla paylaşmaya başladı. 

Paylaşmak: Ekmeği paylaşmak, hayatı paylaşmak, oyuncakları paylaşmaktan "fotoğraf paylaşma"ya evrildi bu kelime. Sosyal medyada paylaşım, hayatının her anını, her lokmanı, her güzel, özendirici anı anlatmak, fotoğraflamak, videosunu çekmek demek artık paylaşmak. Haliyle bu kadar "paylaşım" yükselişine karşı akımlar da oluştu. Paylaşmak yeniden gerçek anlamını bulmaya başladı fakat bunun da sosyal medyada yapılması kavramları iyice karıştırdı! 

Köntür/kontör: 2010'ların başında kontör özellikle telefonlarda tüketim birimiydi. Halkın dili dönmeyince "kontür" olarak evrilen kelimenin artık asıl anlamı bir makyaj hilesi oldu. Kim Kardashian sayesinde yayılan kontür makyajı sayesinde artık gördüklerimize pek inanamaz olduk. Çünkü makyaj öncesi/sonrası videolarını izleyince "çirkin kadın yoktur az makyaj vardır" demek zorunda kaldık. Öte yandan "çirkin/güzel" kavramları da alabildiğine değişti. Doğallık akımı moda dergilerini bile sararken, reklamlara bile ulaşırken dünyada daha önce hiç görülmediği kadar yüksek bir makyaj malzemesi tüketimi, yeni makyaj markalarının doğuşu aldı başını gitti. 

Filtre: Su filtresi, benzin filtresi gibi bir filtre mi bu? Artık değil. Filtre denince aklımıza binbir çeşit renkle değişen fotoğraflar, binlerce aplikasyon, kremsiz, bıçaksız güzelleşme, gençleşme ya da yaşlanma geliyor. Filtre hala daha bir süzgeç anlamına geliyorsa o belki de dünyanın gerçekliğine uygulanan sosyal medya süzgecidir. 

Sağlık: Aplikasyonlarla nabzınızı ölçebilir, günlük hareket, su içme, uyuma oranlarınızı kaydedebilir ve Doktor Google'a derdinizi sorabilirsiniz artık (Bunun doğru sonuçları olmadığı konusunda da uyarmalıyız). 2010'ların başında bunlar çok daha basit seviyelerdeydi. Fiziksel sağlık kadar mental ve ruhsal sağlığın önemi de daha çok konuşulur oldu sosyal medya sayesinde. "Inner child healing" (İçindeki çocuğu iyileştirme), travma tedavisi, aile bağları tedavileri, ilişkilerdeki sorunları belirleme ve çözme, ne istediğini bilme ve kendini olduğun gibi kabul etme, özşefkat, özfarkındalık, mindfullness, meditasyon gibi kavramlar sağlığın temeli gibi algılanmaya başlandı. Doktorlar, psikologlar, diş hekimleri Instagram'da yüz binlerce takipçili ünlülere dönüştü. 10 sene önce hastasıyla sürekli pozlar veren, özel hayatının fotoğraflarını sürekli paylaşan bir doktorun tıbbi etiği tartışılırdı. Oysa şimdi sosyal medyada yeterince takipçisi olup olmaması kimileri için bir kriter. (Şahsen sosyal medyada olmayan ya da az olan uzmanları tercih ediyorum) Hiçbir yerde yoksa bile Google Maps'te olmalı, yorumları ve yıldızları da bol olmalı. Doktorların sosyal medyada olmasının en iyi yanı hastaların deneyimlerini paylaşabilmeleri oldu belki de.

Ulaşılabilirlik: Ünlü demek 10 yıl öncesine kadar bambaşka bir gezegende yaşarmışçasına uzak, farklı demekti. Şimdi ise saygı çerçevesi dışına çıkabilecek kadar ulaşılabilir görünüyor ünlüler. Çünkü sosyal medyanın en önemli farkı sosyal sınıfları görünmez hale getirmesi. Bir ünlü ile aynı mekana gidemeyen genç, o ünlü ile aynı platformu paylaşıyor, aynı filtreleri kullanıyor, aynı esprileri yapıyor. Bu da herkesi artık aynı mahalleli yapıyor. 

