24 Mayıs 2020

Sevgiliden sakınılmayacak cinsiyetsiz sözler ajandası

Duygularınızı paylaşın. Açık ve cömert olun. Güzel duygular saklanmayı haketmez. İyi bayramlar!

Seni seviyorum.
Özür dilerim.
Teşekkür ederim.
Rica ederim.
Seninle olmak çok güzel.
İçimi ferahlatıyorsun.
Yanımda olman bana iyi hissettiriyor.
Yanında güvende hissediyorum.
Sana bağlandım. 
Sana bağlı hissediyorum.
Sensiz bir dünya istemezdim.
Pek tatlısın. 
Anlayışın için teşekkür ederim.
Çok güzelsin.
Seni çok beğeniyorum. 
Seksî bir kadınsın/erkeksin.
Bana dokunmana/sana dokunmaya bayılıyorum……

Bana yardım eder misin?
Yardıma ihtiyacın var mı?
Canın sıkkın görünüyor? Anlatmak istersen seni dinlemek isterim. 
Üzülmeni hiç istemem.
Hayatında her şey yolunda gitsin isterim……

Her sabah uyanınca aklıma ilk gelen sensin.
Akşamları sesini duymadan uyumak istemiyorum.
Tartışsak da sinirlensek de biz konuşur hallederiz. 
Tartışıp konuşmadığımızda çok üzülüyorum. Aslında hemen düzelsin istiyorum….

İlişkimizle ilgili beni zorlayan bir konu var, uygunsan bahsetmek istiyorum.
Konuşurken sesini yükselttiğinde, korkuyorum ya da sinirleniyorum.
Sana sinirlenince biraz senden ayrı durmaya ihtiyacım var.
Bazen hiç dinlenmediğimi hissediyorum. 
Çoğu zaman beni duymuyor, görmüyorsun zannediyorum, sen bunun farkında mısın?
Benim, evin dış işlerinde biraz yardıma ihtiyacım var, yetişemiyorum. 

Aileni senin ailen olduğu için seviyorum, ama bu sıklıkta görüşmek benim çok da seve seve yaptığım bir şey değil, özgür zamanımda başka şeyler yapmak istiyorum. 
Baban benimle böyle konuştuğunda, kendimi ailenizin dışında hissediyorum, benim yanımda olmana ihtiyaç duyuyorum. 
Para ile ilgili konularda biraz daha açık olmamıza ihtiyaç duyuyorum, aklımıza bu konuyla ilgili bir şey takılsın istemem. Ortak gelir ve gider konusunu açık konuşsak rahat eder miyiz, ne dersin? 

Sonra konuşalım olur mu?
Şimdi çok sinirliyim, seni daha fazla kırmak, kendim de kırılmak istemem, bunun için biraz dışarı çıkıyorum. (Balkona gidiyorum, müzik dinliyorum, dizi izliyorum..)
Tartıştık, bağırıp çağırdık birbirimize, birbirimizi kırdık, birbirimize öfkelendik, evet; ama ben hala seni
seviyorum, bu değişmedi.
Sevgimiz tartışmalardan ve kavgalarımızdan daha derin.
Bir rüzgar gibi duygularımız, eser geçer, bazen de lodos gibi sersemletir, ama sonra dinginleşiriz ve olanları konuşabiliriz, değil mi?
Birbirimize düşman değiliz, onca güzel duygu paylaştık, onların hatırına sakinleşene kadar bekleyelim, sonra da konuşalım, anlatalım kendimizi birbirimize.

Biraz beni dinlemeni istiyorum.
Biraz seni dinlemek istiyorum.
Biraz dinlenelim buna ihtiyaç duyuyorum.
Senden ayrılmayı hiç istemiyorum, sadece bazı konularda zorlanıyoruz, bu seni sevmediğim, gitmek istediğim anlamına gelmiyor.

Benim biraz kendimle kalmaya ihtiyacım var, bu seni rahatsız eder mi?
Biraz yalnız kalmak ister misin?
Akşam tuttuğun takımın maçı var, sen onu izlemek istersin, ben de kendi planımı yaparım, bu uyar mı?
Benim arkadaşlarımla meyhane planım olduğu gece, sen ne yapmayı düşünürsün?
Bir kaç gün şehir dışında dinlenmek istiyorum, yalnız veya arkadaşlarımla, birbirimizi özlememiz seni rahatsız eder mi? 

Dört dörtlük bir ilişkimiz yok diğer bütün ilişkiler gibi, ama iyi bir arkadaşlığımız var ve bu çok değerli.
Anlaşamadığımız, birbirimizden farklı bir çok yönümüz, alışkanlığımız ve davranışlarımız var ve bazıları bizi deli ediyor. Ama sen geldiğin kendi hikayende, ben de geldiğim kendiminkinde bütün bunları yapmamızın bir anlamı var, bazen çekilmez oluyoruz. 
Bana karşı olsun diye yapmadığını bildiğim huysuzlukların için, yardımcı olabilirim, konuşabiliriz veya destek almana yardım edebilirim, bütçe ayırabiliriz.
Biraz uzlaşmak, biraz katlanmak, biraz idare etmek her ilişkide var, yeter ki sınırlarımızı zorlamayalım, birbirimize saygısızlık ve nezaketsizlik etmeyelim. 
Benimle her şeyi konuşabilirsin ama bana şiddet gösteremezsin. 
Bana duygusal, ekonomik, cinsel ve fiziksel şiddet gösteremezsin.
Beni manipüle etmeni fark ediyorum, bu devamlı olduğunda senden uzaklaşıyorum. 

Bazen sana aşırı gıcık oluyorum, basıp senden gitmek istiyorum, doğru; ama bu bir duygu ve anlaşılmayı hak ediyor. İstersen sakin bir biçimde kendimizi izah edelim, tansiyonu yükseltmelerden kaçınarak, adım adım ilerleyelim. Eğer birimizin nabzı yükselirse haber versin duralım. Sıcak-soğuk oyunu gibi.

Her ilişki bitebilir, bizimki de bunun dışında değil, ama ben hiç bitmemesini isterim. Bunun için yapabileceklerimiz var. 

  • Birbirimize saygı göstermeliyiz, nezaket de yumuşatıcıdır, sevgiyi sakınmamak ise en önemlisi.
  • Her insan “birinin biriciği olmak ister ve bu ayıp da suç da değildir.” 
  • Her insanın en büyük duygusal ihtiyacı anlaşılmaktır. İnsanlar anlaşır. Birbirlerine yakın dururlarsa, kendilerini samimiyetle açarlarsa ve birbirlerini anlamaya çaba gösterirlerse, anlaşırlar. Duygularını fark eder ve tartışmaları yönetebilirlerse, her insan anlaşır. 
  • Ancak bu anlaşma mutlak surette “uzlaşma veya barışma” anlamına gelmeyebilir. Hatta bazen ilişkiyi bitirmek anlamına da gelebilir. Ancak aslında ilişki bittiği zaman, öfkeyi devam ettirmeye değecek hiç bir şey de kalmamıştır. 
  • Duygularınızı paylaşın. Açık ve cömert olun. Güzel duygular saklanmayı haketmez.

İyi bayramlar!

Yazarın Diğer Yazıları

Seçmenin cevabı: Seçimin psikolojik analizi 101

14 ve 28 Mayıs seçimleri, özellikle muhalefetteki siyasi partilere sert bir dille ve yüksek volümle seslendi: Değişin!

Utancımı duyan var mı? | Afetzedelere ve çaresiz tanıklara, psikolojik ilk yardım

Bu hafta uzaktakilerden veya bölgeden en çok duyduğum, gördüğüm okuduğum, yüksek düzeyde hissedilen utanç duygusu ve yoğun bir yardım etme isteği ve sorumluluğu. Bana kalırsa yaşadığımız utanç ve sorumluluk duygusunun üç sebebi var. Bir, bu kadar kötülük karşısında iyiliğe olan ihtiyacımız; iki, yaşamda kalmanın ve şanslı tarafta olmanın getirdiği suçluluk duygusu ama en önemlisi de utanması ve sorumluluk alması gereken kişilerin utanmaması ve sorumluluk almaması. Onların sahip olmadığı utanç sorumluluk duyguları sanırım bizde ikame ediyor

Kadın cinsel(siz)liği

Bakmaya bile cesaret edemediği, orada, aşağılarında başına bela olacak bir organın içine, nasıl olacak da bir erkeğin penisi girecektir? Yüzyıllarca kalınlıktaki kapıları kırarak hem de. Cinsellik budur kızım!