30 Ağustos 2020

Şampuanı bıraktım

"Karbonatla saçımı yıkama kararım plastik tüketimini de etkileyecek. Daha az ambalaj atığı olacak"

Vücuduma giren kimyasal maddelerle ilgili ilk sahici üzüntümü bundan beş sene önce yaşamış olmalıyım.

“Yiyemediğin şeyi vücuduna sürme” demişlerdi.

Düşünmeden löp löp süründüğümüz ve derimizin altından içeri sızan kimyasal maddeler zaman içinde bizi hasta ediyordu.

Ve şimdi o duygular beni yine ziyaret etti.

Araştırmalarım sonucunda şampuan yerine karbonat ve saç kremi yerine de elma sirkesi kullanmakta sakınca görmüyorum artık.

Şampuandan karbonata geçiş sürecinde saçlarımız adaptasyon sağlamak için (belki daha çok) yağlanıyor.

Korona günlerinde evde olduğumuz için bu yağlı aşamayı kimse görmeden atlattım. Gerçi, başkalarının görmesi niye kendimi kanser etmekten daha önemli oluyor?

Zaten yıllarca terbiye edildiğimiz hâl şudur ki şampuan kullandıkça saçın yağlanma süresi kısalıyor.

Böylece her gün hatta sabah-akşam şampuan kullanmak durumunda kalıyoruz.

Halbuki vücudun yapısı kendi kendini temizleyecek donanıma sahip. Ve onu kimyasallara alıştırmadığınızda o kendi döngüsünde, günümüzün havası-suyuyla 4-5 gün sonra temizlenmeye ihtiyaç duyuyor.

Fakat bu, firmaların işine gelmez; çünkü o zaman size sürekli ürün satamazlar.

Bu işin beni en çok heyecanlandıran kısmı aklım fikrim olduğunu hissetmek ve kendi kararlarımı uyuşturulmadan verebilmek.

Bu arada karbonatın janjanlı ambalajı yok. İstanbul’da kilosu 20 TL iken Eskişehir’de 5 TL.

Geçen gün senede bir kere uğradığım kuaföre gittim. Görevli kişi beni ağırladı. Saçımı yıkamak istedi.

“Ben evde yıkadım. Şampuan, krem ve o fıs fısların içindeki maddeleri kullanmıyorum. Bu şartlar altında saçımı kesebilir misiniz” dedim.

“Niçin böyle bir şey yaptınız” dedi, göz bebeklerini sağa sola oynatarak.

“Zararlıymış” dedim.

Kuaförler konuşkan olur. Benimle pek konuşmadılar. Bu sırada, “Vah yavrucak, kim bilir neler yaşıyor acaba” diye düşündüklerini sanıp kendimi yargılamayı başardım.

Sonra Gandhi’nin o sözünü düşündüm: Görmek istediğiniz değişim olun. Bu söz hep yolumu bulmama yardımcı oluyor.

Saçını şampuansız yıkayanlar “No Poo” akımına dâhil sayılıyor. Yurtdışında kuaför salonu işleten yakın bir arkadaşıma bu akımdan bahsettiğimde senelerdir kendisinin şampuan kullanmadığını paylaştı. Bu bilgiyi bana niye daha önce söylemediğini sorduğumda ise “bilmiyorum” dedi. Ben de bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Bu süreçte sirke kullananlar koktukları için eleştiri alıyor. Sirke bir süre sonra uçuyor; fakat rahatsız olanlar için lavanta çayı ile durulanmak gibi başka seçenekler de var.

Aslında bunca yıl önüme konan toksik maddeleri hiç mi hiç sorgulamadan/araştırmadan kullandığım için önce kendimi affetmem gerek.

1800’lerden önce insanlara saçlarını ayda bir kez yıkamaları tavsiye ediliyormuş. 1970’lerde ise şampuanla yıkamak norm olmuş.

Karbonatla saçımı yıkama kararım plastik tüketimini de etkileyecek. Daha az ambalaj atığı olacak. Hava sıcaklıkları dayanılmaz hâlde ve artıyor. İklim değişikliği yaşıyoruz. Taşın altına elimizi ne zaman sokacağız?

Bu kararımdan haberdar olan bazı arkadaşlarım süslü, doğal ve pahalı başka şampuanları tavsiye ettiler. Bence o da başka bir pazar. Ve şu anki dünya görüşümle örtüşmüyor.

Bazen gözümün önüne, reklâmlarda oynayan ve bize karbonat tavsiyesinde bulunan televizyon yıldızları geliyor. Hoş olmaz mıydı? Acaba tavsiye ettikleri markaları gerçekten kendileri kullanıyorlar mıdır?

Karbonatla saç yıkama uygulamasının kanserli hastalara tavsiye edildiği biliniyor.

Siz yine de doktorunuza sormadan başlamayın.


Önemli not: The Environmental Working Group (EWG) veritabanında 71.000 kişisel bakım ürünü var. Bu ürünlerin ne kadar toksik olduğunu sıralamışlar. “0” en az zararlı, “10” en çok zararlı olarak puanlanmış. Şampuanların toksiklik derecesi aşağıdaki gibi:

Pantene Pro-V Expert Collection Advanced Keratin Repair Shampoo, Rating = 5
Head & Shoulders Men Extra Strength Dandruff Shampoo, Rating = 6

Suave Professionals Moroccan Infusion Shine Shampoo, Rating = 5
Herbal Essences Hello Hydration Shampoo Orchid & Coconut Milk, Rating = 5
Garnier Fructis Length & Strength Shampoo, Rating = 5
Aussie Moist Shampoo, Rating = 5
TRESemme Naturals Vibrantly Smooth Shampoo, Rating = 6
Dove Moisturizing Shampoo, for Dry or Damaged Hair, Intense Moisture, Rating = 5
L’Oreal Everpure Volume Shampoo, Rating = 8
Aveeno Active Naturals Nourish & Shine Shampoo, Rating = 5
John Frieda Root Awakening Normal Hair Shampoo, Rating = 7

Şampuanlarda yer alan zararlı içeriklerin isimleri ve toksik olma rakamları ise şöyle
sıralanmış.

Synthetic Fragrance, rating = 8
Oxybenzone, rating = 8
Benzyl Salicylate, rating = 7
Lilial, rating = 7
Formaldehyde Releaser, rating = 7
Methylisothiazolinone, rating = 5
Linalool, rating = 5
Methylchloroisothiazolinone, rating – 5
Benzyl Alcohol, rating = 5
Hexyl Cinnamal, rating = 5

Yazarın Diğer Yazıları

İran’ın cesur kadınları: Jin, Jiyan, Azadi!

Çoğu İranlı temel özgürlükler ve demokrasi uğruna canını feda etti

Mad Pride ya da ‘Delilerin’ Onur Yürüyüşü

Mad Pride’ın amacı stigma ile mücadele etmek, ‘delilerin’ haklarını savunmak, çeşitli politikalara etki etmek, beraberce güçlenmek, bazen biraz eğlenmek ve misal ‘psikopat’, ‘manyak’, ‘şizo’, ‘deli misin nesin’ demeden önce bir kez daha düşünmeyi hatırlatmak

LGBTİQA+ hakları insan haklarıdır!

Kendimiz dışındaki insanların var oluşlarını öldürmeye yeltenmekle övün(e)memeliyiz, bundan olsa olsa utanç duyulur.