İklim: 4 mevsim, kurak iklim, Akdeniz iklimi gibi "Hayat Bilgisi" bilgilerini unutuyoruz. 10 yıl boyunca dünyada sıcaklık arttıkça arttı. Mevsimler kayıyor, buzullar eriyor ve buna dur demek de 2010'larda doğanlara düştü. Greta Thunberg ve başlattığı hareket sayesinde bu dünyada bizden sonra neler olacağını da #climatechange #globalwarming #climatestrike 'hashtag'leri ile önemsemeye başladık. 

Aşk: Belki de değişmeyen tek şey aşk. Hala aynı heyecan, aynı acı. Öyle mi gerçekten? Mavi tıklarla, görüldü yazan mesajlarla, sağa kaydırılarak bulunan partnerlerle 10 yıl öncesi ile aynı olabilir mi aşk? Hem evet hem hayır… En büyük fark aşkı bulmakta değil aslında. Çünkü ister Tinder'da ister Bumble'da ister barda ister akraba ortamında tanışın sonuç olarak biriyle tanışma amacınız varsa ya da "kısmetse" (!) zaten tanışacaksınız. En büyük fark ayrılıkta. Artık ne hırsla "çaaat" diye kapatılabilen telefonlar var ne yakılan fotoğraflar. Sosyal medyada biten bir ilişkiyi silmek de inanın fotoğrafları yakmaktan, mektupları geri vermekten daha zor. Bir de işin ortak kullanılan Netflix, Amazon, Spotify hesapları var… Birlikte izlenilen dizilerin yeni sezonları, birlikte oynadığınız oyunun devamı, onunla güldüğünüz capslerin daha fazlası var… Facebook'un anımsatıcıları, Google Photos'un sonsuz hafızası, Instagram'ın yorumları var… Hepsinden kurtuldunuz diyelim, gerçekten sevdiğiniz bir insanın sizin yüzünüze yerleşen mimiklerini, hayatınıza kattığı yeni bilgileri, alışkanlıkları, dünyaya onun gözüyle bakma ihtiyacını nasıl sileceksiniz? İşte hem gerçek hayatta hem de sosyal medyada hala ortak olan çözümsüzlüklerden biri bu. 2030'da belki bunu da çözecek bir aplikasyon kullanıyor oluruz, ömür yeterse.

İyi ve kötü: 90'larda ve öncesinde normal olan her şeyi sorgulamaya başladık. İyi bildiklerimiz kötü oldu, kötü karakterlerle empati kuruldu. Çocukluğumuzun en sevimli babası Bill Cosby'nin taciz hikayeleriyle çocukluğumuzun kahkahaları lekelendi, yetmedi, Michael Jackson'a dair taciz suçlamaları tokat gibi çarptı. Zaten bilginin kolay erişilebilir olması sayesinde artık çok fazla saklı kirli çamaşır kalmadı. Hatta başta İnternet'te sevilip sonra ırkçı/rüşvetçi/seksist/faşist tarzı yaptıkları, söyledikleri ortaya çıkan kişilere "Milkshake Duck" adı konuldu. 

Şimdi geriye söyleyecek tek bir şey kaldı: #MutluSeneler !

NOT: Yazının içinde gördüğünüz, 10 senenin en öne çıkan 'hashtag'lerinden oluşturduğum grafikte yer alan ''hashtag''ler şöyle: 

#arapbaharı #babyyoda #activism #'hashtag' #TT #DirenGezi #OsmanKavala #changeorg #RT #IG #airbnb #yemeksepeti #politika #diversity #gif #sticker #okkibsbye #anlayamazsınız #spotify #applemusic #iPhone #Huawei #TikTok #Youtube #MerhabaArkadaşlar #KanalımaHoşgeldiniz #fenomen #influencer #followafollow #babaoluyorum #yoga #yogagirl #oyver #OyveÖtesi #twitch #bodypositive #selflove #healing #tweet #Twitter #adasfajgasjgfjagf #mood #gretathunberg #meme #onedio #aleynatilki #zeynepbastık #FreeEzhel #metoo #streaming #NetflixandChill #vagina #regl #feminizm #LGBTQ #story #IRL #kindness #Trump #FreeOsmanKavala #SelahattinDemirtaş #GazetecilereÖzgürlük #GazetecilkSuçDeğildir #icebucketchallenge #twerk #fışkiye #kontüryapmak #Kardashianlar #makyaj #nofilter #nomad #blogger #travelgram #sustainability #eco #concious #makeuptutorial #TVshows #streaming #ifbritneysurvived2007 #Iloveyoulikekanyeloveskanye #dijital #liste #sosyalmedya #Facebook #selfie #sexting #Wikipedia #Snap #Troll #Duyarkasmak #emoji #bitcoin #akıllıcihaz #detox #inziva #sibergüvenlik #photobomb #VSCO #takip #SEO #GoogleMaps #Pinterest #AffiliateMarketing #Tıklanma #BirTıkdaha #Feed #Mention #DM #Messenger #Whatsapp #MaviTık #Filtre #EmekBizim #TagsforLikes #NerdesinAşkım #Kudos #SausageLegs #satınalmasahiplen #birkapsubirkapmama #PrayFor #Takipçi #porn #reklamıgeç #binging #yenimedya #block #fuckboy #şifre #mobil #mobilbankacılık #bildirimler #Google #caps #lol #favlamak #stalk #content #blog #optimizasyon #tinder #sağakaydırmak #paylaşım #foodie #gurme #seyahat #etkileşim #9Gag #VedatMilor #avatar #farkındalıkyaratmak #proje #sosyalmedyakampanyası #clickbait #crowdsourcing #deepinternet #feed #fomo #sosyalmedyayönetimi #platform #UCG #viral #agile #health #koşu #Nike #local #hipster #Youtuber #thedress #şükür #HeForShe #tbt #positive #canteven #Angara #qeyif #ozamandans #facepalm #şifa #niyet #bro #whatthefluffchallenge #InstagramHusband #vine #instamum #senbihterziyagilsinaptallıketme #GoT #botox #bodyshaming #benimbedenimbenimkararım #BurakAltındağ #hygge #memoji #aabenmişim #catsofInstagram #quokka #fakenews #profil #link #sayfayıkaydır #ogemibirgüngelecek #merkür #AR #VR #Sanalgerçeklik #retrogade #grlpwr #sisterhood #herşeygüzelolacak #budahabaşlangıçmücadeleyedevam #travelgram #dogstragram #wunderlust #fremdschaemen

Yazarın Diğer Yazıları

"Dengeler: Biri Olmak" dizisinin başrolü Cihangir Ceyhan: Ferit kader kurbanı mı değil mi?

Teşekkür edip karavandan ayrılırken emin olduğum bir şey vardı; Ferit karakterini Cihangir Ceyhan'dan daha iyi canlandırabilecek bir isim düşünülemezdi

Türkiye için yeniden umutlanma vakti

İstatistiklere göre 2019’da büyükşehir belediye başkanlıkları için toplam 33 kadın aday yarışırken, 2024’te 94 kadın aday var listelerde. Belediye Başkanlığı kadın adayları ise 634’ten bin 624’e çıkmış. Net veriler yok ama 40 yaş altı aday oranında gözle görülür bir artış var. Şimdi bu ülke için yeniden umutlanma vakti değildir de nedir?

'3 Cisim Problemi'nin yıldızları T24'e konuştu: Uzaylılara inanıyorum, şu anda İngiltere'de hükümetteler!

Kabul edin, bu hafta gerçeklerden biraz uzaklaşmaya en çok ihtiyacımız olan haftalardan biri. Pazar akşamı açıklanacak sonuçların anksiyetesi arşa çıkmışken bizi yine sinema ve dizi dünyasına kaçış kurtarıyor. Neyse ki tam da bu duruma uygun olan 3 Body Problem (3 Cisim Problemi) Netflix'te gösterime girdi ve kafamızı kurcalamak için mükemmel bir senaryo sundu. Bu vesile ile dizinin oyuncuları ile sohbet ettik