28 Eylül 2020

Korona günlerinde araştırma: Türkiye'de 65 yaş üstü vatandaşlar medyadan aldığı bilgiye inanıyor

TÜBİTAK tarafından desteklenen "Covid - 19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyonu Değerlendirmesi" başlıklı bir araştırma projesi yüzde 56'sı kadın, yüzde 37'si 75+ olan 1075 kişiyle gerçekleştirilmiş

Bugün "28 eylül", UNESCO tarafından 2015 yılında "Bilgiye Evrensel Erişim Uluslararası Günü (IDUAI)" olarak ilan edilmiş[1]. Bugün çerçevesinde bu konuda bir araştırmayı okuyucularımızın dikkatine sunmak isteriz.

"Korona günlerinde sağlık sorunları kadar ilginç bir durum da, 65 yaş üstü vatandaşların aldığı tüm bilgilere gözü kapalı inanması. Bu konudaki veriler, bir akademik çalışmadan çıktı. Çalışmaya göre, 65 yaş üstü vatandaşlar bilgilerini ağırlıklı olarak TV'lerden (kadın ve erkek yüzde 90) alırken, aynı yaş grubunun akıllı telefon ilişkisi yüzde 25lerde, internet ilişkisi kadınlarda yüzde 15, erkeklerde yüzde 21 ve gazete ilişkisi kadınlarda yüzde 12, erkeklerde yüzde 20 şeklinde.

65+ yaş grubunun yüzde 95'inin TV'si var. Bilgisayarı olanlar yüzde 13, radyosu olanlar ise yüzde 14.

65 yaş üstü vatandaşlardan aldıkları bilgileri araştıranlar sadece yüzde 25. Üstelik TÜİK demografik özelliğine göre seçilen katılımcı profilindeki master, doktoralı olanların bile ancak yüzde 63'ü şüphe duyuyor. Yani yüzde 37 doktoralı olsa bile her duyduğuna inanıyor. 

Araştırmanın yürütücüsü Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Mutlu Binark şöyle diyor:

"Yaşlıların elde ettikleri enformasyon neden şüphe duymadıklarını, ilerleyen günlerde daha derinlikli olarak tartışacağız."

Yani araştırma henüz taze ama daha tartışmalarını duyacağız.

28 Eylül "Bilgiye Evrensel Erişim Uluslararası Günü (IDUAI)"

Başta da söyledik bugün "28 eylül", UNESCO tarafından 2015 yılında "Bilgiye Evrensel Erişim Uluslararası Günü (IDUAI)" olarak ilan edilmiş[1]. Türkiye'de 2003'de kanunu [2] yürürlüğe giren "Bilgi Edinme Hakkı"[2], dünyada da (FOI - Freedom of Information) "İnsan Hakları" kapsamında önemli bir kavramdır [3][4].

Bu kavram 2020'de "Korona krizi" ile daha fazla önem kazandı. Çünkü her kafadan başka bir ses çıkıyor. "Koronavirüs'ü çamaşır suyu, tuz ruhu, sirke öldürür" haberlerini hatırlayın. Koronavirüs'ten korunmak isterken ölen kadını hepimiz daha unutmadık[5].

Sosyal medya şirketleri bu dönemde "Check the Fact (Doğru mu kontrol et)" gibi etiketler oluşturdular. Ama durum karışık. Örneğin ilk zamanlar "maske gereksiz" denilirken, sonradan maskenin başka türlü (yani sizi korumuyor ama sizden çıkanı engelleyerek, ortamdaki diğerlerini koruyor) işe yaradığı anlaşıldı. Korona döneminde bilgi bu kadar önemli.

UNESCO bu yıl, Koronavirüs dolayısıyla Bilgiye Evrensel Erişim Uluslararası Günü'nün sloganını "Enformasyona erişim- hayat kurtarır, güven inşa eder, umudu yeşertir" olarak belirlendi.

UNESCO bu temayı belirlerken enformasyona erişim hakkında iyi uygulamaların ve ilkelerin belirlenmesine ve Korona krizi süresince enformasyona erişimin hayat kurtarmadaki rolünün saptanmasına katkı sunmayı hedefliyor.

Salgın döneminde enformasyona erişim sadece sağlık enformasyonuna erişimle sınırlı değildir

Yukarıda bahsettiğimiz ve henüz ön bulguları yayınlanan araştırma da, Unesco'nun ilan ettiği "Bilgiye Evrensel Erişim Uluslararası Günü" ve "Korona Krizi" kapsamında açıklandı. Araştırma bize korona krizi döneminde doğru enformasyonun önemini gösteriyor.

TÜBİTAK’ın "Covid - 19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler" başlıklı özel çağrısı kapsamında desteklenen 120K613 numaralı ve "Covid - 19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Enformasyonu Değerlendirmesi" başlıklı araştırma projesi yüzde 56'sı kadın, yüzde 37'si 75+ olan 1075 kişiyle gerçekleştirilmiş.

Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Mutlu Binark yürütücülüğünde, Doç. Dr. Özgür Arun (araştırmacı), Dr. Duygu Özsoy (araştırmacı), Kadriye Beren Kandemir (bursiyer), Gül Şahinkaya'dan (bursiyer) oluşan bir ekip tarafından yapılan araştırmanın henüz ön bulguları yayımlandı.

Araştırmacılardan Dr. Duygu Özsoy, Korona krizi sırasında doğru enformasyonun önemini şöyle açıklıyor [6]:

"Doğru enformasyona kolay ve hızlı erişimin sağlanması aynı zamanda insanların dezenformasyondan da korunmasına olanak sağlar. Dezenformasyondan korunma özellikle pandemi gibi insan sağlığını ilgilendiren kriz anlarında en az enformasyona erişim kadar hayati bir öneme sahiptir.

Salgın sırasında insanlar, salgının gelişim seyri, salgından nasıl korunulabilecekleri, hastalık belirtileri göstermeleri halinde yapmaları gerekenler, test sayıları, ölüm oranları vb. konularda düzenli, bilimsel ve anlaşılır bilgiye erişime ihtiyaç duyarlar. Sağlık enformasyonuna erişimin yanı sıra salgın sırasında uygulanan kısıtlamalar, bazı iş yerlerinin geçici olarak kapatılması, bazı kamu hizmetlerinin internet üzerinden verilmeye başlaması gibi salgının yayılmasını engellemek için alınan önlemler de hayatın pek çok alanında ihtiyaç duyulan enformasyona erişimi zorlaştırmakta ve yeni uygulamalar hakkında enformasyon edinme ihtiyacı doğurmaktadır.

Ayrıca iş yeri kapananlar, işsiz veya evden çalışmak zorunda kalanlar, sokağa çıkma yasaklarının/kısıtlamaların kapsamında olanlar gibi pandemi nedeniyle hayatı salgından farklı şekillerde etkilenen kişilerin de yaşadıkları sorunun çözümüne ilişkin üretilen politikaların bilgisine, bunların nasıl hayata geçirileceğine, kendilerine yardımcı olacak desteklere nasıl, hangi koşullarda erişebileceklerine vb. konulara ilişkin enformasyona ihtiyaçları artmaktadır. Bu nedenle salgın döneminde enformasyona erişim sadece sağlık enformasyonuna erişimle sınırlı değildir, oldukça geniş bir kapsama sahiptir."

Prof. Dr. Mutlu Binark'a, bu araştırmayı yaparken amaçlarının ne olduğunu, bulguları nerede kullanacaklarını ve hangi bulguları ilginç bulduklarını sorduk:

"Nisan ayı başında TÜBİTAK Sosyal ve Beşeri Bilimler Grubu Covid - 19 pandemisinin toplum, kültür, ekomomi, siyaset ve birey üzerine etkilerinin durum tespitini yapmak üzere özel bir araştırma çağrısı hazırladı. Biz de 2018 yılından bu yana yaşlılar, dijital erişim ve dijital eşitsizlik konusunu gerontolog Doç.Dr. Özgür Arun ile çalışıyorduk. 'Yaşlanma, Dijital Kültür ve Dijital Eşitsizlik' kitap çalışmamızda Dr. Duygu Özsoy da dijital eşitsizliğin üç veçhesi üzerine çalışmasıyla katkıda bulunmuştu. Ayrıca kendisi Doğu Anadolu Bölgesi'nde kadınlar ve dijital eşitsizlik üzerine saha çalışması yapmıştı.

Biz de bu çağrıyı duyunca, biri iletişim bilimleri alanında doktora yapan Beren Kandemir ve biri gerontolog olan Gül Şahinkaya adlı iki bursiyer arkadaşımızla birlikte, proje çağrısına hazırlandık. Çağrı için çok kısa bir süre verilmişti Tübitak tarafından. Sadece iki hafta. Biz de bu nedenle, 120k613 proje kodlu 'Covid - 19 Sürecinde Yaşlıların Enformasyon Arayışı ve Değerlendirmesi' adlı araştırmamızda, pandemi süreci öncesi ve sonrasında yaşlı nüfusun enformasyon kaynaklarını, elde ettikleri enformasyona güvenmelerini ve teyit mekanizmalarını, medya repertuvarlarının gündelik yaşamdaki yerini saptayıcı nicel metoda temelli bir araştırma planladık. Araştırmanın özgünlüğü, Türkiye'de 12 istatitiki bölgeyi temsil eden örneklemi olması ve makro veri seti oluşturması.

Saha araştırması 1075 kişilik örneklem ile temmuz ayında başladı ve ağustos sonunda tamamlandı. Şu anda bulguların analiz sürecindeyiz. Aralık ortasında bulgularımızı çevrimiçi bir çalıştay ile ilgili Bakanlıklar, üniversitelerin ilgili bölümleri, STK'lar ve medya ile paylaşacağız. Şu anda yenimedya.wordpress.com da proje etiketinde ön bulgularımızı duyuruyoruz. Keza sosyal medya hesaplarımız ve projenin YouTube kanalında da.

UNESCO Bilgiye Erişim Günü olması vesilesiyle, şu hususun altını çizeyim: nitelikli doğru ve güvenilir bilgiye erişim insan hakkıdır. Özellikle pandemi sürecinde yaşlıların enformasyon gereksinimi ve nasıl bu gereksinimi giderdikleri konusunda araştırmamızın bulguları, kapsayıcı toplum temelli kamu politikalarına katkı sağlayacak. Sizi de Aralık ayındaki çalıştaya katılıma davet ediyoruz..."

Proje iletişim bilgileri: [email protected]



[1] International Day for Universal Access to Information

[2] BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU

[3] CBilgi Özgürlüğü

[4] Brisbane Declaration

[5] Koronavirüs korkusuyla sürekli temizlik yapan kadın, çamaşır suyu ve tuz ruhundan zehirlenerek hayatını kaybetti

[6] Enformasyona Erişim – Hayat Kurtarır, Güven İnşa eder, Umudu Yeşertir

 

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur