07 Ağustos 2019

İnsanı insan yapan değerler çiğnenirken Kaz Dağları...

Doğa katliamı derken bir darbe de internette özgürlüğe geliyor

Sabah sessizliği...
İki yanımda masmavi bir deniz, yemyeşil bir dağ.
Sabah vakti kendi kabuğuma çekilmiş yapayalnızlığın ayrıcalığını yaşıyorum.
Usul usul esen rüzgarla dağdan gelen kekik ve adaçayı kokularıyla bir yaşama sevinci uyanıyor içimde...
Yaşamak güzel şey!
Dağın eteklerinde taş bir ev.
İnsana huzur veren zeytin ağaçları hafif hafif dalgalanıyor.
Begonvillerin güzelliği.
Nar, incir, limon, portakal ağaçları.
Zakkum ve japon gülleri.
Sabah sessizliğini tek tük horoz sesleri deliyor.
Otlayan iki inekle onların peşinde yerden gübre toplayan şalvarlı bir teyze...
Ayşe'yle, Elif'le, Defne'yle ailecek geçirdiğimiz güzel bir tatilin son günü...
İnternetten Kaz Dağları'nı okuyorum.
Kaz Dağları Andı hoşuma gidiyor.
Andı, Kaz Dağları Katliamı'na bin kere hayır başlığıyla tweet'liyorum.

Ağaçların ayakları yok kaçmaya…
Elleri yok dövüşmeye…
Dilleri yok sövmeye…
O halde…
Kaz Dağlarımızı biz savunacağız biz…
Bu dağlarda durursa kalbim bir gün…
Düştüğüm yere gömün…
Yüreğim dağ çiçeklerindedir...

Kaz Dağları artık eylem alanı.
Eylemin adı, Su ve Vicdan Nöbeti.
Pazartesi günü onbinler talana, katliama hayır diyerek Kaz Dağları'na aktı.
Cennetin etekleri, doğa katliamına hayır, doğa talanına geçit yok sloganlarıyla çınladı.
Eyleme sendikalı işçiler de katıldı.
Şantiyedeki altın madeni arama çalışmaları durduruldu, Tarım Orman-İş Sendikası açıklama yaptı:

Bu alanda usulsüz olarak  ormanlık alan tahrip edildi.
200 bin ağaç katledildi.
Dolayısıyla biz bugün bu sahayı kilitliyoruz.
Böyle bir hakkımız var.
Anayasal hakkımızı kullanıyoruz.
Ayrıca usülsüz bir şekilde doğayı katleden şirket hakkında 6831 Orman Kanunu’nun ilgili  maddeleri gereği suç zaptı düzenleyip Cumhuriyet Savcılığı'na vereceğiz.

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ın sesi de yükseliyor:

Bu Kaz Dağları’nı kurtarma eylemidir.
Kaz Dağları dünyanın ikinci oksijen üreten dağıdır.
Mitolojik bir tarihe sahiptir.
Bu dağ altıncılar tarafından talan edilmektedir.
Herkesi bu mücadelemizde yanımızda görmek istiyoruz.
Hepinizi Kirazlı-Balaban tepeye bekliyoruz.
Bizim tepkimiz çevre için.
Bizim tepkimiz canlılar için.
Bizim tepkimiz oksijen ve ekosistem için.
Siyasi bir mücadele değil bu, tamamen doğa için bir mücadele...

Bir başka güzel haber:
Fazıl Say, Su ve Vicdan Nöbeti eylemine katılıyor, Kaz Dağları'nda dayanışma konseri verecek.
Moğollar da geliyor Kaz Dağları'ndaki Vicdan Nöbeti'nde çalmak için...
Başımı kaldırıp masmavi uzanan denize, önümde yükselen yemyeşil dağa bir defa daha bakıyorum.
Cennette gibiyim.
Elbette aklımdan çıkmıyor.
Şimdi böyle bir cennet parçası, Kaz Dağları'nda paramparça ediliyor. 
Ne kadar hazin.
Doğaya, insana bu kadar duyarsız bir düzene isyan ediyorum.

Yazımı noktalarken T24'ten bir haber düşüyor:

Jandarma istedi, mahkeme, Bianet'in de aralarında olduğu 136 internet sitesi ve sosyal medya hesabına erişim engeli getirdi.
Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararında, aralarında Facebook, Instagram hesaplarının da bulunduğu toplam 136 internet adresi ve 15 internet sitesinin adı geçiyor.
Adı geçen internet siteleri: Bianet, Etha, Halkın Sesi TV, Özgür Gelecek, osp.org, geziyisavunuyoruz.org, Gazete Fersude, Yeni Demokratik Gençlik, Umut Gazetesi, Kızıl Bayrak, Marksist Teori, Direnişteyiz, Mücadele Birliği. Antakya Sokak.
Mahkeme kararıyla engellenen adresler arasında HDP milletvekili Oya Ersoy'un Twitter hesabı da var.

Bir tweet daha atıyorum, özgürlük ve hukuka bir darbe daha diyerek...
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu'nun tepkisini okuyorum:

Ankara 3. Sulh Ceza  Hakimliği’nin milli güvenlik iddiasıyla @bianet_org haber sitesinin erişime kapatılmasına dair aldığı karar, özgür haberciliği hedef alan son derece keyfi ve tehlikelidir.

Gerçekten akıl alır gibi değil.
Ne doğaya saygı, ne hukuka saygı, ne de özgürlüğe saygı var.
İnsanı insan yapan tüm değerlerin çiğnendiği bir memlekette yaşamak ne kadar acı.
Ama her şeye rağmen haksızlıklara, adaletsizliklere karşı isyan bayrağını elimizden yere düşürmeyeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları

Ermeni kardeşlerimin 24 Nisan soykırım acısını, Hrant Dink'in "23,5 Nisan" yazısıyla paylaşıyorum

"Kim nasıl anlayabilir bunu bilemiyorum ama hem Ermeni olmak, hem Türkiyeli; hem 23 Nisan'ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle..."

Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?

İsrail, İran ve Filistin'de iktidarlar değişmedikçe, Batı'nın İsrail'e kayıtsız şartsız desteği son bulmadıkça, Hamas şiddet ve terörden vazgeçmedikçe Ortadoğu'da barış kapısı açılmaz!

Paris'ten, yaşlı hatıralarla...

Yürüyorum Paris sokaklarında, yoksa gençliğimi mi arıyorum?..