10 Haziran 2022

BTK, Abone Deseni'ni seçim nedeniyle mi almaya çalışıyor?

Sonuçta Adıgüzel'in ortaya koyduğu "Abone Deseni" gerçekten Türkiye Cumhuriyet'inin en büyük "fişleme skandalı"

Edward Snowden 2013 yılında "Amerikan hükümeti, tüm büyük internet servis sağlayıcı firmalarının sunucularından (bilgisayarlarına) istediği bilgileri alıyor" şeklindeki skandalı duyurduğunda, dünyada çok önemli bir şeyler değişti. Örneğin Avrupa Birliği, ABD'yi o zamana kadar Avrupalı vatandaşların verileri için "güvenli liman" diye tanımlardı ama olaydan sonra bu tanım kaldırıldı. "Güvenli liman"ın yeniden tesis edilmesi için 9 yıl sonra olan bu seneye kadar süren ABD-AB görüşmeleri var. ABD bazı konularda taviz vermeye bile başladı (örneğin internet vergisi) Çünkü bu "güvenli liman" tanımı en başta ticareti (ihracatı) engelliyor[1].

Önceki gün benzer bir skandalı CHP Bilişimden sorumlu Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel duyurdu. Zaten Dezenformasyon Kanunu taslağı dijital mecralar komisyonuna geldiğinde yapılan konuşmalardan (tutanak) bu konudaki ilk ifadeleri görmüştük ama konu önceki gün verilen ve AKP-MHP oyları ile reddedilen bir Meclis Araştırması önergesi ve arkasından Twitter üzerinden "bilgi seli" şeklindeki tweetleri ile daha fazla açığa çıktı[2].

Adıgüzel'e biz de konuyu sorduk. Şunları söyledi:

"En son söyleyeceğimi en başta söyleyerek başlayayım: Cumhuriyet tarihinin en büyük fişleme skandallarından biri ile karşı karşıyayız. 85 milyonun hiçbir mahkeme kararı olmadan KVKKya ve Anayasaya, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı bir şekilde BTK eliyle kitlesel olarak izlenmesi, takibi söz konusu. Ve bu bir süredir devam ediyor ve milyonlarca abonesi bulunan 3 büyük firma da dahil olmak üzere birçok servis sağlayıcı bu verileri BTK ile halihazırda paylaşıyor. Yani 85 milyon aslında süresiz olarak takip altında. BTK'nın bir istihbarat birimi olmadığı açıktır. BTK bu verileri hangi gerekçeyle topladığının hesabını kamuoyuna vermelidir."

Adıgüzel'in ortaya çıkardığı olay, "Abone Deseni" adını taşıyor. Bu internet servis sağlayıcılara BTK tarafından gönderilen bir talimat. Talimat yeni değil ama "gizli" ibaresi ile gönderilmiş. "Milli güvenlik" kisvesine sokulduğu anlaşılıyor. Bu nedenle de Adıgüzel ortaya koymadan önce pek duyulmadı.

"Abone Deseni" denilen şey, Türkiye'de herhangi bir şirketin internet servisine abone olan kişilerin annesinin kızlık soyadından tutun, pasaport numarasına, önceki GSM numarasına, telefonunun yurtdışı aramalara kapalı olup, olmamasına, kullandığı VPN'e kadar inanılmaz miktarda ve çeşitlilikte bilgi istiyor. Bu bilgilerin arasında, eğer bir şirkette çalışıyorsa, şirket içi hat numarası bile var.

Kişisel veriler, reklam ya da siyasal amaçlı olarak manipülasyon yapmakta kullanılıyor

Edward Snowden'in ortaya çıkardığı skandal; ABD'nin, kendi halkı konusunda casusluk yaptığıydı. Olayın arka planında şöyle bir varsayım var: Kolluk gücü gerektiğinde -yani birisinin suç işlediği makul şüphesi varsa- mahkemeden -nedenlerini anlatarak- alacağı karar ile bu kişiye ait haberleşmeyi izleyebilir. Ama bütün toplumun verileri ve bir neden (yani mahkeme kararı) olmaksızın toplanıyorsa, burada amaç, bu verilerin toplu olarak kullanımı (manipülasyon) amacına dönüşüyor. Zaten Adıgüzel bu tür bir tehlikeyi, yayınladığı basın açıklamasında Fahrettin Altun'u kastederek, "Fahrettin Analytica" mı geliyor şeklinde Cambridge Analytica rezaletine işaret ederek ifade etmiş.

Dünyanın en büyük kişisel veri işleyen firmalarından olan Facebook, geçen yıl iPhone'lara gelen ATT (Application Tracking Transparency) özelliği ile kullanıcıların verilerini gizlemesi sonrasında bu yıl değerinin yarısını kaybetti. Geçen yıl 1 trilyon dolar değeri olduğu hesaplanıyordu. Bugün bakarsanız 532 milyar dolarda. Bunun nedeni bir kısım (yani iPhone) kullanıcıların kendi kişisel verilerini Facebook'a vermekten vazgeçmeleri. Diğer kullanıcılar da vazgeçse Facebook'un kalan değeri de düşecek[3].

Kişisel verilerimiz bu kadar kıymetli. Neden? Çünkü kendi verileri sayesinde kullanıcılar, reklam amaçlı olarak firmalar ve siyasal amaçlı olarak çeşitli diğer kurumlar (tabi ki en başta siyasal partiler) tarafından yönlendirilebiliyor (manipüle edilebiliyor). Bunun en meşhur örneği, Trump'ın kıl payı da olsa seçilmesini sağlayan "Cambridge Analytica" olayı [4].

Sonuçta Adıgüzel'in ortaya koyduğu "Abone Deseni" gerçekten Türkiye Cumhuriyet'inin en büyük "fişleme skandalı". BTK, Türk internet abonelerinin attığı adımı, ne yaptığını, kimlerle görüştüğünü, hangi sitelere, hangi forumlara, hangi gruplara girdiğini bilmek istiyor. Üstelik Adıgüzel'e göre şu anda üç büyük operatör olan Türk Telekom, Turkcell, Vodafone tarafından zaten bu bilgiler BTK'ya veriliyor.

Konuyu hukukçu Yaman Akdeniz'e sorduk. Türkiye'deki internetle ilgili hukuki sorunlarla yakından ilgilenen Prof. Dr. Akdeniz şöyle dedi:

"BTK'nın 'abone deseni' ve 'internet trafik log kayıtları' ile ilgili talepleri sadece hukuka aykırı değil aynı zamanda Anayasa'ya da aykırıdır. AYM'nin de BTK'nın talep yetkisini iptal eden kararı bulunmaktadır. Orwellyen bir devlet yapısı kurmaya çalışan BTK suç işlemektedir.

Buna sessiz kalan ve dava açmayan telekomünikasyon ve İnternet servis sağlayıcıları da suç işlemektedir. Anayasa ve KVKK sadece BTK'yı değil değil aynı zamanda bu şirketleri de bağlar."

Bu konu daha çok konuşulacak çünkü "SBK bizi WhatsApp'tan mı dinliyor?" gibi tali konuların çok ötesinde ve boyutları çok büyük bir olay. Herkesin konuyu farkında olması ve tepki göstermesi lazım. Çünkü yakında seçim var ve çaresiz kalan AKP'nin en büyük stratejisi "manipülasyon" olabilir.



[1] Bu arada ABD'deasıl yasadışı olanın bu bilgilerin toplanması olduğuna karar verildi Bkz : 7 yıl sonra, ABD Temyiz Mahkemesi, Snowdenin Sızdırdığı NSA Programının Yasadışı Olduğuna Karar Verdi

[2] Onursal Adıgüzel'in "Abone Deseni" konusundaki bilgiseli

[3] Kişisel Verileri Alamayınca, Facebookun Değeri Bir Yılda 400+ Milyar $ Düştü

[4] Amerikan Senatörler, Zuckerbergi Fena Zorladı, Seçimlerde Dikkatli Olunması Konuşuldu

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur