05 Şubat 2020

Pegasus'un pistten çıkan uçakları Boeing 737-800 mi?

Olayın nedeni pilotaj, pist, kuledeki yönlendirmede hata ya da bambaşka bir neden olabilir. Ama eğer uçakla ilgili bir sorun varsa başka uçaklarda da sorun olacaktır

Akşam saatlerinde Pegasus'un İzmir'den gelen uçağı Sabiha Gökçen Havalimanı'nda pistten savruldu. Kazanın nedenini bulmayı ve diğer detayları havacılık otoritelerine bırakalım ama biz bir konuyu tekrar hatırlatalım.

Yaklaşık 1,5 yıldır 2 farklı ülkede düşen ve 354 kişinin ölümüne neden olması yüzünden dünya Boeing'in 737 Max uçaklarının tasarım hatasını tartışıyor. Biz de birkaç yazı ile bu konuya dikkat çekmeye çalıştık.

Derken New York Times bu sene 20 Ocak'ta yayımlanan haberinde, Amsterdam'da düşen uçağın 737 Max'ın önceki versiyonlarından 737 NG (next Generation) olduğunu ve Boeing'den kaynaklanan teknik bir hata sonucunda düştüğünü yazdı.

Bugün İzmir'den Sabiha Gökçen'e gelen ve pistten savrulduğu görülen Pegasus uçağı da bir Boeing 737-800. Önceki 2 pistten çıkış yani Trabzon ve daha önceki Sabiha Gökçen savrulmaları da 737-800 olduğunu öğrendik.

Boeing 737'lerde ve 737 Max'larda hata mı var?

Boeing 737 Max uçaklar 2018 Ağustosu'nda Endonezya'da ve 2019 Mart'ında Etiyopya'da düştü. İlk uçak düştüğünde, Boeing yetkililerinin bir yandan "pilotaj hatası" vurgularken, diğer yandan alelacele bir yazılım güncellemesi yaptığı ortaya çıktı. Bunu da vurgulamamak için pilotlara öğretmedikleri, kendi kendilerine keşfetmelerini bekledikleri ikinci kazadan sonra anlaşıldı.

İkinci kaza sonrasında da baktık. Yine "pilotaj" teranesinden bahsettiler. Boeing ikinci kazadan sonra da acilen "uçağın havaya kalkan burnunu aşağıya çeken yazılımı güncelleyeceği" açıklaması yaptı.

Boeing'cilerin güncellediği yazılım, uçağın dengesini sağlamaya yönelik. Daha doğrusu değiştirilen tasarım nedeniyle ağırlığı kuyruğu aşağıya, burnu yukarıya çevirirken, uçağın burnunu aşağıya çeviren bir yazılımdan bahsediyoruz.

Ama kısa süre sonra konu daha rasyonel tartışılmaya başlandı ve FAA bir soruşturma açtı. Gerçi anlatılanlara bakılırsa, en başta FAA'in kendisi kabahatli.

Hatalar şunlar; FAA uçağın uçması için vermesi gereken güvenlik sertifikalandırmasını Boeing firmasının kendisine vermiş. Başka deyişle Boeing kendi kendini sertifikalandırmaya başlamış. Bir başka sorun da, FAA Boeing'in yaptığı uçaklarda artık uçağı bir bütün olarak değil, değiştirilen parçalar bazında bir sertifikalandırma yapıyormuş. Yani mesela Max uçağında yeni versiyon motor kullanılıyorsa, o motoru uçağın üzerindeyken uçurarak sertifikalandırmak yerine sadece motoru sertifikalandırıyorlarmış.

Dolayısıyla 737 Max'larda yakıt tüketiminde tasarruf amaçlı olarak tasarım değişikliği yani kanatların öne alınması ve motorların yukarı doğru çevrilmesi yapılmış. Bu uçağın burnunu havaya kaldırıyor. Bunu da yazılımla düzeltmeye çalışıyorlar.

2 kazada da hâlâ pilotaj diyorlardı. Ama sonradan sorumluluklarını kabul etmek zorunda kaldılar.

Amsterdam uçağında ne olmuştu?

2009 yılında normal bir günde düşen THY Amsterdam uçağı için bir süre pek çok "acaba" konuşulmuştu (mesela ben bir süre, önceki kalkan uçağın yarattığı hava türbülansının inmekte olan uçağın etrafında sorun yaratmış olabileceğinin sorgulandığını da hatırlıyorum).

Sonuçta olay pilotaja bağlandı. Pilotlar da vefat ettikleri için kendilerini savunamadılar.

Ama New York Times'ta 20 Ocak'ta yayımlanan haber durumun bu olmadığını gösteriyor. Daha kötüsü Boeing yetkililerinin Hollandalı araştırmacılara baskı yaparak raporu değiştirdiği ve aslında Boeing'in hatası olan konuyu pilotlara yüklediği anlaşılıyor.

O uçak da bir 737. New York Times haberinde de belirtildiği üzere, 737 Max'ların önceki versiyonu. New York Times haberi sonrasında yani 10 yıl sonra halka açıklanan raporda, Boeing'in hatasından bahsediliyor. Bu hatalar sonucu THY, Türk hükümeti ya da vefat eden/kazadan kurtulan kişilerin bir dava açıp açmayacağı ise henüz duyulmadı.

Boeing ABD’nin stratejik bir ihracat kalemi

Boeing firması çok büyük. Öylesine büyük ki, Türkiye'nin açıklaması gereken "Milli Havacılık Stratejisi"ni açıklayabiliyorlar.

Boeing ABD'de NASA'nın uzaya bir nevi taksi haline gelecek yeni servisinin de iki gerçekleştiricisinden birisi. Diğeri geçenlerde bu konuya ilişkin "Crew Dragon" testini gerçekleştiren Elon Musk'ın şirketi SpaceX.

FAA Endonezya kazasına ses çıkarmadı ama Etiyopya kazası arkadan gelince, geçen yıl Boeing 737 Max konusunda soruşturma açtı. Bu soruşturma sırasında konuşan bir Amerikalı senatör de "bu insanlara uçan tabut satmışız" dedi.

FAA soruşturması 9 ay boyunca sürdü ve aralıkta sonuçlandı. CEO istifa etti. Ama doğrusu çıkacak sonucu ben önceden tahmin etmiştim. Uçakların yazılım güncellenene kadar uçuştan alınması kararı verildi. Yani uçaklar tamamen uçuştan alınmış değil.

Bu kararın nedenini tahmin etmek kolay; 737 Max'lar tarihin en hızlı sipariş alınan uçağı durumunda. 737 Max, Boeing tarihindeki en hızlı satan uçak olarak rekora sahip. Bu uçakların fiyatları 120 milyon dolar civarı. Dünya çapında 100’den fazla müşteriden yaklaşık 4 bin 700 sipariş topladı. Yani uçağın geri çekilmesi, 4700 x 120 milyon dolar = 600 milyar doların kaybolması anlamına gelir.

Bu uçağın Boeing şirketine maliyetine dair bir rakam da -Ocak 2019 olarak- veriliyor. O da 9,2 milyar dolar.

O nedenle FAA olması gerektiği gibi "bu uçak uçmamalıdır" demedi ve beklendiği "yazılım güncellenene kadar, geçici olarak uçmasın " dedi.

Boeing ABD'nin en önemli ihracat kalemi. Sizce bundan vazgeçip, üstelik en büyük rakibi olan Airbus’a yer açarlar mıydı?

Biz neden bu konuya bakıyoruz?

Bu yazıyı yazarken uçağın pistten çıkmasından bu yana henüz 2 saat geçmiş durumda. Çok taze olduğu için henüz kazanın nedeni tam olarak bilinmiyor. Sadece kule ile pilot arasında "kuvvetli arka rüzgar"dan bahsedildiği anlaşılıyor. Yani uçağın dengesinin iyi tutulması gereken bir durum.

Bu konuya yakından bakıyoruz; çünkü olaydaki uçakla ilgili bazı soru işaretleri var. Olayın nedeni pilotaj, pist, kuledeki yönlendirmede hata ya da bambaşka bir neden olabilir. Ama eğer uçakla ilgili bir sorun varsa başka uçaklarda da sorun olacaktır. Çünkü aşağıda yazdık, bu uçaklar etrafımızda. ABD’deki tasarım ya da teknik hata varsa, onların hatasını biz, sevdiklerimiz ya da ülkemiz ödemesin. Farkında olalım.

Yukarıda anlattığımız riske ve bizzat Amerikalı senatörün "uçan tabut" ifadesine rağmen 737 Max'lara izin verildiği görülüyor. Riskin bedelini onlar değil, öncelikle Etiyopya ve Endonezya’da 2 ayrı kazada ölen yaklaşık 350 kişi ödedi. Ama bundan sonrasında da, buna ses çıkaramayan ülkelerin vatandaşları ödeyecek.

Türkiye bu 50 taneden 12 tanesini almış durumda. Bunlar yerde bekliyor. 12 uçağın bedeli yaklaşık 1,5 milyar dolar. Bunlar ne olacaklar? Zaman içinde bize unutturulup, bu uçaklarla uçacak mıyız?

Bitmedi, daha 38 ilave sipariş var. Hepsi tamamlandığında 6 milyar dolar ödenecek ve karşılığında Amerikalı Senatörün ifadesi ile "uçan tabut" mu alınacak?

THY'nin elinde kaç tane Boeing 737 var?

Şu anda THY'nin elinde

- 99 tane 737-800 (yani pistten çıkan uçak)

 -15 tane 737-900 ER

 -1 tane 737-700,

 -1 tane 737 Max9

 -11 tane 737 Max8 

bulunuyor. Ayrıca 33 tane 777-300, 7 tane 787-9 Dreamliner, 4 tane 747-400F, 1 tane 777F olmak üzere 127 tanesi 737 model olmak üzere toplam 172 Boeing uçak var.

Kazanın nedenini bilahare hep birlikte duyacağız ama bu konuya da yakından bakmak lazım. Ama hepimiz dikkatle bakalım.

Hatalar?

Bu yazıda kazanın nedenini değil, Boeing uçakları anlattık ama yine de görüştüğümüz havacılık sektöründen, konuya yakın bir uzman bir kaç noktaya dikkat çekti; onları da iletelim ve bunları soru olarak sormayı -devamlı uçan bir yolcu olarak- uzmanlara hatırlatalım:

 -Acaba Pegasus pilotlarını yeterince eğitiyor mu? (aynı uçaklar THY'de de var, onlardan pist dışına çıkan olmadı.)

- Ulaştırma (demiryolları ve havayolları) alanında aynen pek çok diğer firmada olduğu gibi liyakata dikkat edilmediği hatırlatılıyor. TRT'de liyakata dikkat edilmediğinde -çok önemli olsa da- belki akşam haberlerini sunamaz hale gelirsiniz ama ulaştırmadaki liyakatsızlığın bedelini masum vatandaşlar ödüyor. Mısra Sel'in kalbinin nasıl yandığını, dedenin torunu için neler söylediğini hemen her gün okuyoruz.

- Kuvvetli arka rüzgara rağmen inilmesinin acaba nedeni neydi? Kule ya da pilot hangisi bunun önemsiz olduğunu düşündü? Düşünürken haklı mıydı?

- Havacılıktaki çeşitli konulara dair denetlemelerin sıkıntılı olduğu ve yetersiz yapıldığı söyleniyor.

- Kurum kültürlerinin kaybolduğu belirtiliyor.

  • Çok önemli bir not olarak da "pist'lerin sorunlu olduğu ve elden geçirilmesi gerektiği şeklinde...
  •  

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur