23 Ekim 2020

Yeni bir varlık barışı getiriliyor…

Yeni varlık barışı kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması öngörülüyor.

11 Haziran tarihli yazımda 7186 sayılı Kanun ile düzenlenen ve kamuoyunda "varlık barışı" olarak adlandırılan uygulama kapsamında, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye'ye getirilmesi ile Türkiye’de bulunan ancak kayıtlarda yer almayan bu varlıkların (ilaveten taşınmazların) kayda alınması için bildirim/beyan süresinin 30 Haziran 2020’de sona erdiğini hatırlatmıştım.

Varlık barışının önemi, bu kapsamda yurt dışından getirilen veya yurt içinde kayda alınan varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılamaması.

Bu düzenlemede, vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılamaması yönündeki korumadan (güvenceden) yararlanabilmek için yurt dışındaki varlıkların bildirim tarihinden itibaren 3 ay içerisinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekiyordu. Ayrıca yurt dışındaki varlıkların bildirilen, yurt içindeki varlıkların ise beyan edilen ve kayda alınan değerleri üzerinden hesaplanan yüzde 1 oranındaki verginin ödenmesi şarttı.

Bildirilen veya beyan edilen değerler üzerinden hesaplanan yüzde 1 oranındaki vergiyi ödemeyenler inceleme ve tarhiyat korumasından yararlanamadıkları halde tahakkuk eden vergiyi ödemek zorundaydılar. 7143 sayılı Kanunla düzenlenen daha önceki varlık barışında da uygulama bu yöndeydi.

Bu durumun hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum, çünkü bu özel vergi sağladığı koruma nedeniyle tahsil ediliyor. Vergiyi süresinde ödemeyenler korumadan yararlanamadığına göre, tahakkuk eden verginin de iptali (terkini) gerekir. Bu nedenle varlık barışının vergisiz olarak tasarlanması daha doğrudur.

Birbiri ardına yapılan varlık barışı düzenlemelerine ilişkin istatistikler yayımlanmadığından yararlanan kişi sayısını ve bildirilen/beyan edilen tutarları bilemiyoruz. Ancak beklenen seviyede yararlanılmadığını yeni düzenleme yapılmasından anlıyoruz. Gelir İdaresinden bu istatistikleri yayımlamasını bekliyoruz.

Bugün gündemde yeni bir varlık barışı var. Meclis'te görüşmeleri devam eden torba yasa teklifinde yukarıda bahsettiğim son varlık barışının ardından daha bir yıl geçmeden yeni bir varlık barışı düzenlemesine yer verildi.

Bu kadar kısa sürede yeni bir varlık barışına ihtiyaç duyulmasının tabii ki bir nedeni var. 4 Eylül tarihli yazımda otomatik bilgi değişiminin başladığını duyurmuş ve yeni bir varlık barışının yapılması halinde bu gelişme dolayısıyla başarı şansının daha yüksek olabileceğini vurgulamıştım. Ben kısa bir süre geçmiş olması nedeniyle önceki düzenlemenin süresinin uzatılmasının kamuoyuna daha kolay açıklanabileceğini söylemiştim, ancak hükûmet yeni bir düzenlemeyi tercih etti. Otomatik bilgi değişiminin vergi barışına etkisini bu vesileyle test edeceğiz.

Yeni düzenleme eskisi ile nerdeyse aynı, tek fark yüzde 1 vergi alınmaması. Yukarıda bu verginin alınmasının zaten hukuken sıkıntılı olduğunu açıklamıştım. Bu yönüyle yeni düzenleme isabetli.

Yeni varlık barışına göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 30 Haziran 2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler. Bu kapsamda Türkiye’ye getirilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelere dâhil edilebileceği gibi, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerden çekilebilir.

Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların da 30 Haziran 2021 tarihine kadar vergi dairelerine bildirilmesi mümkün. Bildirilen bu varlıklar, 30 Haziran 2021 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir.

Yeni varlık barışı kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle de hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması öngörülüyor. Bu hükümden faydalanılabilmesi için yurt dışındaki varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şart. Teklifin ilgili maddesinde, yurt içindeki varlıkların kayda alınması nedeniyle inceleme ve tarhiyat güvencesi net bir şekilde ifade edilmemiş. Komisyonda bu eksikliğin giderilmesinde yarar var. Yoksa yurt içindeki varlıkların kayda alınmasına talep düşük kalır.

Vergi barışı uygulamalarının başarı şansını yükselten etkenlerden biri bildirilen/beyan edilen varlıklar nedeniyle inceleme ve tarhiyat yapılmamasıdır. Bu varlıklar nedeniyle geçmişe dönük inceleme ve tarhiyat da yapılmaması gerekir.

Yeni düzenleme eskisinden yüzde 1 veya 2 gibi bir vergi tahsil edilmemesi dışında aynı. Geçmişe dönük inceleme ve tarhiyat yapılmaması yönünde daha açık düzenlemeler yapılmasında yarar var. 2 Ekim tarihli yazımda varlık barışında neden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağını yasal düzenlemeler ışığında örnek olaylarla açıklamıştım. Bu konu çok önemli!

Açık yasal düzenlemeye rağmen inceleme ve tarhiyat yapılırsa varlık barışından yararlanmanın anlamı kalmaz. Yasaya güvenerek varlıklarını Türkiye’ye getiren veya kayda alan mükelleflerin güvenini boşa çıkarmamak gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları

Öz sermaye hesaplarına ilişkin enflasyon farklarını sermayeye ilave ederken bir kere daha düşünün!

Öz sermayeyi artırmayan ve hiçbir olumlu vergisel sonucu olmayan bu işlemin yapılmasını kesinlikle önermiyorum. Aman dikkat!

Şirket ortakları ve mirasçılarını ilgilendiren önemli gelişme: Enflasyon düzeltmesi veraset ve intikal vergisini de etkiliyor!

Enflasyon düzeltmesi ile öz sermaye tutarları önemli ölçüde değişmektedir. Çoğunlukla öz sermaye tutarları artmaktadır, çünkü ülkemizde mükelleflerin büyük çoğunluğu varlıklarını özkaynaklarla değil borçla finanse ettiklerinden enflasyon düzeltmesi işlemi enflasyon kazancı doğurmaktadır. Bu da öz sermayeleri artırmaktadır